#8

18 1 4
                                    

İki gün boyunca konuşmadılar. Aslında Lyanna konuşmadı. Jon onu her gördüğünde konuşmaya çabaladı ama Lyanna cevap vermedi. O akşam Lyanna ve Elena odadaydı. Jon ile odasının arasında iki oda vardı. "Uzatmadın mı sence?" "Hayır. İki üç güzel söze kanmayacağım Elena. Gönlümü almak istiyorsa sözlerden fazlası gerek." "Senden defalarca özüd diledi Lyanna. Hadi ama..." Gülümsedi. "Onu bu şekilde görünce acıyorum. Sen hiç mi acımıyorsun. Senin için çırpınıyor. Ne kadar acımasızsın." "Her hatasını şimdiden görmezden gelip affedersem ileride daha kötülerini yapar Elena. Güven bana. En doğrusu bu." "Peki onunla barışman için ne yapması gerekiyor?" Lyanna düşündü. "Bilmiyorum. Ama koridorlarda yolumu kesip özür dilemekten fazlasını yapmalı." "Sen bile ne istediğini bilmiyorsan o ne yapsın? Uzatma artık koskoca iki gün oldu. Seninle konuşmadığı için yüzü gülmüyor bile." Lyanna ayağa kalktı. "Ne yapabilirim ki?" "Onun senden defalarca özür dilediğini duydum. Şimdi sen de odasına gidip onu affettiğini söyleyebilirsin." "Neden bunu yapayım?" "Farkında değilim sanma Lyanna. Onunla konuşmadığın için sen de içten içe üzülüyorsun. Laf arasında bunu Jon'a anlatmam gerek deyip yerinden kalkıyorsun ama kalkman ve oturman bir oluyor. Çünkü vazgeçiyorsun. Yeter artık. Kalk ve odasına git. Hadi." "Ama, ama..." Elena onu kapıya iteliyordu. "Ne kadar inatçısın. Jon senden çok çekecek. Yürü hadi." Kendini kapıda buldu. Derin nefes aldı. Haklı olduğunu düşündü. Jon'un odasına doğru yol aldı. Kapıyı çaldı. Derinden sesler geliyordu. Gülüşme sesleri. Bir kez daha çaldığında sesler devam etti. Lyanna kapıyı açıp ucundan baktı. Robb ve Jon karşılık oturmuştu. Ellerinde kadehler vardı. Lyanna kapıyı tam araladı ve kendini gösterdi. Kırmızı bir elbise giymişti. (Dany'nin 8.sezon 4.bölümde giydiği elbise) Jon kapıya dönüktü onu görünce gülmeyi kesti. Robb da arkasına baktı. Bir süre bakıştılar üçü. "Lyanna." Robb ayağa kalktı. "Merhaba Robb." Robb Jon'a baktı, Jon Lyanna'ya. "Ummm. Ben sizi yalnız bırakayım." Lyanna gülümsedi. Robb odadan çıkınca ikisi yalnız kaldı. Lyanna arkasından kapıyı kapattı ve ona döndü. Jon donakalmış gibiydi. "Sarhoş musun?" "Belki." Lyanna dikkatle ona baktı. "Otursana." Lyanna karşısına geçip oturdu. Jon ona da bir kadeh doldurdu. "Robb'la ne konuşuyordunuz? Keyfiniz yerinde gibiydi. Neye gülüyordunuz öyle?" "Sana. Yani, senden bahsediyorduk. Küçüklüğümüzden." Lyanna gülümsedi. "Ve beni nasıl kara gömdüğünü." "Önce sen beni gömdün Jon." "Pişman değilim." Dedi bir yudum daha alırken. "O yüzünü görmeye değerdi." "Sen sarhoşsun." "Değilim demedim ki." "Neden?" "İçmeyi seviyorum." "Alkolik bir adama dönüşmeyeceksin değil mi?" "Eğer benimle konuşmaya devam etmeyeceksen buna söz veremem." "Benim yüzümden mi içiyorsun?" Jon kendini gösterdi. "Açıkça." Son yudumu da kafaya dikti. "Neden?" "Beni öldürüyorsun Lyanna." Lyanna ayağa kalkıp Jon'un elinden kadehi aldı. Çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladı. Yüzleri yakındı. "Bunu yapma." "Neyi?" Diye sordu Jon. "Kendine zarar vermeyi kes." Jon gözlerini kapattı. "Seni affettim." Jon gözlerini tekrar açtı. "Tamam mı?" Jon gülümsedi. Tekrar gözünü kapattı. Bir süre bekledi. "Seni seviyorum." Diye fısıldadı. Lyanna yüzünü inceledi. Gözleri hala kapalıydı. Sessizlik oldu. Lyanna ona daha çok yaklaştı. Yanağını öptü. Dudağına daha yakın bir yeri. Öpücükleri yavaş yavaş dudaklara yaklaşıyordu. Sonunda ilk kimin kimin dudağını öpeceği merak konusuydu. Jon gözlerini açtı. Ona baktı. Yüzündeki ellerini tuttu ve ayağa kalktı. Gözlerini ayırmadı. Üzerine doğru yürüdü. Lyanna'nın sırtı duvara değdiğinde Jon Lyanna'nın boynuna gömüldü. Elleri sırtına indiğinde Lyanna onu durdurdu. Jon ona baktı. "Sarhoşsun." "Sana sarhoşum." Lyanna gülümsedi. "Uyumalısın." "Sen de yanımda olacak mısın?" "Başka sefere. Belki." Geri çekildi ve Jon'la duvarı yüz yüze bırakıp odadan çıktı.

Kraliçelerin Savaşı:Paralel EvrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin