DAOF-1

557 100 651
                                    

Arkadaşlar merhaba ben Lora.
(Aslında bu benim takma ismim. Neden Lora? Bilmiyorum sadece sevdiğim bir isim.)

Bu benim ilk fantasik kitabım. Umarım severek okursunuz.

Bir de sizden bir şey rica edeceğim. Okumaya başladığınız tarihi yazar mısınız?

Her bölüm bir şarkı önereceğim. (Bölüme uyan uymayan)
Umarım beğenirsiniz 🙏

THE NBHD - Sweather Weather

Keyifli okumalar alev kardeşlerim 🔥💙

🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥
NE OLURSA OLSUN BUNU YAPANLARI BULUP BEDELİNİ ÖDETECEKTİM!

🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥

Bugün ailecek ,gerçi ablam olmadığı için tam ailecek olmasak bile ,güzel bir akşam yemeği yemiştik. Yemekten sonra her türlü canlıya dönüşebilen, asıl formu Simurg olan ve şuan şekil değiştirerek köpek formundaki Fenix ile dışarıyı izliyorduk.

Biranda yaklaşık 50 metre uzağımızda olan ağacın yanında önce mavimsi bir parıltı ardından tiz bir ses duyuldu. Bu sesin duyulmasıyla anne ve babamın yanımda bitmesi bir oldu.

''Jessica iyi misin? Şimdi hemen Fenix ile yukarı çıkıp saklanın ve sakın ses çıkarmayın.''

Ben daha cevap bile veremeden annem beni merdivenlere doğru ilerletti. Sesler yaklaşmaya başladığı için annemin dediğini yapıp kimsenin bulamayacağını düşündüğüm kitaplığın arkasındaki gizli bölmeye girip beklemeye başladım. Tabi Fenix'de çoktan peri formuna bürünüp omuzumdaki yerini almıştı.

Biz böyle beklerken aşağıdan '' Onu almanıza asla izin vermeyeceğim. Çok istiyorsanız önce beni geçmelisiniz!!!'' diyen babamın sesinin ardından tanımadığım bir adamın ''Memnuniyetle'' demesi ile kemiğin kırılma sesi gibi bir ses - kurt yönüm sayesinde bu kadar iyi duyuyorum. - ardından acı bir çığlık ve annemin ''BRAD!!'' diye bağırması duyuldu.

Gerçekten korkmaya başlamıştım. Korkudan kollarımı karnıma kadar çektiğim bacaklarıma dolayıp başımı da kollarıma gömdüm. Aşağıdan tekrar kemiğin kırılması gibi bir ses ardından yine acı bir çığlık duyuldu.

Sesler kısa bir süre kesilip benim biraz rahatlamamı sağlasa da ''EVİN HER TARAFINA BAKIP KIZI BULUN!'' diye bir adamın bağırmasıyla tekrar korkmaya başladım.

Adamların basamağa her attığı adımda korkum giderek artıyordu ve korkudan tir tir titrememe neden oluyordu.

Ben kendimi daha da sıkıp korkumu dindirmeye çalışırken kapının gıcırdama sesiyle adamların geldiğini anlamam ile titrememin daha da artması bir olmuştu. Aşağıda duyduğum adamın ''ODANIN HERYERİNE BAKIN!'' diye bağırmasıyla korkum ve titremem - daha ne kadar artacaksa artık - daha da artmaya başladı.

Gerçekten çok korkuyordum. Beni bulurlarsa kim bilir ne yapacaklardı...

Anne ve babama yaptıkları gibi beni de öldürecekler miydi yoksa daha da kötüsünü mü yapacaklardı...

Aklımdaki düşünceleri - ne kadar mümkünse artık - bir yandan yok etmeye çalışıp bir yandan beni bulmaları kolay olmasın diye titrememi durdurmaya çalışıyordum.

Bir adamın saklandığım yerin önüne geldiğini hissedebiliyordum. Galiba buraya kadardı. Bulmuşlardı yerimi...

Başka bir adamın ''Jack , evin her tarafına baktık kız burada değil gidelim artık'' demesiyle saklandığım yerin önünde durduğunu düşündüğüm adamın da ''evet Jack bu odada da yok gidelim artık'' diye karşılık vermesi bir oldu.

Oda da çok kısa bir süre sessizlik olduktan sonra adının Jack olduğunu öğrendiğim adamın ''Yürüyün gidiyoruz'' demesiyle titrememin biraz azaldığını hissettim.

Odadaki herkesin gittiğinden emin olduğumda ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesi verip sakinleşmeye çalıştım.

Hala korkuyordum. O kadar korkuyordum ki saklandığım yerden çıkmaya bile cüret edemiyordum.

İnersem kaçmaya bile yeltenemeden hemen öldürülebilir ya da yakalanıp türlü türlü işkencelere maruz kalabilirdim. Sonuçta anne ve babamı -gözlerini bile kırpmadan- öldürdüklerine adım gibi emindim.

Düşüncelerim kalp atışımın ritmini ve korkumu arttırırken aşağıdan korku ve şokla karışık bir çığlık duyuldu. Bu çığlıkla biraz artmış olan kalp atışlarım ve korkum tekrar artmaya başladı.

Aşağıdan gelen çığlık kesilmişti ama gelen kişinin merdivenlerden çıktığını duyabiliyordum. Merdivene atılan her adımda çıkan sesle adamlardan birinin geri döndüğü aklıma geliyordu.

Bu durum kalp atışlarımı tüm vücudum hatta vücudumun tüm hücrelerinde hissetmeme yol açıyor, nefes almamı oldukça zorlaştırıyordu.

Adım sesleri çok yakından gelince gelen kişinin odanın içinde olduğunu anlamıştım.

''Jess neredesin? Benim ablan Elizabeth. Çık hadi saklandığın yerden. Evde ikimiz dışında kimse yok.''

Ablamın sesini duyduğumda ne kadar rahatladığımı anlatamam size.

Ne zamandan beri gergin olduğunu bilmediğim vücudumu rahatlatmaya çalışarak kitaplığın arkasındaki bölmeden çıkıp ablama sımsıkı sarıldım.

Artık ablamın varlığının verdiği huzur ile - ne kadar anne,baba da duyulan huzura benzemese de - sımsıkı sarılmamdan dolayı ablam boğuk çıkan sesi ile ''Jess ablacım...Nefes alamıyorum'' dediğinde kollarımı gevşetip yüzüne dolmaya başlamış gözlerimle bakarak '' Özür dilerim. Ben sadece... Çok korktum... O... O adamlar ...'' ben cümlemi tamamlayamadan ablam beni kendine çekip sarıldı.

Bir yandan da '' Şşşht... Tamam ...Geçti... Hepsi geçti güzelim... Ben yanındayım'' diyordu.

Ablamın ninni gibi gelen sesiyle akmak üzere olan göz yaşlarımı dayanamayıp serbest bıraktım.

Biraz ablama sarılı kaldıktan sonra kendimi toparlanmaya zorlayarak geri çekildim.

Hala akmakta olan göz yaşlarımı derin bir nefes alıp başımı geriye attım. Damlaların akmaması için gözümü birkaç defa kırpıştırarak yeni gelen göz yaşlarımı da geri yolladım.

Hala ablamın belinde olan kollarımı çekip aşağı hızlıca indim.

İnmez olsaydım...

Odanın içine bile girmeden karşılaştığım görüntü ile dona kalmıştım. İkisi de bir tarafta etrafları kan gölü olmuş bir şekilde yatıyorlardı.

Hemen en yakınımda olan annemin yanına gidip diz çöktüm. Yakından bakınca neredeyse her yeri çiziklerle kaplıydı. Boynu kırılmıştı ve alnı kanıyordu. Kollarının ve bacaklarının bazı yerlerinden kırılan kemikler deriyi delip çıkmıştı. Yanıma dönüp baktığımda babam da aynı durumdaydı. İkisi de ölmüştü.

Aklım almıyordu. Bir insan neden gözünü bile kırpmadan birilerini öldürür ki. Hiç vicdan azabı çekmez mi? Hiç düşünmez mi bunlar ölürse arkasında kalanlar ne halde olur. Onlarsız yaşayabilirler mi? Diye düşünmez mi hiç? Gerçekten aklım almıyordu.

Şimdi biz onlarsız ne yapacaktık. Onlarsız bu hayat nasıl olacaktı... Hayatın tadını alabilecek miydik? Hayır. Koca bir HAYIR! Onlarsız bu hayatın tadı olmayacaktı.

O gün kendime bir yemin ettim NE OLURSA OLSUN BUNU YAPANLARI BULUP BEDELİNİ ÖDETECEKTİM!

Ateşin Kara Melek'i  (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin