Bölüm 11

1K 230 128
                                    

hayrmisss adlı kişiye ithaf edildi ♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hayrmisss adlı kişiye ithaf edildi ♡

11.Bölüm

Bilinç ve bilinçsizlik arasında sıkışıp kalmış olan beynim, gözlerime açılmamasını söylüyor ve ruhumu daraltıyordu. Sanki havası çekilmiş bir yerde yalnız başıma kalmış ve çıkış yolunu bir türlü bulamıyormuş gibi hissediyordum kendimi. Ve bu his her saniye katlanarak artıyordu. Kendimi zorlayıp nefes almaya uğraştığımda kesik nefeslerle birlikte ciğerlerime çektiğim bu steril koku genzimi yakmıştı. İçinde bulunduğum bu soğuk ortam ise beni fena halde ürpertmişti. Fakat biraz sonra bu soğuğun bedenimde bıraktığı etkiye alışmıştım.

Tekrar nefes almaya çalıştığım sırada sırtıma saplanan keskin acı buna engel olmuştu. Sırtımdaki acı zihnimde vurulduğum anın hayal meyal görüntülerini canlandırmıştı. Hemen ardından ise Barış'ın vurulduğu anı... Hızlı hızlı almak istediğim nefesler boğazıma dizilip bir türlü ciğerlerime ulaşmadığında kuru öksürüklerim eşliğinde nihayet gözlerimi aralayabilmiştim.

Vücudumda aheste aheste dolanıp duran ve benim yeni yeni anlamaya başladığım bu ağrılar, canımı çok yakıyordu. Öyle ki parmağımı bile oynatmak bir gökdelenden atlayıp yere çakılmak gibi muazzam bir acı tattırıyordu bedenime.

Gözlerim bulunduğu ortama alıştığında üzerime yapıştırılmış kabloları henüz fark etmiştim. Gözlerimin ulaşabildiği yere kadar kabloların bedenimde edindikleri yerleri izledim. Sonra, önümde duran büyük cama odaklanmaya çalıştım. Tam idrak edemesem de ufak bir kalabalık görmüştüm. Beni izliyor olmalıydılar, çünkü hareket ettiğimi fark ettiklerinde oluşan neşeli hareketlilik bunu hissettirmişti. Hâlâ bulanık gören gözlerimi o tarafta fazla tutmayıp başımı diğer tarafa çevirdiğimde koluma takılmış olan serumu yeni görmüştüm ve kolum çok uyuşmuştu.

Çok geçmeden içeri giren beyaz önlüklü dört beş kişinin doktor olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti. Yanıma geldiklerinde sırtıma aniden saplanan acıyla birlikte yüzümü buruşturdum.

Doktorların bir tanesi başımda durup elindeki fenerli kalemin ışığı ile gözlerimin içine bakarken ''Nasılsınız bakalım?''demeyi ihmâl etmemişti. Sonra kalemi kapatıp önlüğünün cebine attı ve yüzümden uzaklaştı. Konuşmamı beklermiş gibi bir bakış attığında, ''Yorgunum,'' diyebilmiştim sadece.

Doktorun gözleri benden uzaklaşıp koluma bağlanan seruma uzandığında ciğerlerimde eskiyen nefes kırıntılarını bedenimden uzaklaştırıp gözlerimi kapattım. Bu esnada doktorun ilgili sesi tekrar duyuldu. ''Merak etmeyin hemşire arkadaşlarım size bir ağrı kesici yaptılar. ''dedi.

Doktor tekrar sustuğunda hemşireler odadan ayrıldılar. Sadece biri kaldı. ''Neden buradayım?'' diye sordum. Ardından boşta olan elimle ağrıyan şakaklarıma sert bir baskı uyguladım. Olaylar zihnimde kesit kesit belirse de parçalar tam olarak oturmuyordu. Ne olduğu nasıl olduğu uçup gitmişti zihnimden.

Suç Mahalli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin