Bloody Wolf - Jikook/Taegi

3.Bölüm

Ara ara yorum yapın lütfen

Keyifli okumalar

Jungkookun gözlerinden ateş çıkıyordu.

"ne demek bulamadık. Cesetlerin ordan sonra kokuyu takip ettiniz mi?"

"kokuya farklı bir kurdun kokusu karıştığı için takip edemedik efendim."

"ÇABUK GİDİP TÜM ORMANI VE ÇEVRE SÜRÜLERİ DE ARAYIN."

Adamları odadan çıktıktan sonra bana döndü.

"Taehyungu en son ne zaman gördün"

"saldırdıklarında ikimizi de ayırdılar ağaç vardı görmedim."

odadan hızlıca çıktı. Camdan dışarı baktım. Ormana doğru koşup ormana girdiği sırada kurt formuna dönmüştü.

Taehyung'un ağzından

İki alfa kollarımdan tutmuş beni sürüklüyordu. Bense sadece bağırıyordum. Beni dizlerimin üzerine çöktürdüler. Ben hala tüm gücümle çırpınıyordum.

"sadece biraz eğleneceğiz Taehyung.."

O sırada gözlerim karardı ve göz kapaklarım kapandı. Son gördüğüm şey kurtların yüzünde ki şaşkınlıktı.

Yazardan

"ondan önce biz biraz eğleneceğiz"

Dedi yoongi.

Yukarıdan kurtların ortasına atladı ve kolaylıkla iki kurdunda kafasını kopardı. Büyümüş dişleri ve kan içinde ki elleriyle son kurda yaklaştı o da koşarak diğerlerinin yanına gitti. O sırada kafasından ok yedi. Jungkookun geldiğini görünce Taehyungu kucağına alıp hızlıca gitti. Neden Taehyunguda aldığı hakkında bir fikri yoktu. Kurdunu dinlemişti.

Jimini görmemişti. Taehyungun olduğu taraftan gelmişti ve ortadaki büyük 3 ağaç sur gibiydi resmen.

Ormanın içinde yerin altında ki gizli evine geldi ve Taehyungu yatağa yatırdı.

Taehyung'un ağzından..

Gözlerimi açıp bir süre beyaz tavanla bakıştım. Aklıma gelenlerle hızla oturur hale geldim. Neredeydim ben böyle. Kesin kaçırdılar beni. Kesin eziyet edip pis istekleri için kullanacaklardı.

Sessizce odadan çıktım. Hızlı hızlı aşağı indim. Kapı neredeydi ya!? Pencere felanda yoktu. Hızla o tarafa bu tarafa yürürken ayak sesi duydum ve çığlığı bastım. Ağzıma kapanan el ile kim olduğuna baktım. Karşımda yüzüme fazlaca yakın şekilde duran. Yoongi vardı. Jiminin abisi. O mu kurtarmıştı bizi.

"sakin ol! Elimi çekeceğim tamam mı?"

Kafamı onaylar şekilde mırıltılar çıkarırken salladım. O da elini yavaşça çekti.

Yüzümüz fazla yakındı ve o fazla yakışıklı bir alfaydı. Ben yapamasam da o uzaklaştı ve

"iyi misin?"

"iyiyim. Jimin nasıl?"

"jimin mi? O da mı oradaydı? Görmedim?"

"e-evet. Hemen gitmeliyiz"

"korkma abin halletti az önce haberi geldi"

Endişeli ifademden hoşlanmış bir ifade vardı yüzünde.

"e abim geldiyse benim burda ne işim var? Abim de mi burda?"

"ımm hayır? Seni ve jimini farklı yerlere götürmüşler. Ondan yani. Ben seni buldum."