Merhaba arkadaşlar,
Yeni bölüm beklediğinizi biliyorum.
Ama buraya yazma sebebim bu değil... Biliyorsunuz burası benim için bir kitap yazma ve okuma platformu olduğu kadar, aynı zamanda sevincimi ve üzüntülerimi, umutlarımı da paylaştığım bir yer...
Günlerdir haberleri izlerken hepiniz gibi bende kahroldum... Yüzlerce vatandaşımız enkaz altında yaşamını yitirirken, onlarca çocuk annesiz, babasız kaldı. 17 Ağustos depremini Sakarya'da yaşayan bir deprem çocuğu olarak aradan 24 sene geçmesine rağmen hatıralarımdan silinmeyen anılar geliyor aklıma... O ceset kokusu, insanları enkaz altında bekleyen yakınları, o meşhur "Sesimi Duyan Var Mı?" sorusu.... Bunların hiç birisi benim hafızamdan silinmedi. İlk günler ekmek, yemek, sarılacak battaniye bulmak için çırpınan insanları da unutmadım, unutamam! Şimdi damdan düşenin halinden damdan düşen anlar lafı var ya, işte onu yaşıyorum ben! Herkes hayatına devam edecek, ama o kayıplar, o yaşanan anlar asla hafızalardan silinmeyecek...
Böyle zamanlarda hem Türk halkının merhameti hem de kötü kalpli insanların söyledikleri ve yaptıkları unutulmaz...
Doğrudur deprem bir imtihandır. Ancak din ile değil müteahhit ve mühendis ile imtihandır.
Elazığ da deprem olur 'Kürt bunlar iyi oldu' dersin.
Tunceli'de deprem olur 'Alevi bunlar hak ettiler' dersin.
İzmir de deprem olur 'zinanın, alkolün başkenti oh olsun' dersin.
10 şehirde yüz binlerce insan ölür yardım etmeye çalışanları linçlersin...Bak kardeşim!
Her birimiz ne isek oyuz. Kusursuz da değiliz, hatalı kod da değiliz. Hangimiz doğru, hangimiz yanlış, hangimiz günahkar, hangimiz namusluyuz? Sen mi karar vereceksin? Ben mi bileceğim?
Sen 'ne' isen ben de 'o'yum.
Koskocaman profesör, karısının yüzünü dayaktan tanınmaz hale getiriyor. Benim gönlü kocaman madenci kardeşlerim, askerim,polisim enkazdan çocuk kurtarıyor.
Neye göre iyi, neye göre kötü?
Hepimiz önce insanız...
Kusursuz değilim. Olamam da. Her birimizin eksikleri, artıları, güzellikleri, çirkinlikleri, iyiliği, kötülüğü var. Bazılarımızın derisi siyah, bazılarımızın beyaz.
Bazılarımız camide, bazılarımız kilisede, bazılarımız Sinagog'da dua ediyoruz. Neye inanıyorsak oradayız, neyi seçiyorsak yaşıyoruz.Ne doğduğum yeri seçebildim ne aileni. Sen gibi geldim ben de, ben gibi gideceksin sen de.......
Sadece içimden geçenleri yazmak istedim... Umudumuz olan hala 160 küsür saat geçmesine rağmen yaşama tutunan kardeşlerim Sizlerin yaşayacağı dünya böyle kötü insanların şer dolu fikirlerinden uzakta bir dünya olsun...
Siz enkazdan çıkarıldığınızda, bize el salladığınızda, sarı kola, çikolata istediğinizde benim sizinle yaşıt 5 yaşındaki kızım geldi aklıma... Allah hiçbir anneyi evladından ayırmasın... Kaçak yapılara izin veren bürokratlardan, Kentsel dönüşüm yapmayıp evim küçülecek diye vazgeçenlere, o evlerin yıkılmasına, canların diri diri toprağa gömülmesine sebep olan her insan evladı için söylüyorum...
ALLAH SİZİ CEHENNEMİN EN AĞIR YERLERİNDE CAYIR CAYIR YAKSIN İNŞALLAH!!!
Not:Dönüşüm Kitabımızın yeni bölümlerinin hepsi sıkı bir wattpad okuyucusu olan ve hayatını kaybeden sevgili Zeynep Zaraç'a ve Depremzedelere ithaf edilecektir.
Saygı, hüzün ve sevgilerimle...
Merve Uzbilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞÜM (KİTAP OLUYOR)
RomantizmHer Değişim bir Dönüşüm değil. Ama her Dönüşüm bir Değişimdir... Ben İzel, İki çocuklu dağılmış bir ailenin hayatta kalan tek evladı, Hüzün bu hayatta bana doğru aktı ama hep benim tenimde kazılı kaldı. Aile olmak nasıldı? Sahi aile korur kolları...