Büyük Buluşma

5.1K 318 118
                                    

Başımın ağrısına küfür ederek kalkmıştım. Yavaş yavaş yatakta doğrulurken, belimi saran kol ile kalakaldım. Yorganı yavaşça kaldırdığımda yanımda yatan Jungkook ile titremiştim.

Jungkook dün gece benim ile mi yatmıştı ama neden ben birşey hatırlamıyorum?

Jungkook biraz mızmızlanıp, beni daha sıkı sararak yeniden yatırmıştı.
Yavaşça ona doğru döndüm o güzel yüzünü incelemeye başladım.

Jungkook biraz kıpırdanıp başını benim boynumun arasına soktu. Derin bir iç çekip "Çook güzel kokuyorsun Jimin-shi" dedi

Gözlerimi büyütüp ona bakarken, kafasını çevirip bana baktı, ona biraz utangaç bir bakış atınca gülüp " Jimin sen nasıl benim hyungum olabilirsin, baksana kardeşin olduğum halde nasılda utandın? "

Jungkook gülmeye devam ederken, Jimin ona ters ters bakıp Jungkook u bir çırpıda yataktan itti. Jungkook acı ile yerde belini ovuştururken " Sen benimle dalga mı geçmiştin?" deyip bu sefer gülen taraf Jimin olmuştu.

Jungkook yerden kalkıp jimin in üstüne çıkıp karnını gıdıklamaya başlamıştı. Jimin, Jungkook u itirmeye çalışsada Jungkook daha sıkı gıdıklamaya başladı.

"J-Jungkook yapma kkkk t-tamam bir da- kkkk - ha yapmıyacağım" Jungkook Jimin in kızaran yüzünü görünce durmuş ve eğilip yanağını ısırmıştı. Jimin acıyla inlerken, Jungkook üstünden kalkmış. " Banyoya son giren mochi olsun" diyip koşmaya başlamıştı.

Jimin arkasından öylece bakıp " heyy! Bu haksızlık ama" deyip koşmaya başladı. Jungkook banyoya girip Jimin e dil çıkarmıştı. Beraber dişlerini fırçalamış sonra da salona inmişlerdi.

Masaya oturup kahvaltılarını etmeye başladılar. "Jimin sen bugün staja başlıyacaksın dimi" Jimin annesinin dediği şey ile kafa sallayıp omuzlarını düşürmüştür. "Evet ya ne güzel evde yatıyordum, neden erken bitmek zorunda ki" Jimin mızmızlanırken,

Jungkook " Off evet, artık benim de bir işe başvurma lazım, o kadar okudum bir işe gireyim dimi" Hepimiz Jungkook a şaşkın şaşkın bakarken, Jungkook bize "ne?" diye seslendi. Babam masadan kalkıp, Jungkook un ateşine baktı. " Hayatım ateşi de yok bu çocuğun, ya oğluma birşey oldu galiba iş diyor çalışmak diyor, Jungkook sen çalışmayı sevmezsin oğlum ne oldu sana"

Masada herkes gülerken Jungkook bize göz devirmişti. Annem " Jimin in hastanesinin yakınlarında bir bilişim şirketi var bir oraya başvursana oğluşum" Jungkook a bakıp cevap bekledim.

"Bilmiyorum ki anne ama bir bakarım, hem olursa Jimin de yanlız gitmemiş olacak" Jungkook a gülümsedim, annem gülüp " Jimin yanlız değil ki, onun yakışıklı arkadaşı minsoo muydu minho muydu ne var"

Annemin dedilikleri ile Jungkook sinirlenmişti. " Evet anne o çocuk vardı ama bak artık yok" deyip masadan kalkmıştı. Arkasından bende gidip onun oturduğu koltuğa oturdum.

Havayı dağıtmak için "Jungkook sana bir şey soracağım" bana bakmadan otoriter bir ses tonu ile " sor" demişti
Ona biraz daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi santimlere indirdiğime kulağına " Dün sana, ben sarhoşken bir şey dedim mi"

Jungkook bana bir anlığına gözlerini büyüterek bakarken yanlışlıkla dudakları dudaklarımı sıyırdı
O an benim için durmuştu. Jungkook ile sadece bakışıyorduk. Nedense aramızdaki mesafe daha da yaklaşırken annem ve babamın ayak sesleri ile birden geri çekilmişti. Koltuğun diğer köşesine kendimi attığımda nefes nefese kalmıştım korkudan.

Jungkook eline telefonu ile ilgilenip yaparken bende ellerim ile oynuyordum. Fazla dayanamadan ayağı kalkıp banyoya doğru koştum.

Banyoya girip bir iki tur attım sonra elimi yüzümü yıkamak için lavabonun başına ilerledim
Soğuk suyu yüzüme vururken içim ferahlamıştı. Birden doğrulup aynaya baktığımda Jungkook ile göz göze geldik.

Ani hareket ile arkamı döndüm. Beni süzdükten sonra, bana doğru yaklaşıp göz göze geldik. Gözlerinde hayal kırıklığı ve hüzün ile kulağıma doğru eğilip "Hiç bir şey söylemedim" dedi
Geri çekilince gözünden bir damla yaş düştü.

Geri çekilip kapıdan tam çıkacağı zaman kolundan tutup kendime çektim. Gözlerine bakıp dökülen yaşlarını sildim. Sonra ona yaklaşıp ne zamandan beri beklediğim ve istediğim şeyi yaptım

Dudaklarımı, onun ince dudakları ile buluşturdum. Anında karşılık vermişti. İkimizde büyük büyük bir özlem ile karşılık verirdik. Ellerini belime koymuş, bende refleks ile boynuna dolamıştım. Nefessiz kalmamız ile hafifçe geri çekildik.

Göz göze gelince bu sefer gözlerinde bir küçük parıltı mutluluk vardı. Ona kısık bir ses ile " Dün gece söylediklerini unuttum sandım ama unutamamışım Jungkook" bana o kutsal gülüşünü sunup alnıma küçük kelebek öpücüklerden kondurdu

" Affet ama seni çok seviyorum Jimin-shi"
" Bende, bende seni çok seviyorum"



Selammmm. Size güzel bir bölüm atayım dedim. Hep üzücü bölümler atıyordum kkk.

Evet size bugün birde şundan bahsedeceğim bu kitabım ile beraber ikinci bir kitap yazmaya başladım, onun için bölümleri biraz geç yazabilirim onun için şimdiden üzgünüm. Onu. İçin beni affedin.
Kitabımı okuduğunuz için teşekkür ederim hepinize,😊😁

Not=İkinci kitapım PLEASE LOVE ME i okumayı unutmayın
.
QPM

Passionate Love (Kookmin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin