Amanda Cathey - Unsteady25.05.2020
14.20
•
Parmak uçlarında yitip giden çocukluğun vaveylaları, öp onları diner belki acıları.
RUHA İŞLENEN KASIRGALAR
15.08.2004
13.00
Ankara/ Çayyolu
Erkek çocuğunun, ayakkabılarının yerde bıraktığı tok sesler tüm sokakta yankılanırken yetişmesi gereken bir yer varmış gibi okul servisinden eve doğru koşuyordu. Nefes nefese kalmış bir vaziyette ailesiyle oturduğu şirin, minik havuzlu villanın bahçe kapısından içeri gireceği sırada aklına unuttuğu bir şey gelmiş gibi hızla yan villanın giriş kapısındaki kaldırıma soluklanarak, ses çıkarmamaya özen göstererek yöneldi. Kafasını kenardaki duvardan usulca çıkarıp baktığında biricik Nehir'inin pembe çiçekli elbisesiyle ve elinde de pembe lolipopuyla oturduğunu, kendisini beklediğini fark etti.
Biraz daha orada öylece beklemesi gerekiyordu, bütün bir hafta boyunca bugünü düşünmüş ve hazırlık yapmıştı. Okulda gün boyunca pek ders dinlememişti. Onun yüzündeki gülümsemesini, kendisine sarılışını ve utangaç tavırlarla teşekkür edişini hayal etmişti.
Yüzüne yayılan kocaman gülümsemesi, aynı oranda artan kalp atışlarıyla kendi evine tekrar döndü. Bahçe kapısının açık olan kısmından içeriye adeta uçarak girdiğinde hemen annesine seslendi.
"Anne, anne." Yüksek ses tonuyla beraber mutfağa vardığında masanın üzerinde gördüğü tek katlı bol çilekli pasta bağırışına son verdi. Küçüğünün en sevdiği meyveydi çilek.
Pastanın etrafına iyice bakıp eksik var mı diye kontrol ettikten sonra kenardaki beş yazan mumu eline aldı. Tam üzerine koyacağı sırada arkadan annesinin sitem dolu sözcükleri ilişti kulağına ve masaya geri koymak zorunda kaldı mumu.
"Kuzum, ellerini yıkamadan dokunma!" bakışları ellerine kayarken ikisini de açıp avuçlarına baktı. "Bir şey yok ki anne, tertemiz bak." Bir suçlunun polise teslim oluşu gibi ellerini havaya kaldırdı. Ne kadar tatlı gözüktüğünün farkında olmadan dudaklarını dişledi. Henüz dokuz yaşındaydı ve şuan oldukça acelesi vardı, çok sevdiği Nehir'inin doğum günüydü ve ilk o kutlamak istiyordu.
"Olmaz öyle gel yıkayalım hemen," küçük çocuğu kolundan tutup banyoya götürdüğünde ellerine sıvı sabunu döküp iyice yıkaması için başını beklemeye başladı annesi.
Ellerindeki köpüğün bitmesi üzerine annesinin uzattığı havluya kurulamak yerine koyu bej rengindeki okul pantolonuna silip mutfağa koştu. Eline aldığı mumu pastanın tam ortasına dikip annesine yakması için bakış attı.
Annesi, oğlunu bu kadar mutlu eden o sevimli minik kız için yapmıştı bu pastayı. Oğlunun birini çok fazla sevmesi, onu mutlu etmek için çabalaması ve kendisinide farkında olmadan mutlu etmesini izlemek genç kadını da çok mutlu ediyordu.
Minik kızın yeni yaşının yazılı olduğu mum yerini almış ve yanmaya başlamıştı. Pasta tabağının iki kenarından sıkıca tuttu çocuk, başta taşımakta zorlansa da derince nefes alıp yavaş ve dikkatli adımlarla bahçeye doğru yürümeye başladı. Aldığı büyük nefesi mum sönmesin diye geri vermezken adımlarını hızlandırıp kaldırıma yaklaştı.
Sokağa çıkıp kenardan ağrıyan kollarıyla yürümeye devam ederken yanından çok hızlı bir şekilde siyah araba geçti. Arabanın geçişiyle ortada oluşan rüzgârdan yerdeki tozlar havalanıp ona ve elindeki pastaya doğru uçacakken yola karşı sırtını döndü hemen. Birkaç saniye bekledi, etraf eski dinginliğine dönünce yürümesini sürdürdü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruha İşlenen Kasırgalar
Fiksi RemajaSıcak su döksem kalbindeki yangına söner alevleri, Sarmalasam ruhundaki acıyı dolar kimsesizliği, Öpsem parmak uçlarından devrilir hüznün gemileri, Sevsem seni, hatırlarsın kefene sarılan geçmişi. 🌸 Yazılma tarihi : 25.05.2020 Yayınlanma tarihi :...