(Birkaç gündür kuantum belasıyla uğarışıyordum işler çok karıştı ben de kendimi buraya attım😂😂)
Lyanna'nın gelinliği dikilmişti, dikiş Sansa'nın da yardımı olmuştu ve ortalıkta bununla övünüp duruyordu. Arya da her zamanki gibi onunla dalga geçiyordu. Lyanna bir akşam odasına döndüğünde Jon'u gördüğünde şaşırmıştı. Gözü odanın ortasında duran yemeklerle dolu masaya kaydı. Sonra yine Jon'a baktı. "Yemek yemediğini duydum. Birkaç gündür." Lyanna kapıyı kapatıp içeri girdi. "Kim söyledi?" Jon omuz silkti. "Seni izliyordum. Birkaç gündür. Ayrıca yardımcın Elena'da söyledi." Lyanna yatağına oturdu. Jon da yanına. "Bir şeyler ters ama konuşmak istemiyorsun." Lyanna'nın önünde diz çöküp elini tuttu. "Konuş benimle." Lyanna derin nefes aldı. "Sanırım endişeliyim. Düğün yüzünden." Jon'un yüzünü endişe kapladı. "Neden?" Biraz duraksadı. "Benimle evlenmek istemiyor musun?" Lyanna hemen cevap verdi. "Ne, hayır. Hayır Jon, seninle bir ilgisi yok. Tabi ki seninle evlenmek istiyorum. Seni istiyorum." Jon rahatlamıştı. "Ne o zaman? Söyle bana." "Babam. Onun için endişeliyim. Düğünden sonra Ejderha Kayası'na dönecek. O, yalnız kalacak. Onun için üzülüyorum Jon, onu bırakmaya henüz hazır değilim. O da değil. Öyle davranıyor ama değil. Babamı tanırım. O da üzülüyor." "Lyanna. Onu yalnız bırakmayacaksın. Onu sıkça ziyaret edeceğiz. Ben ve sen. Sadece ikimiz. Ama belki de ileride üç kişi olarak gideriz, ne malum..." diye espri yaptı onu mutlu etmek için. Lyanna utandı. "Jon!" dedi ve omuzuna vurdu. Jon güldü ayağa kalktı. Lyanna'nın elinden tutup onu da kaldırdı. "Eğer ileride bir çocuğum olacaksa annesinin sen olmasını isterim." Lyanna gülümsedi. Jon yanağından makas aldı. "Şimdi masaya oturuyorsun ve önündeki her şeyi yiyorsun." Lyanna güldü. "Düğünde şişman bir gelin görmek istemezsin bence." Jon alnından öptü. "Seni her halinle isterim." Gülümsedi. "Ayrıca sen yemediğin için ben de hiçbir şey yemedim ve artık midemi hissedemiyorum. Yani, kendini düşünmüyorsan da müstakbel kocanın sağlığını düşünmeli ve hemen şu masaya oturmalısın." Lyanna bir şey diyecekken Jon onu susturdu. "Hayır! Sen yemeyene kadar ben de yemiyorum. İstisna yok, otur." Lyanna'yı oturttu. Jon da karşısına geçti. Birbirlerine baktılar. Lyanna anlamıştı, ilk lokmayı yemeyene kadar Jon da bir şey yemeyecekti. Lyanna sonunda lokmayı ağzına atınca Jon gülümsedi. Yemeye başladılar. Jon hızla yerken Lyanna gülümsedi. "Sabah erkenden gitmiştin." dedi Lyanna. Jon'la uyudukları gecenin sabahı Lyanna uyandığında Jon yatakta değildi. Jon ona baktı. "Yorgundun. Uyanmayacağını biliyordum ve birkaç işim vardı." "Ne işi?" "Sürpriz." deyip göz kırptı. "Sen de yorgundun." dedi Lyanna tabağıyla oyalanırken. "Uyuyamadım." "Neden?" "Çünkü yanımda sen vardın." "Ne? Seni rahatsız falan mı ettim? Üzgünüm..." "Hagır hayır. Uyumamam senin yüzünden değil. Aslında biraz öyle. Tüm gece seni izledim." "Ne? Neden böyle bir şey yaptın?" Jon cevap vermedi, yemeği çiğnerken ona baktı. "Bu gece seninle uyuyabilir miyim?" Lyanna gülümsedi. "Sabah erkenden gidecek misin?" Jon başını salladı. "Hayır." "Tamam o zaman." Yemekten sonra hizmetçiler odayı toparladı, Jon ve Lyanna saatlerce konuşup şarap içtiler. Jon onun moralini düzeltmişti. Gülüp eğlendiler sonra uyumak için yatağa girdiler. Jon yine Lyanna'yı dudaklarından öptü. Sonra boynunu öptü ve orada kalıp kokusunu içine çekti. Birbirlerine sarılıp uykuya daldılar.
(Yine fikir = sinem_hazal_)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliçelerin Savaşı:Paralel Evren
FanficKraliçelerin Savaşı: Tahtın Sahibi kitabının 104. bölümündeki konuşmalardan esinlenerek yazdığım bir kitaptır. ===== Kraliçelerin Savaşı serisinin orijinal senaryosu @sinem_hazal_adlı kullanıcıya aittir. Gerekli izinler alınmıştır, teliflik bir duru...