-Bölüm 3- (BİTTİ)

292 87 139
                                    

(Multimedya Leyal)
(Yorumlarınızı ve votelarınızı eksik etmeyin. Seviyorum sizi...🌼)

-Leyal-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Leyal-

Karanlık...Gözlerimi açmama emin olmama rağmen etraf hala zifiri karanlıktı. En son baloda Metehan'ın saçma sapan bağış konuşmasını dinlediğimi hatırlıyorum. Fakat şuan bir yatağın üzerinde sırt üstü yatıyorum ve kafamla yastık arasında, ensemde, bir buz torbası var.

Yaklaşık on dakikadır uyanık bir şekilde böyle yatıyordum ve artık kalkmam gerektiğini anladım. Ellerimle yatağın iki tarafına baskı uyguladım ve yatakta oturur konuma gelmeye çalıştım. Kafamı yastıktan kaldırdığım anda başıma dayanılmaz bir ağrı girdi. Başım neden ağrıyordu? Neden ensemde özellikle bir nokta çok acıyordu? Ne olduğunu hatırlasam belki biraz da olsa rahatlayacaktım ama hatırlayamıyordum ve düşündükçe başımdaki ağrı şiddetlenerek artıyordu.

Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım ve hala zifiri karanlık olan odada yataktan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım kalkmamla geri oturmam bir oldu. Başım her ağrıyor hem de şimdi birden kalkmaya çalıştım diye dönüyordu. Harika! Yatağın yanına doğru elimi uzattığımda orada bir komodin olduğunu anladım. Derin bir nefes alıp bir elimi komodinin üstüne diğer elimi de yatağın başlığına koyup tekrar kalkmayı denedim. Başım hala dönüyor ve bacaklarım biraz titriyordu ama bunun uzun bir süre yatmamdan kaynaklandığını düşündüm.

Ayağa kalktığımda dümdüz ilerledim ve bir adım attım, sonra bir adım daha ve ayağımın bir şeye çarptığını hissettim. Elimi öne doğru uzatıp yoklayınca küçük küçük kulplar tuttum ve bunun bir dolap olduğunu anladım. Sola doğru döndüm ve dolaptan tutunarak ilerledim.

Bir yerden sonra elim büyük bir kulpa takıldı. Tekrar öne doğru döndüm ve kulpu aşağı doğru indirdim, sanırım bu bir kapıydı ve açıldı. Çok şükür! Kapıyı kendime doğru çekmemle bembeyaz bir ışık huzmesi odanın içine doldu. Gözlerim uzun süre karanlıkta kaldığı için kamaşmaya başladı. Gözbebeklerim ışığa alıştığında etrafıma bakınmaya başladım.

Odadan dışarı bir adım attığımda karşımda upuzun, hatta fazla uzun, aşırı uzun bir koridor vardı. Koridorun her iki tarafı da boydan boya tablolarla ve bir sürü kapıyla doluydu. Yürürken dönüp odaya baktığımda koridorun diğer ucundaki odadan çıktığımı fark ettim. Koridorda biraz daha yürüdüğümde solumda kalan, yukarı ve aşağı giden iki merdiven gördüm. Tam yukarı çıkan merdivende bir basamak çıkmıştım ki birden aşağıdan gelen bağrışma seslerini duydum. Hemen yönümü değiştirip aşağıdaki merdivenlere yöneldim.

Bağrışma sesleri bir artıp bir azalıyordu. Aşağı ilk merdivenleri bitirip sola doğru döndüğümde geniş bir salona çıkan diğer merdivenleri gördüm. Tam bir basamak daha inmiştim ki delirmiş gibi bağıran Ali'nin sesini duydum.

"Ne demek bilmiyorum Toprak, ne demek bilmiyorum? Hem bu amına koyduğumun salağı kızın kafasına tabancayla vuruyor, hem de bütün adamların yaptığımız planın içine sıçıyor! Ben neden yaptınız diyorum 'Siz de bizim planımızı batırdınız.' diyorsun!"

KUZGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin