01

2.6K 205 62
                                    


Elimdeki ağır poşetleri masaya koyup kendimi koltuğa bıraktım. Çocuklar daha uyanmamıştı ve kahvaltı için biraz daha beklersem ölecek gibi hissetmiştim.

İstemeye istmeye siyah deri koltuktan kalkıp mutfağa girdim, üst dolaptan en sevdiğim mısır gevreğini aldım ve sütle karıştırıp uzun bar tezgahına oturdum. Telefonumu çıkarıp bir yandan sessizce intarnette gezinirken, tatlı mısır gevreğimi kaşıklıyordum. Herkes uyuyorken genelde zamanımı hiçbir şey yapmayarak geçiriyordum.

"Woah..Bunların hepsini sen mi aldın?" Sesin geldiği yöne doğru döndüm, yüzümdeki kasların sebebsizce beni güldürmesine izin vererek saçları dağılmış Jeongin'e baktım. Kafamı "evet" anlamında salladım, ayağa kalkıp bir kase daha çıkardım ve mısır gevreğine tekrar uzanarak kaseye doldurdum. Kaseye taşıyıp masaya-yanımdaki kısıma-bırkatım. Kafamı çevirip Jeongin'e baktığımda elini çoktan karnına götürmüş, sızlanmaya başlamıştı."Gel" diyip sandalyeyi oturabilmesi için geriye çektim ve kendi yerime oturdum.

Sıcak gülümsemesiyle yanıma oturdu, dirseklerini masaya dayayıp başını ellerinin arasına aldı, bana doğru döndü. "Teşekkür ederim hyung~"
Gülerek başımı salladım ve yemeğe devam ettim.

Saat 11.48 olmuştu, diğerlerinin de uyanması gerekiyordu. Normalde Minho hyung kalkar ve bizi yüksek sese maruz bırakarak uyandırırdı ama hala uyanmadığına göre dün geceki konserden dolayı oldukça yorulmuş olmalıydı.

Mısır gevreğimi bitirdim ve kaseye alıp lavaboya bıraktım, Minho ve Chan hyungun odasına doğru ilerledim.Chan hyung genelde en son uyananımız olurdu o yüzden onu Minho hyuna bırakmaya karar vererek Minho hyungun yatağına çıktım.

Kulağına doğru eğilip fısıldayarak bağırmaya çalıştım(!) "Hyung~" Minho hyung biraz kıpırdayarak arkasını döndüğümde elimi bel boşluğuna koyup gıdıklamaya başladım. Kesinlikle işe yaramış olmalıydı ki bir anda kahkaha atarak yataktan sıçradı.

"Hyunjin.." gıdıklamayı bıraktığımda hyung hala gülüyordu."Ne yapıyorsun?"

"Sen uyanmazsan Chan hyung sonsuza kadar uyur hyung!"dedim, gülümseyerek doğruldu. Eğilip saçlarını düzeltirken Jeongin kapıya yaslanmış, uykulu gözlerle bizi izliyordu.

Geri çekilip Minho hyunga kalkması için yol verdim. Kalkıp her zaman yaptığı gibi oturma odasına gitti-telefonunu hopörlere bağlayarak yine herkesi yüksek sese maruz bırakacak ve herkes sinirle uyanacak..tabii ki Chan hyung hariç.-

Odadan çıkıp hala kapıda bekleyen Jeongin'in yanına giderek saçlarını dağıttım, somurtarak ellerimi itti ve lavaboya doğru ilerledi. Geri dönüp Minho hyungun boş yatağına yattığımda hyung çoktan kulaklarımızı sağır etmek için uğraşırmış gibi son ses müziğini açıp holde dans etmeye başlamıştı bile.

Kulaklarımı Minho hyungun güzel kokan yastığıyla kapattığımda yatakta bir ağırlık hissettim yastığı yüzümden kaldırdım ve kafamı biraz çevirdiğimde Jeongin'in uykulu gözlerle, dağınık saçıyla, yüzündeki hiçbir kası oynatmayarak bana baktığını gördüğümde yaptığı şeyi anlamıştım.

Çoğu sabah Jeongin kendi yatağından kalkıp yanıma gelir ve bu şekilde bana bakarak benimle yatmak istediğini söylerdi. Onun konuşmasına izin vermeden biraz kaydım ve yatabilmesi için ona yer verdim. Jeongin'e sırtım dönük olmasına rağmen gülümsediğine emindim.

Sessizce yanıma uzandı ellerini belime koydu üzerimizi örttü, kendini biraz daha bana itti. Ellerim belindeki ellerini bulduğunda soğuk ellerini ısınmaları için nazikçe tuttum.

Her zaman Jeongin'in çok hassas bir çocuk olduğunu düşünmüşümdür ve şu anda da bunu düşünüyorum. Onu neredeyse 5 yıldır tanıyorum
herkesten daha çok ilgiye ihtiyacı olduğunu hissediyorum ve onun kendini mutlu hissetmesi için hep yanındayım.

Bazen çok fazla çalıştığını görüyorum, yanına gidip onu güldürmek için elimden geleni yapıyorum. Çünkü o gülünce her şey güzelleşiyor gibi hissediyorum. Sanki.. o gülümseyince, o mutlu olunca imkansızlar bile imkan kazanıyor..

Jeongin'in sürekli kıpırdaması sayesinde sessizce düşündüğüm bu güzel anı bırakıp doğruldum. Ben kalkınca kafasını kaldırıp önce bana baktı sonra o da kalktı. Şimdi ikimiz Minho hyungun açtığı yüksek sesli şarkı ve diğerlerinin Minho hyunga sızlanmalarını dinleyerek yatakta uzanıyorduk öylece.

Kafamı Jeongin'e doğru çevirdiğimde uykusuz gözlerinin gitmiş yerine neşeli Jeongin'e ait güzel gözlerin geldiğini gördüm. Elimi uzatıp saçlarına götürdüm ve Minho hyungun saçlarını düzelttiğim gibi onun saçlarını da düzelttim."Hyung." dedi sessizce.

"Hm..?"

"Hangimizinki daha güzeldi?"anlam verememiş gözlerle ona baktım."Minho hyungunki mi benimki mi?"

.
.
.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
never quit //hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin