Yıldızlı Gece

5.8K 398 237
                                    

Hastanede işim bitince Jungkook u beklemek için bahçeye çıktım. Hava güzel ve yıldızlıydı, derin bir nefes alıp saate baktım. Saat daha  sekizdi. Bahçedeki bankalardan birine oturup beklemeye başladım.

Yaklaşık yarım saat bekledim hala gelmemişti 'acaba beni almayı unuttu mu? yoksa uyuyamı kaldı acaba?' diye düşünürken içimi kıpırdatan ses duyuldu " Jimin-shi" kafamı kaldırıp a baktığımda içimdeki kıpırdama durmuştu çünkü yanında Mina vardı.

Kalkıp yanlarına doğru yürüdüm. Mina, " Ya bekletiysek kusura bakma kardeşinin işleri bir türlü bitmedi, girdi bir mağazaya çıkmadı". Onu inandırmaya çalıştığım bir gülüş sundum. Mina Jungkook un koluna girdi, bende Jungkook un bir adım sağından ilerliyordum. Mina bizi durdurup bir markete girdi. Ben ve Jungkook dışarıda beklemeye karar verdik. Jungkook un bağcığı çözülünce ona bakıp "Hala bağcıklarını bağlayamıyorsun galiba " deyip göz kırptım.

Bana kaşlarını kaldırarak" hayır bak yapabiliyorum, iyi izle" deyip eğilip bağacığını bağlamaya başladı birden ceketinin cebinden bir yüzük kutusu düştü, onu farkedip hızla  onu aldı. Fark etmemiş gibi yaptım. Mina çıkınca yürümeye başladık.

Kalbim parçalara ayrılmıştı. Jungkook Mina ya evlenme teklifi mi edecekti yoksa? Bir an tuttuğıium nefesimi  zorlukla geri verdim. Eve geldiğimizde annemler yine yoktu, sessizce " Annemler yok mu? "dedim.  Kafa sallayıp, "Busan a gittiler bir iki hafta kafa dinlemeye ihtiyaçları varmış ikisininde"

Ne demek bu ben iki hafta bu ikisi ile tek miydim? Yanmışım. Jungkook yavaştan koluma vurup. " Sana kendi ellerim ile Avrupai bir sürü yemek hazırladım ama kızartmalar ile salatayı beraber yapacağız dedi.

Ona bakmadan Mutfağa ilerledim. Bana kızartma yapmak düşmüştü. Mina ise salatayı yapacaktı. Jungkook Bey bütün yemekleri yaptığı için sandalyede oturup telefon ile oynuyordu. Ben tavaya yağı atıp kızdırmaya başladım, içine patatesleri atıp kızarmasını bekledim. Patatesler kızarınca tavayı almayı denedim ama sapı çok sıcaktı. Jungkook tan sapı tutmasını istedim.

Offlayıp tavanın sapını tutup kaldırdı ben elimdeki maşa ile patatesleri alırken birden, " Ahh elim! " diye bir haykırış duydum. Mina elini kesmişti küçük bir sızıntı kan  akıyordu.

Jungkook endişeden elindeki tavayı aniden bıraktı ve koşarak Mina nın yanına gitti. Jungkook un bıraktığı tava ayağımın üstüne düşmüştü acı ile bu sefer ben bağırdım " Aaahh ayağım yandığı!"

Gözümden yaşlar akarken bir yandan da sızlanıyordum. Jungkook arkasına dönüp  ayağıma bakmaya başladı "Jimin-shi ç-çok özür dilerim, b-ben yanlışlıkla yaptım, yani -"  onu sakinleştirmek için.

"T-tamam bir sorun y-yok, sadece ıhmm biraz acıyor, su tutalım geçer." dedim ve banyoya ilerlerken birden kendimi havada hissettim. "Öyle bir şey yok, hastaneye gidilecek, ayağının halini görmüyor musun sen ya?!" birden beni bir yere oturturup üstüme ceket giydirdi. Kucağına alıp arabaya bindirip hastaneye gittik.

.....

" Ya gerçekten bir şeyim yok" Jungkook beni çalıştığım hastaneye getirmişti. Ayağıma iki üç krem sürüp sargıya aldılar. Birden içeri Minho girdi  "Jimin iyi misin? Acilde dediler gözüm döndü ayağını yakmışsın , sakar şey seni nasıl yaktın? !"

Minho ya  gözlerimi devirerek baktım  "Abartıyorsunuz, gerçekten bir şeyim yok" deyip ayağı kalktım. Birden yere basınca acıyla sendeledim. Düşecekken beni Minho belimden tuttu.

Göz teması ile birbirimize bakarken Jungkook içeri girdi bu sefer göz tuzağım Jungkook olmuştu. Minho ya sert ve sinirli bir şekilde bakarken birden beni onun elinden kurtarıp kendine çekti  "Ya senden başka doktor yok mu burada? Hep seni görüyorum."  Jungkook a dirseğimi geçirip. "Merak etmiş, gelmiş Jungkook sonuçta benim ARKADAŞIM" dedim.

Minho ya dönüp " özür dilerim, seni endişelendirdiğim için. "dedim ardında. Jungkook beni kucağına alıp arabaya götürdü kapıyı açıp beni oturttu ön koltuğa bana bakıp "Bu çocuk etrafında çok geziyor, bu da benim sinirimi bozuyor. Onu hiç gözüm tutmadı Jimin." Ona sert sert bakıp "Arkadaşım Jungkook yani merak etmiş gelmiş görmeye, niye bu kadar abartıyorsun"

Jungkook kafasını kaldırıp jimin e yandan baktı "Sen bu çocuktan hoşlanıyor musun?" Ona gözüm yaşlı baktım "Hayır ondan hoşlanmıyorum, nereden çıkardın."

Gözümde tutamadığım yaşlar döküldü. Bana pişmanlıkla bakıp, yanağıma bir öpücük kondurdu, fısıltı ile "özür dilerim" dedi.

.....

Yatağımdan kalktığımda saat daha gece 3 civarıydı.  Arabada yorgunluktan uyuya kalmışım. Balkonumun kapısını açık görünce oraya doğru ilerledim. Jungkook salıncakta oturup gökyüzüne bakıyordu. Yanına giderken beni gördü ve ayağa kalkıp "Neden sen kalktın." Onu omuzundan tutup beraber salıncağa oturduk.

Beraber gökyüzüne bakarken "ne çok yıldız var pırıl pırıl"dedim.
Bana bakıp "Senin gözlerin gibi" dedi.

Ona gülümserken bakışlarımız yoğunlaştı ona baktıkça, 'acaba o da beni seviyor mu?' dedim içimden. Birden gözünü gökyüzüne çevirip.

"Jimin-shi bak yıldız kaydı, hemen dilek tutalım" dedi....

#Kookmin ile kalın#
# oy vermeyi unutmayın#
#😊😊#

QPM

Passionate Love (Kookmin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin