06

926 164 21
                                    

2 gün.. Tam iki gündür Jeongin'e hiçbir şey söylememiştim, tabii o da benim yanıma gelmemişti.
Onu çekip "özür dilerim Jeongin seni kırmak istememiştim.. sadece sinirlenip kendime hakim olamadım" demek ve naif vücuduna sıkıca sarılmak istiyordum.

Ama hiçbir şey yapamadım. İki gündür yoğun programımızdan dolayı ona bir mesaj bile atamadım.. bu belki de bir bahane gibiydi ama parmaklarım sanki beynimin emirlerini dinlemiyormuş gibi Jeongin konusunu düşündüğümde hareket etmiyorlardı.

Changbin hyung iki gündür yanımdan ayrılmadı. Sanki olanların farkındaymış gibi beni neşelendirmek istiyordu. Sürekli bana sarılıyordu, güç vermek istiyormuş gibi.

"Hyunjin.. bir sorun mu var?" Evet.. gerçekten duymak istemediğim tek cümle buydu. Changbin hyung cevabını bekliyormuş gibi yüzüme baktı.

"Hyung.."

"Bana açık ol Hyunjin. Zaten yüzünden her şey belli oluyor. Sadece anlat."
Kafamı "tamam" anlamında sallayıp kolundan tuttum ve kimsenin olmadığı bir odaya geçip kapıyı kapattım.

"Hyung.. 2 gün önce katıldığımız showu hatırlıyorsun değil mi? O gün Jeongin mutsuz gibi duruyordu, keyfi yerinde değilmiş gibi. Yemek yemek için kafeye gittiğimizde Seungmin ile Jeongin'i birlikte gördüm, eğleniyorlardı. Sonra.. nedenini bilmediğim bir şekilde sinirlendim Jeongin'i tutup lavaboya götürdüm ve o bana, benden korktuğunu söyleyen gözlerle bakarken ona sinirli bir şekilde onu görmek istemediğimi söyledim. Hyung.. ben onu ağlattım. Arkasından gidip sarılmak istedim, özür dilemek istedim ama hiçbir şey yapamadım.. Yapak istemedim. Hyung ben şimdi ne yapacağım..?"

Changbin hyung kaşlarını kaldırarak birkaç saniye düşündü. Gözlerini gözlerime dikti.

"Hyunjin, Jeongin herkesten çok sana değer veriyor biliyorsun. Bu söylediğin basit bir şey gibi gelse de onu çok üzdüğüne eminim. En iyisi gidip onunla konuşman, onun sana hayır diyemeyeceğini biliyorsun zaten. Kendini açıkla ve affettir. İkinizi de böyle görmek istemiyorum." Evet, aynen bunu yapmalıydım. Jeongin'e gidip özür dilemeliydim, elini tutup bir daha onu kırmayacağımı söylemediliydim. Evet..

Ayağa kalkıp odamıza gittim. Jeongin sırtını dönmüş yatıyordu. Yavaş adımlarla yatağına gidip yatağın köşesine oturdum. Sesim oldukça kısık çıkmıştı çünkü utanıyordum. Yaptığım şeyin şaçma olduğunu fark ettiğim andan beri kendimden utanıyordum.

"Je-Jeongin.."

Vücudunu hafifçe bana doğru döndürdüğünde gözlerinin kızarmış olduğunu gördüm. Beni gördüğünde gözlerimizi birleştirmek yerine etrafa bakmaya başladı. Sanki bilerek bana bakmak istemiyormuş gibi, bana bakarsa ağlayacakmış gibi..
Yavaşça uzanıp kolunu tuttum. Fısıldadım

"Jeongin.. ben.."

Doğrulup anında bana sarıldı. Ellerimi yavaşça kaldırıp sırtına götürdüm. Hıçkırık seslerini duyunca kaşlarımı çatıp vücudunu kendimden uzaklaştırdım.

Ağlıyordu.. Yine Jeongin'i ağlatmıştım. Parmaklarımı yüzüne götürüp dökülen gözyaşlarını sildim. Suratını ellerimin arasına aldım.

"Ağlama.. ben.. özür dilerim Jeongin. Öyle demek istememiştim.."

Kafasını olmusuz manada salladı. Nefesini kontrol etmeye çalışarak bir şeyler söyledi. "H-hyung.. Ge-gerçekten beni görmek istemediğini düşündüm.."
Bu doğru değildi.. Herkesten çok onu istiyordum yanımda.

"Özür dilerim, sadece sinirlenmiştim.. söylememem gereken şeyleri söyledim. Özür dilerim." Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Birkaç dakika ikimiz de konuşmadık sadece sarıldık. Kendini benden uzaklaştırdığında ilk defa gözlerime bakmıştı.

"Hyung, bir daha bana 'seni görmek istemiyorum' deme. Bunu en çok senden duymak beni üzer."
Kafamı anlayışlı bir şekilde salladım.

"Asla."

Gülümsedi. Bunu özlemiştim. Gözlerine baktığımda gördüğüm sıcak gülümsemeyi özlemiştim. Teşekkür ederim Jeongin. Seni üzmeme rağmen daha hiçbir şey söylemeden beni affettiğin için.

"Teşekkür ederim Jeongin." beni sevdiğin için.

.
.
.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
never quit //hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin