10

976 135 53
                                    

*Hyunjin'in anlatımı*

Tüm hafta.. tüm hafta boyunca Jeonginle konuşmamıştık. Changbin hyunga olayı anlatmıştım ve bana ne hissettiğimi sormuştu. Cevap verememiştim. Çünkü bilmiyordum. Jeongin'i seviyorum evet. Ama bu sevgi sadece kardeşlik mi yoksa kardeşlikten öte mi bunu bilemiyorum.

Sonunda Changbin hyung yanıma gelmeyi bırakıp Jeonginle ilgilenmeye başlamıştı. Buradaki son günümüzdü. Yarın yurda dönüp meşgul hayatımıza kavuşacaktık. Kameraların karşısında sürekli Jeongin'den uzak durmam garip olacağı için bugün bu garipliği ortadan kaldırmam gerekiyordu. Bugün, hislerimden emin olmam gerekiyordu...

*Jeongin'in anlatımıyla*

Changbin hyung yanıma gelip bir plan yaptığından bahsetmişti. Planı işe yararsa Hyunjin hyungun hislerinden emin olacağımızı söylemişti. Tabii ki kabul ettim. Planı kıskandırmaktı. Eğer kıskanırsa Hyunjin hyungun duygularını anlayacağına inanıyordu Changbin hyung. Mantıklı gelmişti ve eğer gerçekten işe yararsa ne olacaktı.. bunu merak ediyordum.

Seungmin hyungun yanına gittim. Bir haftadır hiç olmadığım kadar neşeli olmaya çalışıyordum. Seungmin hyung koltukta oturmuş, kafasını kaldırıp bana bakarken ben de etrafıma bakındım. Hyunjin hyungun da burada olduğunu görünce gülümsememi arttırıp Seungmin hyungun kucağına oturdum.

"Hyung~"

Seungmin hyung aegyolarımdan hep etkilenmiştir. Yine aegyo yapıp onun bana sarılmasına izin verecektim. Ve sanırım bu çok uzun sürmeyecekti çünkü hyung şimdiden keyif almış gibi duruyordu. Kafamı çevirmeden Hyunjin hyunga bakmaya çalıştığımda, kaşları çatık bir şekilde bizi izlediğini gördüm.

Sanırım bu plan işe yarıyordu. İşi biraz hızlandırmak için Seungmin hyungun ellerini tutup belime götürdüm, kulağına doğru eğilip kucağında kıpırdadığımda Hyunjin hyung yerinden kalkıp odadan çıkmıştı. Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim. Hafifçe sırıtıp kalktım. Seungmin hyung ne yaptığımı sorgularmış gibi bana baktığında sessice teşekkür edip Hyunjin hyungun peşinden gittim.

Odaya girip kapıyı kapatmıştı. Hızlıca kapıyı açtığımda oturduğu yataktan kalkıp bana döndü.

"N-ne oldu?" Hyunga doğru yaklaştığımda hiçbir şey yapmadan bekledi.

"Burada.. ne yapıyorsun hyung?" Gözlerini kaçırdı. "Az önce neden kaçtın?"

"Kaçtım mı?" Kafamı salladığımda tekrar gözlerime baktı.

"Sinirlendin mi? Ya da.. kıskandın mı?" Bana doğru bir adım attı. 'Evet' anlamında bir ses çıkardığında kalbim deli gibi atıyordu. İtiraf mi ediyordu şimdi?

"Sinirlendim. Seungmin'in kucağında oturmana, onun elini tutmana, ona sarılmana. Neden sinirlendim Jeongin? Neden bir haftadır.. neden bir haftadır sadece seni düşünmeme yol açtın?"

Gülümsüyordum. Kendimi gülmemek için zorluyordum ama o kadar mutluydum ki şu an Hyunjin hyungu tekrar öpmemek için zor duruyordum. Bana doğru bir adım daha attı, suratlarımız birbirine çok yakındı.

"Jeongin.. bir şeyden emin olmam gerek." Elini saçlarıma çıkarıp yavaşça okşadı.
"İzin verir misin?" Sertçe yutkundum. Hislerinden emin olmak için beni öpmek istiyordu, buna emindim.

İtaatkarca kafamı salladığımda suratını bana yaklaştırıp dudaklarımızı birleştirdi, gözlerini kapattı.
Yemin ederim o kadar uzun sürdü ki hiç bitmeyecek sandım. Dudaklarımızı ayırıp kafasını benden uzaklaştırınca dudağının kenarını hafifçe kıvırdığını gördüm. Bir şey söylemeliydi, bir şey söylemeliydim.

never quit //hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin