20.Bölüm: Sonumuz Böyle Mi Olacaktı?

600 10 0
                                    

Sabahın ilk ışıklarında Baran hızlıca bir şeyler giyip yola koyuldu bir an önce hastaneye gitmek istiyordu, karısını çok özlemişti. Hastanenin kapısına geldiğinde Açılay'ın annesini gördü, annesi ağlıyordu. Hızlıca yanına gitti gözleri dolmuştu nefesi kesildi zorla sordu o soruyu. "Açılay nerde?" Baran bayılacak gibi hissetti. Keşke sormasaydı o soruyu annesi zorlukla ayağa kalktı ama halsizlikten midir yoksa yaşadığı acıdan mı bilinmez tekrar kalktığı yere oturdu dengesini kaybederek, ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerle Baran'a baktı. "Kanaması oldu apar topar ameliyata aldılar kaç saat oldu hala bir haber yok ameliyathanenin kapısında durmama da izin vermiyorlar bir şey de demiyorlar çok merak ediyorum ama hiç bir şey söylemiyorlar" Açılay'ın annesi tekrar ağlamaya başladı. Kadıncağız o kadar kötü olmuştu ki artık gözlerinden yaş bile gelmiyordu. Baran hemen ameliyathanenin kapısına koştu, karsını ve bebeğini görmek, göremese bile bir haber almak istiyordu. Ameliyathanenin kapısına geldiğinde doktor da dışarı çıkıyordu hemen önünü kesti doktorun iki yakasın tuttu ve Açılay'ı sordu. "Karım nasıl bebeğim nasıl iyiler mi görmek istiyorum onları bir şey söyle doktor bakma bana öyle bir şey de" Baran olduğu yere çöktü ve ağlamaya başladı. Doktor hiç bir şey söyleyemedi sadece başını eğdi. "Üzgünüm beyefendi ama..." devamını getiremedi söyleyemedi ona diyemedi karısının başına gelenleri. O sırada Açılay'ın annesi göründü koridorun sonunda öyle heyecanlı öyle korkulu ve öyle kötü halsiz bir şekilde yavaş adımlarla elinden gelse uçacaktı ama kanatları kırılmıştı bir kere ne uçabiliyordu ne de hareket edebiliyordu. Doktorun yanına geldiğinde doktor kaldığı yerden devam etti. "Biz elimizden geleni yaptık ama maalesef ki..." Açılay'ın annesi bir an dengesini kaybederek düştü cümlenin sonunu biliyormuş gibi... Doktor hemen müdahale etmek istedi ama Baran hızlıca tuttu annesini. "Anneciğim iyi misin otur istersen iyi görünmüyorsun" bu sırada doktor da nabzına baktı iyiydi ama cümlenin devamını dinleyebilecek durumda değildi. Doktor Baran'ı odasına çağırırken annesini de müşahade odasına gitmesi için bir hemşireye teslim etti ve Baran ile birlikte odaya doğru yürümeye başladılar. Odanın kapısını açarken doktorun telefonu çaldı acilden arıyorlardı muayene etmesi gereken bir hasta vardı, doktor Baran'a odada beklemesi gerektiğini söyledikten sonra koşar adımlarla acile gitti. Baran ise doktorun odasında sakin ve sessiz bir şekilde gelmesini bekledi. Birkaç dakika sonunda doktor tekrar geldi ve konuşmaya başladılar doktor nereden başlayacağını nasıl söyleyeceğini bilmiyordu ama bir şekilde söylemesi gerekiyordu hemde hemen, çok beklemeden konuya girdi. "Baran bey size biraz sonra söyleyeceklerim canınızın yanmasına sebep olacak biliyorum aslında size nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum fakat ameliyat sırasında bir sorun oldu ve..." doktor daha sözünü bitirmeden Baran hemen ayağa kalktı ve odanın içinde bir sağa bir sola hızlı adımlarla yürümeye başladı " ne demek istiyorsun sen doktor karıma bir şey mi oldu yoksa yoksa bebeğim Bebeğim nasıl konuşsana doktor bir şey söyle iyiler de kötü bir durum yok de ne bileyim söyle işte" Baran çıldırmak üzereydi kesin bir şey olmuştu hayır hayır bu olamazdı onlara bir şey olamazdı iyilerdi biraz sonra ikiside çıkacaklardı ameliyattan sonra odaya geçeceklerdi Baran delirmiş gibi bir yandan düşünüyor diğer yandan doktorun dediklerinin ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyordu. Doktor ayağa kalktı ve Baran'ın yanına geldi "beyefendi lütfen sakin olun biliyorum acınız çok büyük karınızdan ya da bebeğinizden iyi haberler bekliyorsunuz ama size maalesef bir iyi haber bir de kötü haber vermek zorundayım bakın Baran bey gerçekten ameliyat sırasında bir sorun oluştu ve..." doktor daha cümlesini tamamlayamadan Baran delirmiş gibi doktorun iki yakasından tutup duvara vurarak sordu "ne gibi bir sorun bu doktor bey ameliyathane koşullarında nasıl bir hata ya da sorun olabilir lütfen açıklama yapar mısınız?" Doktor hala nasıl söyleyeceğini bilmiyordu Yavaş yavaş cümleleri toparlamaya başladı."Gerçekten canınızı yakabilir Ama maalesef ki karınızı kaybettik Bebeğinizin durumu şu anda iyi kendisi şu anda küvezde üzgünüm" Baran o kadar üzülmüştü ki ne yapacağını bilemedi ve hızlıca dışarıya çıktı kapıyı çarparak. Tüm dünyası yıkılmıştı artık sevdiği kadın yoktu ve hiç bir zaman da olmayacaktı. Mahvolmuş bir şekilde annesinin yanına gitti kolunda serum bağlıydı kızından gelecek güzel haberi beklerken kapının önünde Baran'ı gördü, heyecanlı bir şekilde tam kızını soracaktı ki Baran'ın ağlamaktan şişmiş ve kan kırmızısı olmuş halini gördü. Oğlum ne oldu kötü bir şey mi oldu demeye kalmadan Baran kollarına sarılarak tekrar ağlayamaya başladı bu kez ağlarken hıçkırmaktan nefesi kesiliyordu kaybetmişti bir daha gelmemek üzere gitmişti. Doktor kontrol için annesinin başına geldiğinde annesi çoktan ne olduğunu anlamış ve oda ağlamaktaydı. Doktor yavaş adımlarla yanlarına geldi ve bebeğin iyi olduğunu ama erken doğduğu için küvezde kalması gerektiğini yaşaması için elinden geleni yapacağını söyleyerek odayı terk etti. Aradan zaman geçmiş saatler sonra bebek kendine gelmişti artık odasına geçebilirdi fakat bir gece müşahede altında kalması gerekiyordu. Baran ve annesi bebeğin başından bir saniye bile ayrılmadılar sabahın ilk ışıklarında da doktorun izni ile hastaneden ayrılarak evlerine döndüler.

İmkansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin