54.Bölüm

13.3K 1K 159
                                    

Selam arkadaşlar ben geldim...

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Keyifli okumalar...

***

"Murat bey inişe geçiyoruz! Kemerlerinizi bağlamanızı rica ediyorum!"

Pilotun anonsu duyulduğunda kucağındaki bebeğe sarılıp dışarıyı izleyen İzel'e bakan Murat, onun hareketlenerek kemerini bağlamaya çalışmasıyla yanına gidip yardımcı oldu. Ardından yerine oturan genç adam, karşısındaki koltukta oturan Hayrettin ve Ufuk'a gülümsedi. Türkiye ye dönüş için tüm evraklar tamamlandıktan sonra babası şirkete ait uçağı onlara yollamış, hazırlanmalarının ardından yola çıkmışlardı. Uçak güzergahı üzerinde iki kere iniş yapıp uçağın yakıt almasını beklediklerinden uçak yolculukları neredeyse bir gün sürmüştü. Yorgunluk yüzlerinden okunuyordu. Havaalanında iniş yaptıktan sonra kontrolleri uçakta yapıldığından hızla VİP çıkışından çıkarak havaalanının ön kısmına ilerlediler. İzel Murat'ın yanında ilerlerken, Murat Beliz Ecenin pusetini itiyor, Hayrettin, Ufuk ile bavulları taşıyordu. İstanbul'a indiklerinde Ela uçaktan inerek ailesinin yanına geçmişti. Hayrettin'in yüzündeki sıkıntılı ifade yeni kavuştuğu sevgilisinden ayrılmasından kaynaklanıyordu. Havaalanından çıktıklarında kapının önünde gördükleri Muhammed Eren ile hepsi genç adama doğru ilerledi.

Kafasındaki şapkası ile dikilen Muhammed Eren onları gördüğü gibi yanlarına koştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kafasındaki şapkası ile dikilen Muhammed Eren onları gördüğü gibi yanlarına koştu. Küçük bebeğe hayranlık dolu gözlerle bakan Eren, abisine ve İzel'e sarıldıktan sonra Ufuk ve Hayrettin ile selamlaştı. Hayrettin Ufuk ile birlikte Ufuk'un görev yaptığı ilçeye gideceğinden araç kiralama alanına doğru ilerlerken, getirilen bavulla Eren'in arabasına yerleştirilmişti.

"Biz gelirdik abiciğim."

"Olur mu öyle şey abi. Hem ben sizin için değil bu prenses için geldim sizi almaya..."

"Vay be! Daha şimdiden papucumuz dama atıldı hayatım görüyorsun değil mi?"

Yol boyunca iki kardeş birbirlerine takılırken, İzel arabada uyanan bebeğe zorla devam sütünü içirmeye çalışıyordu. Devam sütünü ve biberonu kabul etmek istemeyen bebek ağladıkça, İzel elinden bir şey gelmediği için üzülüyordu.

Konağın önüne geldiklerinde büyük bir kalabalık tarafından karşılanan çift, şaşkınlıkla etraflarında bakarken, kapıdan hızla çıkan Ayşe ve Sultan Hanım'ın arkasından Süha Bey'i gördüler. Onların gelmesiyle kurbanlık bir Koç kesilirken, İzel ve Murat evdekilere sarılıyordu.

"Baba bu kalabalık ne?"

Süha bey gülümseyerek oğlunun omzuna hafifçe vurdu.

"Valla annen akıl etti. Torunum ve çocuklarım geliyor kurban keseceğim deyince bir şey diyemedim. Sadece bunlar değil, 41 tane küçük baş, 7 tane büyük baş hayvan kesip ihtiyaç sahiplerine dağıtacakmış. Adağı varmış annenin ses etme sakın oğlum..."

DÖNÜŞÜM (KİTAP OLUYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin