(Merhaba bebeklerim. Yeni bölümle buradayım. 🥰 Keyifli okumalar.)
~Leyal
Fatih mahallesi, Afgan sokak, Servet apartmanı,
kat:1 daire: 2.Arabanın açık camından dışarı dirseğimi uzattım. Gözümdeki güneş gözlüklerini çıkarıp kafamın üstüne koydum.
Elimdeki küçük beyaz kağıt parçasında yazan adrese tekrar göz gezdirdim. Başımı kaldırıp önüne park ettiğimiz binaya baktım. Doğru yere gelmiştik ama sorun şuydu ki buna bina demeye bin şahit isterdi. Bir insanın burada yaşayabilmesi imkansız gibi bir şeydi.
Zaten binanın yarısı tamamen döküntüden ibaretti. Diğer yarısının da ondan pek bir farkı yoktu ama en azından içeride olan bir kaç eşya yerli yerinde duruyordu. Pencerelerdeki camların hepsi kırık döküktü, bazı pencerelere tahtalar çakılmıştı fakat aralıklarından içerisi çok rahat gözüküyordu.
"Off!" dedim ve elimdeki kağıdı avucumun içinde sıkıp buruşturdum.
Başımı sola doğru çevirdim ve arabanın şoför koltuğunda oturuyor olan Kuzgun'a bıkmış bir ifadeyle baktım. O ise umursamazca parmaklarıyla direksiyonun üzerinde ritim tutuyor ve dudaklarının arasına sıkıştırdığı sigarayı içmeye devam ediyordu. Gözündeki güneş gözlükleriyle direk önüne bakıyor ve telefonundan çalan şarkıya mırıldanarak eşlik ediyordu.
Ona o kadar dikkatli bakıyordum ki. Neden yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu oysaki. Sadece bakıyordum. Arabanın yarı açık camından içeri girip simsiyah saçlarını parlatan güneş ışıklarına... Kömür karası gözleriyle baktığı sokakta oyun oynayan çocuklara... Ama neden?
Bakma Leyal. Bakma.
Hızlı bir şekilde kafamı kendi önüme çevirip gözlerimi bir kaç kez açıp kapattım.
Amacın farklı. Unutma. Sakın unutma. Kapılırsan gidersin. Kaptırma kendini.
Birden konsolda duran telefonunu eline alıp çalan şarkıyı kapattı ve dikkatimi çekebilmek için sesli bir şekilde iki kere öksürdü.
Duygudan bir haber bakan gözlerimi ona doğru çevirip "Ne var?" dermişçesine bir bakış attım.
Kapkara harelerine bir hakaret olarak gördüğüm güneş gözlüklerini çıkarıp aynı benim gibi başının üzerine yerleştirdi.
Gözleri aynı benimkiler gibi ruhsuzdu fakat dudakları alay edercesine gülümsüyordu.
"İncelemen bittiyse inelim artık." dedi tekdüze bir ses tonuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Actionİkimiz de savaşın ortasında kalmış iki çocuk gibi birbirimize bakıyorduk. Aslında bu doğruydu,biz tam manasıyla savaşın ortasında kalmış ve savaşla büyümüş iki çocuktuk... NOT: Kitabın ilerleyen bölümlerinde bolca +18 sahne olacaktır. Rahatsız olaca...