*Romantikliği biraz kenara atalım da atışmalar ekleyelim 😂*
Jon ve Lyanna, onların geldiği ilk gün iyi anlaşmıştılar. Ertesi gün ise didişmeye başlamıştılar bile. İçlerindeki çocukları hala terk edememişlerdi. Lyanna ve Stannis geleli 3 gün olmuştu. Lyanna ve Jon bu sabah yine atışmıştı, Lyanna'nın deyişiyle Jon kıskançlık yapıyordu. Lyanna önden giderken Jon arkasından ona yetişti. "Lyanna. Bekle." Lyanna onu dinlemeden yürümeye devam etti. "Neden bana kızıyorsun? O adama bağırmakla haklıydım." "O adam sadece espri yapıyordu Jon. Bana asılmıyordu. Ayrıca uzaktan gülüştüğümüzü görüp daha ne olduğunı sormadan adamın üzerine yürümeye başladın. Herkes bize bakıyordu." "Bak bunu bilmiyordum tamam mı. Sadece sana karşı çok korumacıyım." "Senin korumana ihtiyacım yok." "Senin kocanım bu benim görevim." "Henüz evlenmedik." "Evet ama çok yakında evleneceğiz." "Çok yakında? Umarım hata yapmıyoruzdur." Jon Lyanna'yı kolundan çekti. Birbirlerine baktılar. "Bunu bir daha asla söyleme. Biz bir hata değiliz." "Biliyorum. Sanırım." Bir süre sessizlik oldu. "Özür dile." "Ne?" "Beni herkesin önünde küçük düşürdün. Özür dilemelisin." "Yaptığım yanlış değildi. Asıl sen bu kadar kaba olduğun için özür dilemelisin." "Kaba mı? Jon, o zavallı adama o benim karım diye bağırdın. Sanki ben senin bir malınmışım gibi davranıyorsun." dedi tekrar yürümeye devam ederek. Jon yine peşinden yürüdü. "Bunu nasıl söylersin? Sana kendimden bile fazla değer veriyorum." "Sırf karın olduğum için mi?" "Hayır. Sen olduğun için." "Bana bundan daha fazla saygı göstermelisin. Benim hakkımda etrafta o benim karım diye gezmeni istemiyorum. Eğer tamamen sana ait olmamı istiyorsan bundan daha fazlasını yapman gerek." "Ne demek bu?" "Biraz saygı göster!" Daha çok hızlandı. Jon derin nefes aldı. Bir iki adım hızlanıp onu iteledi. Lyanna karın içine gömüldü. Tıpkı çocukluklarındaki gibi. Lyanna yüzü kara bürününce sırt üstü döndü. Karşısında Jon vardı.
"Deminden beri saygıdan bahsediyorum ve senin saygı anlayışın bu mu? Ciddi misin?" Jon dizlerinin üzerine çöktü ve Lyanna'nın üzerine ilerledi. "Ne yapıyorsun? Biri görecek." "Benim karımsın Lyanna. Bunu inkar edemezsin. Kimse edemez. Ve bunu yapmaya hakkım var." Biraz daha yaklaştı. "Özür dilerim." Lyanna gülümsedi. Ama hemen affetmeye niyeti yoktu. Eldiveniyle avucundaki karı eline aldı ve Jon ona biraz daha yaklaştığında karı yüzüne attı ve onu üzerinden iteleyip yanına serdi. Ayağa kalktı ve üzerini kardan silkeledi. Jon yüzündeki karı temizlerken gülümsüyordu. "Karın kolay bir kadın değil, Jon Stark. Bunu biliyorsun. Ama bilmiyorsan da, öğreneceksin." "Bana öğretmeni çok isterim." dedi gülerek. Lyanna onu izledi. Jon elini kaldırdı. Kara gömülmüştü. Pelerini çok ağırlaşmıştı ve kalkamıyordu. "Kalkmama yardım et. Odalarımıza dönelim." Jon'un eli havada kaldı. "Odamın yolunu biliyorum. Ve yürüyebilirim." "Hadi Lyanna. Yalnız gitmene izin vermeyeceğim." "İznini izlemedim." Jon'un yanından geçip gitti. "Lyanna. Yapma ama. Lyanna!" Lyanna gözden kaybolmuştu bile. Jon kalkmaya çalıştı. Kalkmayı başardığında Lyanna'nın peşinden gidecekti. Yine. Her zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliçelerin Savaşı:Paralel Evren
FanfictionKraliçelerin Savaşı: Tahtın Sahibi kitabının 104. bölümündeki konuşmalardan esinlenerek yazdığım bir kitaptır. ===== Kraliçelerin Savaşı serisinin orijinal senaryosu @sinem_hazal_adlı kullanıcıya aittir. Gerekli izinler alınmıştır, teliflik bir duru...