3. BÖLÜM

127 57 12
                                    


"Hey güzellik!"

Tam karşımda tahminen 40'lı yaşlarında elinde şişe, sarhoştu galiba. Sesi kulağımı yalayıp geçmişti. Tüylerim diken diken olmuştu. Sanki tüylerim zırhmışta bana yaklaşanlara batıracaklarmış gibi. Daha çok yayılıyor vücuduma korku. Her yerim buram buram korku kokuyor, ve etrafa saçıyor. Belkide o iğrenç cümlesini bana söylememiştir diye sağıma baktım kimse yok, soluma baktım yok, arkama baktım lanet olsunki benden başka kimse yoktu etrafta.

"Etrafına bakmayı kes. Sana söylüyorum."
Bana doğru yürümeye başladı.

Düşecekmiş gibi ve bir okadarda hızlı geliyordu yanıma. Koşmak! Koştum yan sokağa doğru. Ağzıma sanki kilit vurmuşlar açamıyordum. Tek yapabildiğim koşmak. Nereye gittiğimi bile bilmiyordum.

"Kaçmaaaaa! Gel buraya eninde sonunda yakalayacağım seni güzelimmmm." Ağzını yaya yaya konuşmuştu pislik.

Daha çok hızlı koşmaya başladım. Gözlerimden yaşlar akıyordu durmak bilmeksizin. Korkuyordum. Tökezledim ama geri topladım kendimi. Sarhoş olduğu halde hızlı koşuyordu.
Arkama baktım daha çok yaklaştı. Ama keşke bakmasaydım önümde duvar varmış meğerse, yere düştüm. Saçımdan tutup beni kaldırdı ayağa. Duvara yapıştırdı beni. Yüzümü acı bir şekilde buruşturdum.

"Kaçma demiştim sana demi. Her neyse yakaladım seni." O tiksindiğim sesi hırıltılı çıkmıştı. Beni süzdü.

"L-ütfen bırak beni. Nolursun." Kekelememe mani olamamıştım. Kollarımı tutmuş, bacağıylada iki bacağımı duvara doğru bastırdığı için hareket ettiremiyordum.
Ellerini ağzıma götürdü. Boynumu öpmeye başladı. Lânet olsun hiçbir şey yapamıyordum sadece ağlıyordum. Bu tenha sokakta sadece Sessizce hakyırıyordum. Rüyam hatta kabusum gerçekleşiyor. Ve benim elimden hiçbir şey gelmiyor. Duruyorum. Bu cehhennemde tek başıma çıkamıyorum.Beni kurtaracak birini bekliyorum. Bir mucize bekliyorum. Elleriyle bacaklarımı okşamaya başladı. Gözyaşlarım dahada artıyor. Kendini kaybediyordu.


Lütfen, Nolur bir mucize olsun. Lütfen. Tam umudumu kaybedeceğim sırada,
O an elleri ağzımdan çekildi.

Biri peşpeşe yumrukluyordu adamı.
"Şerefsizzz! Öldürürüm lan seni. Sapık" beni kurtaran çocuk bu sefer sövmeyede başladı adama. Bayıltana kadar dövdü. Pisliğin ağzı burnu kan olmuştu. Ben mi nemi yapıyordum? Yere çökmüş hıçkırarak ağlıyordum. Bağırarak ağlamaya başladım bu sefer. Çocuk kendini kaybetmişti. Onu durdurmalıydım. Tanımıyordum ama hapse girmesine izin veremezdim. Beni kurtarmıştı. Zar zor ayağı kalktım. Biraz mesafe bırakıp aramızda,

"Y-yeter! Bırak artık öldüreceksin." Başını bana doğru çevirdi. Sonra tekrar yerdeki o sapığa baktı. Bir yumruk daha attı ve yere fırlattı yanıma geldi.

İ-iyimisin? Bir şey yaptımı şu pezevenk sana?" Gözeleriylen ona baktı. Sonra takrar baktı bana. Gözlerinde en az benimki kadar korku vardı. Yanıma yaklaştı geri geri gittim

"Yaklaşma bana." Refleks olarak elimi kaldırdım. Ama bana zarar verecek birine benzemiyordu.

"Bir şey yapmayacağım. Sadece şu o***** sana zarar verdi mi ona bakacağım." Yaklaştı bana. Kollarıma baktı, boynuma baktı, enseme baktı.

Bileklerin kızarmış, boynunu morartmış şerefsiz, e-ensen kanıyor."

Elimi enseme götürdüm sıcak sıvı vardı. Acısını daha yeni hissetmeye başladım. Ellerimi geri çektim. Kan olmuştu. Çocuk benim ne yaptığıma bakıyordu. Dahada ağlamaya başladım. Tekrardan o adamın yanına gitti yumruk attı gözüne. Sonra o pisliğin karnına defalarca tekme attı.

SESSİZ HAYKIRIŞLARIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin