7.bölüm

7.4K 461 210
                                    

Jeon kabilesi büyük bir korkuyla kim kabilesini bekliyordu. Jimin hayatında hiç korkmadığı kadar korkuyordu şuan. Jungkook'un ne hissettiğini de hissede biliyordu. Fazlasıyla gergindi o da şuan. Jungkook sinirle ve birazda sesini yükselterek

"gelmeyecek işte!" Jungkook dediğinin tersinin çıkmasını istiyordu. Namjoonun geleceğini inanıyordu. Onun yüzünden sürüsünün yok olmasını istemiyordu. Bakışlarını yavaşça jimine çevirdi Jungkook. Jiminin iyice korkmasına sebep olmuştu. Jungkook jiminin yanına gidip sakinleşmesi için yanına oturup elini tuttu yavaşça.

15 dakika kadar sonra namjoon gelmişti. İçeri girip selamlamadan felan gidip oturmuştu. Jungkook iyiden iyiye sinirlenmişti. Keşke onuda öldürseydim diye geçirdi içinden.

3 saat kadar sürmüştü. Namjoonla her iki tarafa uygun kurallı bir anlaşma yapılmıştı. Şimdi sıra Jungkookun canını yakmak için yapılması gerekendi. Babasını ne kadar kendisi öldürecek olsada başka kabileden birinin öldürmesi ve hiçbir şey yapılmaması olmazdı. Namjoon gülümsedi....

"sonuncu olarak ise.... Babamın kanına karşılık Jungkook omegasını bizim sürüye verecek.

Jungkook o an duyduklarıyla sinirden çılgına dönmüştü. Tehtitkar ve sert bir ses tonuyla

"ne dedin sen?"

"duydun"

Jungkookun gözleri kan kırmızısı olmuştu. Ayağa kalktığı an babası kolundan tuttu. Fısıltıyla

"otur daha fazla başımıza dert açma"

"ne dediğini duymadın mı?"

"halledeceğim sen otur"

Jungkook yerine oturduğunda namjoon hala gülümsüyordu pis pis.

"bu şartı kabul edemeyiz lütfen farklı bir şey isteyin"

Namjoon bu isteğinden vazgeçecek gibi değildi.

"hayır."

Net bir ses tonuyla söylemişti. Jungkook savaşırdı ama jimini asla vermezdi. Jungkook dişini sıkıyordu. Üstüne atlamak üzereydi.

O sırada namjoonun aklına gelen fikirle gözleri parladı.

"tamam fikrimi değiştirdim. Sizin park sürüsüyle yaptığınızı yapalım. Erkek kardeşini ver."

Jungkook daha da sinirlenmişti. Hiç kimseyi vermek istemiyordu.

"tamam"

Babasının teklifi kabul etmesiyle şaşkın gözlerle babasına bakmaya başladı Jungkook. Ne kadar kimseyi umursamaz sert biri olarak gözüksede Taehyung onun kardeşiydi ve onu vermek istemiyordu bu gaddar sürüye. Ama babası kabul etmişti.

Namjoon istese Seokjini alabilirdi fakat onu almak istememişti. Çünkü her şeyi biliyordu. Onun eski sürü başkanının oğlu olduğunu biliyordu. Yakın zamanda da onun işini bitirecekti zaten. Taehyung'u istemesinin de bir sebebi vardı elbette. Yoongiyi onu götürürken görmüştü. Oradan da park kabilesini bitirecekti. Onlardan sonra sıra jeon kabilesindeydi......

Jimin odadan çıkıp Taehyung'un odasına doğru yürümeye başladı. Nasıl söyleyecekti ona bunu. Taehyungda jimin gibiydi. İstemediği bir kabileye gidecekti. Jungkook en azından jimini mühürlemişti. Ama namjoonun Taehyungla böyle bir amacı olmadığına adı gibi emindi. Taehyung jiminin odasına girdi. Taehyung ayağa kalkıp heyecanla sordu

"ne oldu! Anlaşmaya varabildiler mi?

Konuşsana jimin? Yoksa savaş mı...."

"y-yok yok hayır. Savaş yok. Anlaşma yapıldı ama....."

Taehyung kaşlarını çattı. Jiminin sesi titremişti ve sustu.

"yoksa abimi mi-"

"hayır sen gideceksin Taehyung..."

"nasıl?"
Anlamamıştı Taehyung. Nereye gidecekti ki o. Onun sürüsü burasıydı.

"benim bu kabileye geldiğim gibi sende oraya gidiyorsun. Seni istedi."

"şaka yapıyorsun. Beni vermezler ki ayrıca neden beni istesin ki. Komik değil park....
Değil mi? Şaka? S-sen ciddisin! Nasıl yapabildin bunu? Karşı çıkmadılar mı? BEN ORAYA ASLA GİTMEM. ÖLÜRÜM AMA BENI ORAYA ASLA YOLLAYAMAZSINIZ!"

Taehyung çığlık çığlığa bağırıp etrafa vuruyordu. O sırada Jungkook içeri girip Taehyung'u tutmaya çalıştı. Kardeşine sıkıca sarılıp durdurdu.

"üzgünüm Taehyung... Çok üzgünüm kardeşim.... Yapamadım..."

Taehyung hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Jimin odadan çıkıp onları yalnız bırakmanın doğru olacağını düşündü. Taehyung sakinleşene kadar öyle kaldı Jungkook. Taehyung sakinleştiğinde yavaşça ayrıldı.

"karşı geldim ama olmadı tae. Ama seni geri almak için elimden geleni yapacağım."

Bir süre konuştular. Taehyung Jungkook gittikten sonra oturup düşünmeye başladı. O sırada aklına yoongi geldi. Onu bir kez kurtarmıştı. Elinden tutup sürüsüne getirmişti. Hatta kulağının altından öpmüştü. Şüphesiz onu seviyordu. Taehyung da onu. Ne yapıp edip ona haber yollamalıydı. Direk güvercinlerin olduğu odaya gitti. Bir hizmetiyle yollması imkansızdı. Direk babasına mektup yolladığını söylerler. Daha buradan çıkamadan durdururlardı.

Taehyung olanları anlattığı bir mektubu güvercinin ayağına bağlayıp yolladı.

Jimin odada oturmuş düşünüyordu. Buradaki tek arkadaşı da gidecekti. Jimin jeon kabilesine gelmişti ama o kötü bir yere gidiyordu. Jungkook odaya girdi. Jiminin yanına oturdu.

"ne düşünüyorsun?"
Jimin toplantıdan beri aklında olan soruyu sordu jungkooka

"neden beni vermedin.... Kardeşini vermek zorunda kalmazdın böylece..."

"ne kadar saçma sapan şeyler düşünüyorsun böyle..."

"o senin kardeşindi.... Bense farklı kabileden aldığın bir omegayım. Beni sevmiyorsun bile. Kardeşini kur-"

"aklını başına devşir jimin. Saçmalamayı kes. Omega mı bir başkasına veremem."

"kardeşin senin için daha önemliydi. Onuda benim durumuma düşürmek yerine beni verebilirdin?"

Jungkook cidden neden onu veremediğini hatta neden sinirlendiğini bilmiyordu. Onu sevdiğini kabul etmeyecekti.

"ne yani arkamdan gavat mı desinler? Eşini satmış mı desinler?"

Alayla karışık söylediği şeylerle jimin şaşırdı.

"ne?"

"jimin sen artık jeon jungkookun eşisin. Kendine gelsen iyi olur. Artık kabullen sen artık kızıl bir jeonsun. Benim sevgili eşimsin"

__________

Yıllar yıllar sonra bölüm atan yazarınız geldi. İlk önce özür diliyorum sizden. Biliyorum yb atmam uzun sürdü. Fakat artık 2-3 günde gelecek çünkü evdeyim ve işsizim yazabilirim.

Bu arada lütfen kendinize çok dikkat edin. Dışarı olduğunda çıkmamaya çalışın.

Sizleri çok seviyorum
A🖤T

Oy verip yorum yapın lütfenn

Bloody Wolf - Jikook/TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin