13

783 107 8
                                    

Yurda dönene kadar Jeonginle bir saniye bile konuşmamıştım ama bir şeyler olduğundan haberdar gibi duruyordu. Arabadan inip yurda girdiğimde üzerimi değiştirmek için direk odaya gittim. Jeongin de hızla peşimden gelmiş olmalı çünkü tişörtümü çıkarttığım an sıcak kollarını belime doladı.

"Hyung.. bana anlatmanı istiyorum." Ona anlatmalı mıydım? Evet..ona anlatmalıydım. Onu korumak için onu kendimden uzaklaştırmak yerine ona da bunu anlatıp kararını sormalıydım.

Bu sadece benim sorunum değildi bu artık ikimizin sorunuydu. Karnımdaki ellerini tutup arkama döndüm. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım ve içeride Ceo ile konuştuğumuz her şeyi anlattım.

"Yani.. açıklarsak ikimiz de gruptan atılacağız. Jeongin benim için sorun değil ama sen buraya gelmek için çok uğraştın, çok yoruldun bu şekilde bitmesine izin veremem." Gözleri dolmuştu. Elerini belimden çekip gözlerini sildi.

"Hyung.. haklısın buraya gelmek için çok uğraştım ve burası benim için çok değerli, neden biliyor musun? Bir aile istedim. Burası benim ailem oldu, fanlarım benim için en değerli insanlardı. Ama şimdi.. benim için en değerli şey sensin hyung. Eğer bir gün gruptan atılacaksam bunun senin için, bizim için olmasını isterdim." Ellerini boynuma doladı ve dudaklarıma uzun bir öpücük bırakıp çekildi.

"Ayrıca eğer bizi gerçekten seviyorlarsa tercihlerimize de saygı duyarlar öyle değil mi?" Birkaç saniye duraksadı. "Hyung ben senin için gruptan çıkmaya hazırım." Ellerini yavaşça indirip ellerimi tuttu, ben daha ağzımı açıp bir kelime söyleyemeden beni salona çekti ve yüksek sesle konuşmaya başladı.

"Chan hyung, Minho hyung, Changbin hyung, Jisung hyung, Felix hyung, Seungmin hyung.. hepiniz gelebilir misiniz?" Ne yapmayı planladığını anlamamıştım sadece salonun ortasında Jeongin'in elini tutmuş bir şekilde olacakları bekliyordum.

"Ne oldu I.N?" Herkes sorgularmış gibi bize bakıyordu.Jeongin kendinden emin bir şekilde boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Ben..Hyunjin hyungdan hoşlanıyorum." Kafasını çevirip bana baktığında şok olmuştum. Gözlerimi biraz daha açarsam yuvalarından çıkacaklarmış gibi hissettiğimde sakin olmaya çalışıp zor bir şekilde yutkundum. Herkes garip bir şekilde sakindi, sanki aralarındaki en gergin kişi bendim. Minho hyung konuşmaya başladı.

"Yani.. siz şimdi..?" Jeongin sıkıca tuttuğu elimi havaya kaldırdı.

"Evet. Hyung benim erkek arkadaşım."
Herkes salakça gülerken gergin bir şekilde gülmeye başladım.

"Ama..şöyle bir sorunumuz var. Eğer bunu Ceo öğrenirse.. gruptan atılacağız." Jeongin sustuğunda herkesin yüzündeki gülümseme solmuştu.

"Peki ne yapmayı düşünüyorsunuz?" Seungmin sorusunu sorduğu an ben 'Tabii ki de belli etmeyeceğiz' demek istemiştim.

"Söyleyeceğiz. Herkese." Jeongin'in bu sözlerine az önce elimi tutup herkese benden hoşlandığını söylemesinden daha fazla şaşırmıştım. Kaşlarımı kaldırıp ona döndüm.

"E-emin misin..?" Gözlerine baktığımda mutlu olduğunu görebiliyordum. Şirince kafasını salladı. 'Evet' anlamında bir ses çıkardı. Pekala.. sanırım bu en doğrusu olabilirdi. Chan Hyung sessizliği bozarak duymak istediğim soruyu sordu.

"Ne zaman?"

"Hemen şimdi herkese Hyunjin hyungun benim olduğunu söylemek istiyorum. Canlı yayın açarsak daha kolay olur." Şimdi mi..? Buna hazır mıydık? Peki herkese söyledikten sonra ne olacaktı..

Jeongin sanki içimden geçirdiğim her şeyi duyup ne kadar gergin olduğumu anlamış gibi elleriyle suratımı tuttu ve dudaklarımı kısaca öpüp çekti. Gülümsediğim sırada herkesin garip sesler çıkararak bize baktıklarını gördüm. Sanırım onlar bizim ilk destekçilerimiz olacaklardı.

.
.
.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
never quit //hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin