Küçük kız uykusundan cam kırılma sesleriyle uyanmıştı o kara geceye. Annesinin sesini zar zor duyuyordu.
"Lila! Kızım neredesin?"
Hemen yatağından kalkıp odasındaki küçük çalışma masasının altına geçti küçük kız. Kulaklarını tıkadı o kara geceye. Gözlerinden yaşlar geliyordu.
"Lütfen, lütfen bunlar gerçek olmasın." Her silah sesini duyduğunda ağlaması şiddetleniyordu küçük kızın. Bu yaşadığı şeyleri kafasında evirip çeviriyordu fakat bir sonuca varamıyordu.
Silah sesleri kesilince gözyaşlarını silip olduğu yerden çıktı. Dolabından küçük sırt çantasını alıp onun içine en sevdiği peluş ayıcığı olan Tarçın'ı içine koydu ve fermuarını kapadı. Yatağının altına eğildi ve küçük günlüğünü de almayı unutmamıştı. Masasının üstünde duran çerçeveden aile fotoğrafını da alıp günlüğünün arasına özenle yerleştirdi. Günlüğünü sıkıca kilitleyip çantasına koydu. Çantasını sırtına alıp hemen odasından çıktı küçük kız ve annesini aramaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ÇETE
Jugendliteraturİnsan hiç celladına aşık olur mu? Maalesef aşık olurmuş. Bilmeden kendini ateşin tam ortasına atarmış insan. Hem kendini hem de celladını bir bilinmezliğe sürüklermiş. İçi yana yana kabullenirmiş bu aşkın imkansızlığını, içinin yangınlarını canı ya...