8. BÖLÜM

116 46 27
                                    

Selammmmm^^

Keyifli okumalar, umarım beğenirsinizz♥️

Yorum ve voltelerinizi bekliyorum:)))

Geceler haram olmuştu bana, gündüzler ise azap. Ne yapacağım hiç bilmiyorum. Artık dayanamıyorum, televizyonda görüp çok üzülürdüm böyle haberlere. Acaba nasıl dayanıyorlar derdim kendi kendime. Dayanılmıyormuş! Her saat, her saniye ve her salise bir korku içinde bedenim ve ruhum. Yine kabus görmüştüm. Gözyaşlarım yine yerleşmişti yanağıma. Anneme ses gitmesin diye yastığa yüzümü bastırdım. Hıçkırarak ağladım, arasıra da sessizce haykırdım.

Annem, beni çok güzel büyütmüştü. Saçımın bir teline zarar gelsin nasıl endişelenirdi. Halada öyle. Mesela ben on sekiz yaşıma girmeden önce fazla bir yere gitmeme izin vermezdi. Haftada bir veye iki kez kızlarla buluşurduk okadar. Lisenin ilk yıllarında Arkadaşlarım istediği gibi gezip tozarlardı ben ise evde ders çalışırdım. Anneme bağırırdım. Bende gezeceğim diye ama yine izin vermezdi. Senden nefret ediyorum diye bağırırdım annem ise sadece gülümsemekle yetinirdi. Ama hüzünlü gülümsemelerdi onlar. Şimdi anlıyordum annemi, beni korumak içindi yaptıkları. Ne kadar pişmanım ona çirkin laflar söylediğim için. Benim annem bu lafları hak etmiyordu ki. Ne kadarda gözüm körmüş o zamanlar. Hepsi ergenlikten dolayıydı. Bana hem annelik hem babalık yapan tek ailemi nasılda üzmüşüm öyle.

Kafamı daha çok bunaltmamak için telefonu aldım elime. Biraz sosyal medya hesaplarımda gezindim ama işe yaramadı. Saat gece yarısını geçiyordu. Rehbere girip Uzay'ın ismini bulup durdum. Onla bu konu hakkında konuşamazdım onun yerine Serkan'ı bulup aradım.

UZAY'DAN

Serkan ile konuşuyorduk, aslında o konuşuyordu ben ise dalmış bir şeyler düşünüyordum ki Serkan'ın çalan telefonu her şeyi bozdu. Serkan bana bakıp

"Uzay, Gece arıyor" deyince paniklemiştim.

"Hooop sana diyorum. Telefon kapanacak şimdi cevaplıyorum" deyip aramayı cevaplandirdı

"Hoparlöre al" başını tamam anlamında sallayıp. Konuşmaya başladı

"Alo, bir şey mi oldu Gece?" Sonra Gecenin ağlamaklı sesi duyuldu. Ne? ağlıyor muydu?

"Yok, aslında evet bir şey oldu müsait misin? Bi-biri var mı yanında?" Serkan bana bakınca ağzımı oynatarak yok de dedim.

"Müsaitim noldu anlat hadi"

"Şey, b-ben dayanamıyorum Serkan. Ne yapacağım bilmiyorum. Korkuyorum artık, psikolojim bo-bozuluyor git gide. Ben kızlara diyeceğim okul çıkışı sonra... sonra uygun bir vakitte anneme de diyeceğim" Lanet olsun. Evet biliyordum bu konuyu. Elimi sinirle saçlarımın arasından geçirdim. O şerefsiz hala elimdeydi, Serkan'a baktım konuş dercesine. Anlamış olmalıydı ki konuşmaya başladı

"Sakin ol Gece. Ağlama bakim valla gelir döverim seni ha. O saçlarını cımbızla tek tek tek çekerim" kıkkırtı sesi duydum telefonda, Gece gülüyordu. Gülümsemesini gözümün önüne getirdim. Gülerken yanakların da birazcıkta olsa  belli olan çukurları... bende güldüm. Gülme sesi durmuştu. Konuşmaya başladı Serkan

"Sen hep gül Gece, sen gülmeyi hak ediyorsun ağlamayı değil. Merak etme ne başkası ne de o şerefsiz bir daha yanaşamayacak bile sana. Sen yeter ki  güven ve kendini üzme." Serkan'ın konuşmasını Gece bölüp bir şey sordu

"Ne yaptın ona?"
Serkan bana bakıp anlatım mi diye sordu telefonu sessize alıp
Ses Geceye gitmeyeceği için ağzımı araladım

SESSİZ HAYKIRIŞLARIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin