DAOF-5

130 50 48
                                    

Glowing in the dark - The girl  and
T

he dreamcatcher

🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥
Aklından ne geçtiğini biliyorum. Sakın öyle bir şey yapma!

🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥

Dur... Lütfen... Yapmaaa... Hayıır... Lütfen ablama zarar verme. Ne istersen yaparım lütfen ona zarar verme... ABLAAA HAAYIIRR!!!

Soğuk terler dökerek aniden uyandığımda gördüklerimin gerçek olup olmadığını anlamaya çalıştım. Etrafa baktığımda bunun rüya - daha doğrusu kabus olduğunu - anlamıştım ama hala nefesim düzene girmemişti.

Bu böyle olmaz deyip balkona çıktım. Güneş yeni doğmaya başladığı için hava biraz serindi. Buz gibi havayı ciğerlerime çekerken biraz titretmişti ama gene de kendime gelmem çok uzun sürmedi.

Bu sırada Fenix seslere uyanmış olacak ki hemen yanıma gelip '' ne oldu? Sorun ne? İyi misin?'' diye sorularını sıralamıştı. Kendime geldiğimde '' iyiyim sadece kötü bir rüya gördüm.'' Diye sorusunu cevapladım.

'' Emin misin? Nedense ben iyi olmadığını hissediyorum.''

'' Fenix sakin ol ben iyiyim. Merak etme sadece kötü bir rüyaydı. Şimdi ne olduğunu bile hatırlamıyorum.'' Dedikten sonra eğilip başını okşadım.

Saatin daha çok erken olduğu belliydi o yüzden içeri geçip biraz daha uyumaya çalıştım.

Uyandığımda aşağıdan sesler geliyordu. Belli ki ablamlar uyanmıştı. Hemen yataktan kalkıp mutfağa gittim.

'' Herkese günaydın.''

İlk başta ikisi de şaşırsa da hatta ablam biran elindekileri düşürecek bile olsa sonradan onlarda 'günaydın' diye karşılık verdiler.

Kahvaltıdan hemen sonra hazırlanıp okula gittik. Okula,akademiye, gelince müdürün odasını bulup içeri girdik.

'' Evet, nasıl yardımcı olabilirim?''

'' Ben küçük kardeşimi bu okula yazdırmayı düşünüyorum da yardımcı olursanız sevinirim.''

'' Tabi ki. O zaman hemen işlemlere başlayalım.''

Müdür bilgisayarda bir şeyler yaptıktan sonra ablama dönüp '' Öğrencinin ismini öğrenebilir miyim?'' diye sordu.

'' Rosa. Rosa Winsten.''

''Öğrencimiz kaç yaşında?''

Ablam müdürün bu sorusuna karşı biraz duraksayınca hızlıca telepati yoluyla 16 yaşında olduğumu söyledim.

Ablam yaşımı hemen müdüre iletip bir sonraki soruyu beklemeye başladı. Müdür ablama birkaç soru daha sorarken dinlemekten sıkılıp odayı incelemeye başladım.

Odanın içinde iki tane dolap ağzına kadar dosya ile doluydu. Masanın karşısında da okulun içini ve bahçeyi gösteren kamera vardı.

Odayı biraz daha dikkatli incelemeye başlayacakken müdürün '' Kaydını yaptık isterse hemen başlayabilir.'' Demesiyle ona döndüm. Ablam bana ne diyorsun bakışı atarken '' Bugün başlayabilirim'' dedim.

'' Pekala. Birazdan ders bitecek o zamana kadar bekleyin bende sana okulu gezdirmesi için birini ayarlayım.''

Başımı tamam anlamında sallayıp beklemeye başladım.

5-10 dakika sonra zil çalmış, müdür birini odaya çağırmış ve elime ders programıyla dolabın anahtarını tutuşturup bizi odadan göndermişti. Şimdi de adının Allison olduğunu öğrendiğim kızla okulun birazını gezip sınıfa geçmiştik. Allison yanının boş olduğunu söyleyip beni yanına oturtmuştu.

Ders birkaç dakika önce başlamıştı hatta baya ilgimi de çekmişti ama sınıfa girdiğimden beri üzerimde gözlerin olması sinirimi acayip derecede bozuyordu.

Tamam anladım teneffüste bakıyorsunuz bari derste bakmayı bırakın konuya odaklana bileyim. Şuan derste olmasak kesin elimden bir kaza çıkardı ama dua etsinler dersteyiz... Çoğu gözün üstümde olduğunu umursamamaya çalışarak derse odaklanmaya çalıştım.

Teneffüs zili çaldığında Allison ile yarım kalan gezimizi bitirip kafeteryaya gidip oturduk. Tahmin edin yine ne oldu? Doğru tahmin. Tabi ki de bütün gözler bizim masadaydı. Gerçekten her geçen saniyede sinir kat sayım daha da artıyordu. Takmamaya çalışıyordum ama bir türlü olmuyordu. Daha fazla dayanamayıp Allison'a '' bunlar daha ne kadar bakmaya devam edecek?'' diye sordum.

''Merak etme birkaç güne dikkatleri üstünden kalkar.''

'' Tabi o zamana biri elimde kalmazsa. Şuan elimden bir kaza çıkmaması için kendimi zor tutuyorum. Her an elimden bir kaza çıkabilir.'' Dedim. Bir yandan elimi yumruk yapıp diğer yandan etrafa ne bakıyorsunuz bakışı atıyordum.

''Hey! Bana bak. Sakın öyle bir şey yapma. Hem ben seni bizim çocuklarla da tanıştıracağım. Aaa bak geliyorlar bile.''

Allison karşımızdan gelenleri işaret ederken ben hala kendimi zor tutuyordum.

'' Hey Rosa! Aklından ne geçtiğini biliyorum. Sakın öyle bir şey yapma. Bak abine sorun çıkartmayacağına dair söz verdin.''

Fenix'in sözü üzerine gözümü kapatıp yumruk yaptığım ellerimi gevşeterek sakinleşmeye çalıştım.

'' Haklısın dostum. Sakin olmam lazım. Beni sakinleştirdiğin için sağ ol.''

Ateşin Kara Melek'i  (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin