.
.
.
Dokunmuyordu.
O öpüşmeyi yaşadığımızdan beri bana dokunmuyordu.
Delirecektim.
Ne yapsa bana zarar veriyordu. Benim için felaket gibiydi ne yaparsa yapsın canımı yakabilecek başka kim olabilirdi ki? Benimle oluyordu deliriyordum benden uzak durdugunda daha çok deliriyordum. Herşey Yoongi'nin suçuydu. Ben çıktıktan sonra ona ne demişti bilmiyorum ama efendim beni yanına yanaştırmıyordu. Kendimi evin işlerine vermiş, olmadık yerleri temizleyerek veya Yoonayla zaman geçiriyordum çünkü onunla ilgilenmemi isteyen efendim yoktu.
O gün ki olaylı yemekten bu yana 2 hafta geçmişti. Efendim normalde pek misafir kabul etmese de bu aralar Jin bey ve Yoongi pisliği çokça gelir olmuştu. Efendim bilmiyordu belki ama Yoongi ziyaret sayısını artırmış zamanını beni dikizleyerek geçirmeye başlamıştı. Bunu efendim görse ne olurdu bilmiyorum fakat onun olduğu yerde gözlerinj bir milim bile çevirmiyordu bana ama o yokken " aseksüel birini bu hale getiremezsin, o kadar iyi değilsin, özel bir yanın mı var?" Ne gibi bir özelliğim olabilirdi ki!
Birkaç kere sözlü tacizlerine katlanmak zorunda kalmıştım. Efendime söyleyeceğimi söyleyerek geri püskürtmeye çalışıyordum çünkü, vermemek için uğraştığım tepkiyi verirsem işimden olurdum. Hem o efendimin misafiriydi. Hem de o varken yapmıyordu hiç birşey yapmadım dese nasıl kanıtlayacaktım. Arkadaşını mı dinleyecekti beni mi? Cevaplar belli olduğu için katlanmaya devam ediyordum. Ve edecektim. Zorundaydım efendime gitmemek için söz vermiştim. O beni göndermeyeceğine söz vermemişti. Yani canı istemezse beni gönderebilirdi.
.
.
.
.
Bu gün efendimin misafirleri geliyordu. Sofrayı bilardo masası, Playstation, Xbox, karaoke kutusu ve çeşitli eğlence ve oyun araçlarıyla dolu olan. Hizmetlilerinde salı günü kullanma izni olan odaya kurmanız istemişti. Duyunca heycanlandıran bu aletler dibinizde olunca ve oynayacak yaşıtınız bir arkadaş olmayınca bir anlam ifade etmiyorlardı.
Karaokeyle şarkı söylemeyi öyle çok istiyordum ki. Kardeşim bana bir sürü püf nokta öğretmişti. Buğulu derin bir sesimin olduğunu söylüyordu. Ah ayrıca o da yakında yaz tatiline çıkacaktı ve yanımda kalmak istiyordu. Yaz boyunca bir ev kiralayıp onunla kalacaktım işe de ordan gidip gelecektim. Tabii bunları efendime söylememiştim henüz çünkü daha iki hafta zaman vardı.
Yeni başlayan hizmetlilere toplanabilir geniş bir masayı getirmelerini söyledim. Kızları da yanıma alıp servisleri götürmek için mutfağa ilerledim. Kızlardan biri net iticiydi kısa dalgalı kestane kahverengi saçlı bir kızdı. Yapı olarak insanlardan nefret eden yada itici bulduğum çok az insan olurdu onlardan birinin bu kız olma sebebi efendime fazla bakmasıydı.
Ondan ölesiye korktuğu belliyken hala kenarda köşede onu izlemesi gerçekten beni çileden çıkarıyordu. Neyse ki en kıdemli bendim. Tabii aşçı Abla dan sonra. Neyseki o hizmetlilere karışmıyor sadece mutfakla ilgileniyordu bu sayede hizmetlilerden sorumlu kişi de ben oluyordum. Yani ona etrafa bakmayacak kadar çok iş yüklemem -ne kadar yanlış olsa da- hiç yanlış hissettirmiyordu.
"Hızlı olun erken gelecekler. Masayı sildin mi?" Oyun odasına çıkıp servisleri açarken efendimin sesini duymamla bakışlarımı ona çıkardım. "Evet efendim sildim" adı Neila olan ve efendime bakmayı kesmeyen kız lafa atlayınca efendim soğuk bakışlarla bir ona bir bana baktı. Bakışlarını tekrar ona döndürdüğünde yutkunmuştum "Ne zamandır burada çalışıyorsun?" Kız efendimi onunla konuşmasına sevindiğini öyle belli ediyordu ki. Yoona 'bu ne yapıyor?' dercesine bana baktı. Onunla son zamanlarda yakınlaşmıştık. Efendimin ne yapacağını tam olarak kestirememekle birlikte onu da kovması için dua ediyordum şuan. Yoona ' ya gözlerimi yavaşça kapatıp 'endişelenme' bakışımı attım. Yoona Neila'nın aksine dünya tatlısı ve tam bir junior dedikoducu teyzeydi. Ve sanırım efendimle aramızda birşeyler olduğunu az çok bilen ikinci kişiydi diğeri ise aşçı teyzeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY GENTLEMAN TAEKOOK ✓
FanficBoynuma bağladığı zincir, güzel bir kolyeymiş gibi hissettiriyordu. İkinci defa kaldırılan ve yayınlamaktan yorulmadığım kurgum. 12.03.2021