16

654 103 11
                                    


"Minho hyung gidip başka yere oturamaz mısın?"

"Ama Jisung.."

"Hyung öyle bakarsan.. İyi tamam kucağımda oturmaya devam edebilirsin."

"Felix artık şu saçma sesi çıkarmayı bırak!"

"Hyung! Sinek sesi çıkarmak benim süper gücüm nasıl öylece bırakabilirim?"

Tam bir gürültü karmaşasıydı. Çocuklarla uzun bir aradan sonra ilk defa görüşüyorduk. Sanırım 3 ay olmuştu onlarla buluşmayalı. Amerika'dan yeni dönmüşlerdi ve ilk işleri bizimle buluşmak olmuştu. Ama şu an bize bakmıyorlardı bile.

Gözlerim karşımda oturmuş diğerlerini izleyen sevgilime kayınca ellerimi masaya koyup nasıl bu kadar mükemmel olabileceğini düşünmeye başladım.
Gruptan ayrılalı 7 ay olmuştu. Koskoca yedi ay çok hızlı geçmişti. Jeong ve ben ayrı eve çıkmıştık. Ama bizimkilerle iletişimi asla koparmamıştık.

Bazı fanlarımız hayal kırıklığına uğramıştı ama çoğu bize destek oluyordu. Yedi aylık bu sürede birlikte bir şarkı yazmış,dansını ve diğer her şeyi ayarlamıştık. Müzik videosunun çekimini de geçen hafta yapmıştık. Her şey iyi gidiyordu.

Jeong ilk başlarda tedirgindi haklı olarak. Ailelerimizin tepkisinden de biraz korkuyorduk. Ama beklediğimiz gibi olmamıştı. Herkes olumlu yanaşmıştı bize. Yaşadığımız hayatın bize ait olduğunu istediğimizi yapabileceğimizi söylemişlerdi.

Ama bazen Jeong ile tartıştığımız oluyordu. Hatta bir keresinde beni erkek bir arkadaşımla kafede görüp evi terk etmişti. Kıskançlık seviyesi en az mükemmellik seviyesi kadardı. Ama ikimiz de birbirimize dayanamıyorduk. Sarıldığımız an her şey bitiyordu.

Çocuklar kendi aralarında konuşurken oturduğum sandalyeden kalkıp boğazımı temizleyerek herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştım.

"Şimdi.. sizi buraya çağırdım çünkü size söylemem gereken çok önemli bir şey var." Hepsi meraklı gözlere bana bakarken Jeong'un yanına ilerleyip elinden tutarak bana dönmesini sağladım. Gözleri gözlerime değerken vücudumdaki tüm hücrelerin mutluluk dansı yaptıklarını hissetmiştim.

"Jeong bir süredir sana söylemek istediğim bir şey var." Jeongin'in gözleri endişeli bir hal almaya başlarken gülümseyerek devam ettim.

"Öncelikle seni her şeyden çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"

Gülümseyip cevap vermek için dudaklarını araladığında ona fırsat vermeden tekrar konuşmaya başladım.

"Bekle bitireyim." Kafasınu itaatkarca sağlarken bizi heyecanla izleyen çocuklara göz atıp güldüm ve tekrar huzur bulduğum gözlere dikkatimi verdim.

"Seni o kadar uzun zamandır tanıyorum ki senin bile kendin hakkında bilmediğin şeyleri ben biliyorum. Jeong hani bir keresinde sormuştun ya ilişkimizi açıkladığımız için pişman oldun mu diye. Bir saniye bile olmadım Jeong. Aklımdan geçmedi bile. Sanırım ben sana gereğinden fazla aşık oldum ve bunun için sorumluluk alman gerekmiyor mu?"

Herkes nefesini tutmuş bize bakarken Minho hyungun garip sesler çıkardığını duymuştum. Jeong şaşkınca yüzüme bakarken dediğimi anladığından emin olamamıştım.

"Ya-yani seninle.." anlamıştı. Usulca kafamı salladım.

"Yani benimle sen ve ben olmayı bırakıp biz olmaya var mısın?"

.....

:) Var mısın Jeongin? Ben varım.

never quit //hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin