Panic! at The Disco - House Of Memories
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
"Birazdan otobüs kalkıyor, herkes yanındakini kontrol etsin yerinde mi?" diye seslendi Seokjin Hoca.
"Hocam yanımızdaki kişi zaten en yakın arkadaşımız olduğu için mantıken bir yere gitsek yine birlikte olacağımızdan dolayı bu soruya cevap verebilen de olmaz." diye karşılık verdi üst sınıflardan bir çocuk.
"Yalnız büyüğe hocaya kocaya saygı kalmamış, kınıyorum seni Jaemin. Koca ne alaka bilmiyorum kafiyeli oldu diye dedim." diye gülerek kızıyormuş gibi yaptı Seokjin. Sonra arkasını dönüp şoföre "Yalnız bu çocuk zeki ha, aklıma gelmemişti." dedi.
Evet, gezi de Danbi de bitmişti. Tadını çıkaramadan tüm gün yatağında oturup düşünmüştü. Düşünceler büyümüş, kurguya dönüşmüştü. Olmayan ve belki de hiç olmayacak şeyleri (ama oladabilirdi, değil mi?) hayal edip kendi canını kendi sıkmıştı. Ama bu onun suçu değildi. Dışarıda gülüp eğlenen Hyesu ve Jungkook'un suçuydu.
Jungkook, kahvaltı mesajından sonra akşam kulübesine gelmişti. Danbi kapıyı açmakla uyuma taklidi yapmak arasında kalsa da, kapıyı açarak birkaç kelime konuşmalarının iyi olacağını düşündü. Ona "Hyesu'yla ne iş?" diye gülerek sordu ama içinden hiç de gülmüyordu. Jungkook, kızın yanında kendini iyi hissettiğinden ama eksik olduğundan da bahsetti. Danbi kurcalamak istemedi, Hyesu'ya kendisinden daha çok değer verdiğini belli eden bir kelime bile duysa bir daha toparlayamazdı kendisini çünkü. O gece kısa keserek ayrıldılar. Ertesi gün de bugündü zaten.
Kamp sayesinde herkes yeni arkadaşlıklar edinmişti. Bu yüzden oturma düzeni değişmiş, Jungkook ile Danbi yan yana düşememişti. Danbi Hoseok'la oturuyordu. Jungkook ise...Seokjin ile. Danbi, aynı yerde kalmanın onlara çok şey kazandırdığını düşündü. Yoongi nerede göremedi ama Taehyung ile Jimin yine yan yanaydı. Bu ikisinin arasındaki bağ kızın fazlasıyla imrendiği ve eşi benzeri bulunmayan bir bağdı.
Otobüs kalkarken kulağına kulaklıklarını takıp kafasını cama yasladı Danbi. Hoseok onu dürterek "Bak, biliyorum uzun zamandır tanışmıyoruz ama iyi olmadığını fark edebiliyorum. Bir şey olursa her zaman anlatabilirsin, bir abi olarak dinlerim." dedi ve sıcacık bir gülümseme yolladı. Bu gülücük ister istemez kızı mutlu etmişti. Kız, Hoseok'a gülümseyerek kafasını sallarken onlara bakan Jungkook'u fark etti. Kırgın olduğunu anlamasın diye eliyle asker selamı yaparak kafasını geri cama yasladı. Otobüs kalktıktan birkaç dakika sonra telefonuna gelen mesaj sesi müziğin kısılmasına sebep olduğu için oflayarak telefonu açtı. Jungkook'tandı.
•••••
j.jkook:
danbi
nolur iyi ol
seni böyle görmeye dayanamıyorum
ve lütfen
LÜTFEN
Anlat bana
Birlikte atlatalım?danbi:
jungkook•••••
Kız artık pes etmişti, çok yorgun hissediyordu. Bir başlasa devamı gelecekti zaten. O da başlamaya karar verdi.
Hoseok, kızın dolan gözlerini fark etse de telefonundaki "j.jkook" yazısını görünce karışmamasının daha iyi olacağını düşündü.
•••••
danbi:
ben korkuyorum
eskiden yaşadığım ve yıprandığım şeyler tekrar olacak diye
Benj.jkook:
sen?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
all those little things || jjk {✓}
Teen Fictiondanbi: JEON JUNGKOOK HEMEN BURAYA GELİYORSUN VE BANA BİR AÇIKLAMA YAPIYORSUN JUNGKOOK JEON JUNGKOOOOOOK! j.jkook: açıklama mı? ne açıklaması danbi? senin hakkında tüm o küçük şeyleri seviyorum, her küçük detaya da hayranım evet. j.jkook: ŞİMDİ ÇABUK...