11

891 121 11
                                    

*Jeongin'in anlatımıyla* ⚠️❕

Ben şok olmuş bir şekilde ikimizin pantolonlarına bakarken hyung sesli bir şekilde gülüp yerlerimizi değiştirdi. Şimdi ben onun altındaydım, az önceki arsız Jeongin gitmiş yerine utangaç Jeongin gelmiş gibi hissediyordum..

Hyung üzerimde biraz hareket ettikten sonra hızlı bir hareketle üzerimdeki sweatden kurtuldu. Heyecandan nefes alış-verişim çok hızlıydı ve bu karnımın sürekli olarak inip kalkmasına neden oluyordu. Hyung eğilip benim yaptığım gibi karnımın her köşesini öpmeyi seçmedi, eğilip karnımın her yerini emmeyi seçti.

Dilini göbek deliğimden göğsüme kadar vücuduma sürterek çıkarıp göğüs ucumu ağzına aldığında bağırarak inlemek istedim ama içeridekilerin anlamaması için altımızda duran yorganı sıkarak bağırma isteğimi bastırdım. Yine de istemsiz olarak inliyordum. Hyung bu durumdan hoşnut gibi duruyordu, her sessiz inleyişimde daha çok zevk alıyormuş gibi daha sert davranıyordu vücuduma.

Dilini göğüs ucumdan çekip kafasını kaldırarak doğruldu. Elini kemerime götürdüğünde istemeden hayal ettim. Hyungun terden ıslanmış saçlarıyla adımı inlediği sahneyi hayal ettim, bana iltifatlar ettiği sahneyi.. Bu bile boşalmama yeterdi ama kendimi o ana kadar tutmalıydım. Hayalini kurduğum o ana kadar..

Hyung elini kemerime götürüp yavaşça çıkarttığında ben de boş durmayıp ellerimle nazikçe hyungun tişörtünden kurtuldum. Ben manzaramın keyfini çıkarırken hyung kendi manzarasını görmek için uğraşıyordu. Hyung kemerimi yere atıp pantolonumun düğmesini açtığında vücuduma ateş bastığını hissetmiştim.

Derin ve titrek bir nefes alıp kalçamı havaya kaldırdım hyungun pantolonumu rahatça çıkarabilmesi için. Hyungun soğuk parmakları tenimle buluştuğunda nefesimle birlikte vücudum da titremişti. Ben sadece iç çamaşırmla kaldığımda hyungun hala pantolonla durmasının haksızlık olduğunu fark edip hyungun kasıklarıma dokunan elini tuttum ve doğruldum.

Hyung 'sorun mu var?' dermiş gibi suratıma bakarken bir hayal daha kurdum. Boynu.. o kadar güzel duruyordu ki.. sanki bana sunulmuş bir mucize gibiydi. Kendimi tutamayıp boynuna yöneldiğimde hyung boynunda bana yer açmak için kafasını geriye attı ve ellerini saçlarıma çıkarıp saçlarımla oynamaya başladı.

Ben boynunda izler bırakırken o hoşnut duyduğunu belirten sesler çıkartıyordu. Adımı duymak istiyordum ağzından.. Bir kez olsun utanmaz olmak istiyordum. Beni istediğini söylemesini istiyordum..

Boynundan çekilip baktığında, boynunun morardığını gördüm. Canı acımış olamazdı değil mi?
"Hyung.. canını yaktım mı?" sırıtmaya başladı kafasını 'hayır' anlamında sallayarak. Yüzüne bakıp gülümsediğimde bu sefer ben ellerimi onun kemerine atıp hızlıca çıkardım ve onun da benim gibi sadece iç çamaşırıyla kalmasını sağladım.

Gördüğüm görüntü..hyung çok güzel görünüyordu. Tüm vücudum şu an onun için delirirken o çok sakin duruyordu. Bunu nasıl başarıyordu..?

"Jeongin.." duraksadı. "Şu an..seni istiyorum." Bu.. tam anlamıyla duymak istediğim tek söz buydu.

"mmh.." elimi boxerına attım. Boğuk bir şekilde inledi."Hyung.." sertçe yutkundum. Bunu yapmamı beklemiyormuş gibi duruyordu, o da duyulacak kadar sert bir şekilde yutkundu. Kendimi kucağına doğru ittim. Boxerının üzerinden ona sürtündüm.

"Ahh..."

"Hyung..s-senden bir şey istiyorum."

"ıh..hm?"

"Adım.." hala sürtünüyordum. Kendimi sıkmaktan canım acıma raddesine gelmişti artık. Onu ne kadar istesem de adımı duymam gerekiyordu ağzından, tıpkı hayal ettiğim gibi.

"Jeongin.. ah.." Terli saçlarını geri atmış adımla inliyordu.. Gerçekten utanmaz biri olmuştum. Artık kendimi hyunga bırakmak ve rahatlamak istiyordum hareket etmeyi bıraktım ve elimi hyungunun boxerının içerisine atıp parmaklarımla hafifçe onu okşamaya başlamıştım. Bu.. hayal edemeyeceğim kadar mükemmel bir duyguydu.

Hyung ellerimi boxerının içinden çekip beni tamamen çıplak bırakmak için üzerimdeki son parçayı da hızla çıkardı ve ellerimi tutup omzuna koydu.

"Jeongin.. seni seviyorum." O an. Hayatımda unutamayacağım en güzel iki şeyi anı aynı anda yaşamıştım. Hyung beni sevdiğini söylemişti ve anında onu içimde hissetmiştim. Tam bağıracağım sırada dudaklarımızı birbirine bastırdı ve ses çıkaramadım.

Canım acıyordu aynı zamanda çok fazla zevk alıyordum. Hatta farkında olmadan tırnaklarımı hyungun omzuna geçirmiştim. Ağzımın içine boğukça inlediğinde onun da benimle aynı duyguları paylaştığını anladım. Sanırım bu hayatımda yaşadığım ve yaşayacağım en güzel saatlerim olabilirdi..

•••••••••••••••••••••••••••••••◇◇◇••••••••••••••••••••••••••••••••

"Hyung~" birlikte duş alıp saatler önce dağıttığımız yatağa uzanmıştık.

"Hm?"

"Saatlerdir etrafta yokuz.. Bizi merak etmemişler midir?" Hyung bana doğru döndü.

"Haklısın.." gülerek devam etti. "Gidip ne yaptığımızı anlatmak ister misin?" O an kızardığımı hissettim. Sanırım tüm utanç duygum şimdi beni öldürecekti.

"H-hyung.."

"Şaka yapıyorum." sevimli bir şekilde gülüp saçlarımı dağıttı."Uyuya kaldığımızı söyleriz. Ama sanırım kilidi açmamız gerekiyor." Kalkıp kapıya doğru gidip kilidi açtı. Aradan daha bir ya da birkaç dakika geçmeden Changbin hyung odaya girdi.

"Ne yapıyorsunuz saatlerdir?" sesinde neşe ve küstahlık vardı. "Yoksa..Hyunjin itiraf mı ettin?" kafamı Hyunjin hyunga çevirdiğimde kendinden emin bir şekilde kafasını salladı ve elimi tuttu.

"Ben.. Jeongin'i seviyorum."

Changbin hyung ağzı kulaklarında gülümserken etrafa bakmaya başladı sonra birden kahkaya atıp bize döndü, fısıldar gibi konuştu;

"Bir şey yaptıysanız bari temizleyin" diyip kafasıyla yerde duran iç çamaşırımı gösterdi. O an ben ikinci defa utançtan ölmek üzereyken Hyunjin hyungun güldüğünü gördüm.

.
.
.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
never quit //hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin