4. Bölüm

111 56 9
                                    






Sabah gözümü açtığımda yabancı bir avizeyle karşılaştım. İki kez gözlerimı kırpıp açtım. Etrafa bakındım. Puzzle gibi parçalar yerine yerleşmişti. Dünü hatırlayınca tekrardan gözlerim doldu. Aynaya bakarak söyleyeceğim sözlerimi hem kendime hem size diyorum. İçimden mırıldanmaya başladım, ağlayarak.
Ağlamak insanı güçlü gösterir aslında. Fakat bazı insan oğulları, erkek adam ağlarmı, onun için ağlanırmı, bu kadar mı düştün sen, çok uzattın bu konuyu ne olmuş yani biri oranı buranı ellemişse? Gibi bir sürü zırvalıklar.
Ağla. Hıçkırarak ağla, bağırarak ağla. Ağları içinde kalmasın. Bunu hissederek okuyan sen, biz seninle kader ortağınız, kardeşiz. Çok üzüldük kimse görmesin diye içimize attık. Çöp kovasının içindeki çöpler nasıl dolapta etrafa düşerse pislik yığınları, seninde için öyle oldu.
Ağla, ağları o içindeki pisliklerden kurtulasın. Sahte tebessümlere yer verme küçücük dünyanda. Gerçekçi ol, olki evren de sana güzellikler katsın hayatına. Yapamam edemem gibi kelimelere yer verme içinde. "Ben güçlüyüm" de hıçkırarak. O anki duygularınla söyle, defalarca söyle. Sen çok güçlüsün kader arkadaşım hemde çok. Ve unutma kardeşim ağlamaktan kaçma, ağlamak güzeldir...

Kendimi toparlayıp ayağa kalktım. Serkan'ın lavabo diye gösterdiği kapıyı açtım. Yüzüme defalarca su vuruyordum. Sanki rüyadaymışımda kalkacakmışım gibi geliyor yaşadıklarım. Göz altlarım morarmıştı biraz. Umursamadan havluyla yüzümü kuruladım. Saçladımı elimle düzeltip kapıyı açtım ve merdivenlere yönelirken yabancı ses duyuyordum bir erkek sesiydi. Yabancı çocukla göz göze geldim.

"Sonunda uyanabildin Gece. Arladaşım geldi, Uzay." Eliyle Uzay denilen çocuğu gösterdi.

Yanlarına gittim. Deniz kalkmamıştı galiba. Uzay ayağı kalktı. Aramıza biraz mesafe bırakarak. Elini uzattı. Yüzüne baktım. Biraz zorlandım çünkü boyu baya bir uzundu. Gözleri bir sürü şeyler anlatıyodu. Yada bana öyle geliyordu. Elimi eline uzatmadım. Korktum. Uzayda elimi uzatmayacağımı fark etti indirdi elini oda. Lafa girdi.

"Ben Uzay. Serkan'ın arkadaşıyım, tanıştığıma memnun oldum."

Derin bir nefes alıp "ismim Gece. Serkan senden bahsetti. Tanıştığıma memnun oldum." Dedim. Sonra Serkan'a çevirdim bakışlarımı.

"Serkan, ben eve gideyim artık. Her şey için teşekkür ederim. Sana yazarım. Ah telefon numaranıda versene. Buluşuruz."

Fazla kalmak istemiyorum. Annemin yanına gitmek ona sarılmak istiyorum
Sahi anneme nediyeceğim ben? Serkan çok iyi biri iyiki ordan geçiyormuş beni kurtardı.

"Telefon numaramı veririm vermesinde ilk bir kahvaltı yapsaydık. Aç aç nereye gidiyorsun böyle hem Uzay bırakır seni, ben müsait olamam."

Serkan'a kafamla onaylar işareti verdim. Uzay istermiydiki beni eve bırakmayı?
Ona baktım mutluydu. Yani istiyor galiba. Merdivenlerden sesler geliyordu. Görüş alanımıza nihayet Deniz girdi. Serkan direk lafa atladı.

"Uyanmasaydın kızım saat kaç oldu."

"Üf susele abi ya. Sesinizden uyuyamadım zaten. Aaa hoş geldin Uzay abi. Tanıştınız mı Geceyle. Çok tatlı değilmi ya"

Deniz bu laflarını söyleyerek yanıma geldi yanaklarımı sıktı sonrada sulu sulu öptü. Serkan Deniz'i benden ayırmaya çalışıyordu ama Deniz öyle bir sarmıştıki beni bir türlü ayıramıyordu bizi.
Uzay ise bize bakıp gülüyordu. Yüzü tanıdık geliyor ama çıkaramıyordum. Sanki önceden bir tanışmışlığımız var. Göz göze geldiğimizde içim kıpır kıpır oldu nedense. Başımı yere eğdim. Hayır arkadaşlar utanmadım. Sadece biriyle göz göze geldiğimde fazla bakamam.
Sonunda Deniz ayrılmıştı benden. Çabuk ısınmıştım bu kıza.

SESSİZ HAYKIRIŞLARIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin