Herşeyi Baştan Yazalım

3.1K 202 72
                                    

Bir haftadadır izin alıp Kore ye dönmeyi planlıyordum. Jungkook babaanesinden kalan küçük dağ evine yani Busan a gitmiş.

Uçaktan inip elimdeki eşyaları bırakmam için Jungkook ile büyüdüğümüz eve ilerlemiştim. Eve girdiğimde evin hiç değişmediğini, hep koltukta uyurken üstümüze örtüğümüz battaniyenin aynı yerde oluşu sephanın üzerinde kook ve benim fotoğraflarımız duruyordu.

Eve gelir gelmez temizlemiştim güzelce havalandırmıştım. Jungkook buraya geldiğinde eskisi gibi devam etmemiz için. Küçük midem için gelirken aldığım rameni yapmaya başladım yaparken akşam için Busan a uçak bileti bakıyordum.

Bir kaç saat sonra evi son kez kontrol edip yanıma aldığım küçük el valizi ile evden çıktım. Havaalanına gidip uçağı beklemeye başladım. Tae ve Jin hyung a haber vermemişti gelirken onlara sürpriz yapabilmek için Jungkook ile dönecektim.

Verilen anons ile yerimden kalkıp ilerlemeye başladım.

...............

Uçaktan iner inmez taksi çevirip annem ile babamın yanına gittim. Annemler artık Busan da yaşadıkları için onları görmeliydim.

Önceden telefonuma kaydettiğim adrese ilerledim.

Kapıyı çaldım. Bir süre bekledikten sonra annem kapıyı açtı. Beni görünce ilk şaşırsada sonradan gülümseme ile beni kendine çekti

"Jim oğluşum, nereden çıktın sen, japonya da değilmiydin."

Anneme gülümseyip onu cevaplamadan babamın yanına gidip sarıldım

"japonya daydım ama bazı nedenlerden dolayı geri döndüm"

Annem ile babam ile oturdum annem çay koyma bahanesi ile mutfağa doğru ilerlerken, yerimden kalkıp babamın yanına koltuğa geçtim.

" Babacım senden bir şey isteyebilir miyim"

Bana gülümseyip cebinden bir anahtar çıkardı

" Jungkook u al getir yemek yiyelim ve hayata devam edelim. Jimin ben bir babayım neler olduğunu anlarım araşrırırım. Neler olduğunu biliyorum ikinizin arasını, bebek meselesi sen şimdi hiç bir şey demeden Jungkook un yanına gidiyorsun tamam"

Babama gülümseyip hemen kapıya koştum arkamda annemin sesini duyup kapıyı kapatmadan önce

"Bana ihtiyacı olan birine"

Deyip evden çıktım. Babamın arabasını alıp Jungkook un yanına sürmeye başladım arabayı.

Geldiğim dağ evinin kapısına ilerledim. Ne tepki verecek diye merak ediyordum. Elimdeki anahtar ile kapıyı açıp içeri girdim. Ses çıkarmadan evin salonunda doğru ilerledim. Camın kenarında küçük şömine nin önünde oturmuş dışarıyı izleyen ve yanında bir çok boş şişe olan Jungkook ile karşılaştım.

İçimdeki özlemi tutamadım. Koşup yanına gidip sarıldım. Sarsılmanın şoku ile yüzünü bana çevirdi

" J-jimin.... Senin burada ne işin var. N-nasıl geldin"

Cevaplamadan önce dudaklarına öpücük konurdum o kadar özlemişim ki içinde solan çiçekler yine açtı.

" şimdi beni dinle Jungkook, ben pişmanım senin yanında olamadığım için, kötü günlerinde olamadığım için, ben seni hep sevdim ama bir bebek olunca babasız büyümemesi için vaz geçtim. Yanılmışım, senin jimin nin yanılmış" gözlerimden yaşlar aka aka anlatıyordum, karşımdaki Jungkook un benden farkı yoktu. Yüzünü avuçlarıma yaslamış bir biçimde dinliyordu. " kook sen bu jimin i affeder misin? "

Dediğim şey ile gözlerini gözlerime dikmiş göz yaşları durmuştu.

" ben seni affedemem, sen affedilecek bir şey yapmadın, haklıydın sana kızmadım kızamam zaten" yüzündeki ellerimi avuçlarım arasına aldı "jimin ben sadece çok yorgunum ben bir süre önce kızım dediğim bebeği kaybettim. Binacık elleri ve ayakları olan bebeği ve ben bunu atlatamadım.
Senin gidişin, Yeri ve bebeğin ölüşü bana çok koydu"

Dizlerimin üzerinde ayaklanır kafası göğsüme gelecek şekilde sardım kendime. Onu dinlemediğim için kendime de kızgındım.

Kendimi affetirmem lazımdı, hem kendime hem kollarımın arasındaki ağlayan bedene. Ona herşeyi unuturacaktım. Elinden tutup ayağa kaldırıp onu koltuğa doğru çektim. Koltuğa itip kucuğuna oturdum. Yüzlerimiz arasında mesafeler vardı ortamda sadece şöminenin sesi dolaşıyordu.

"Herşeyi unutturucam, kendimi affettiricem. Mutlu olu ağız biz" deyip dudaklarına kapandım.

Bir süre bekledikten sonra karşılık verdi. Elleri belime götürüp kendine bastırdı. Hiç beklemeden üzerimdeki tişörtü çıkarıp bir kenara attı

"herşeyi baştan yazalım jiminim" deyip boynuma yöneldi. Emip, ısırıp, öptükten sonra dudaklarıma çıktı ve şehvetli bir öpüşme başlattı

O gün, o koltukta, şöminenin sesine ikimiz iniltileri eklendi. Ben Jungkook un, Jungkook benim oldu o koltukta hafızamız silinen kadar hemde.


Sonunda kavuştular kkkk. Ne zamandır ne yazsam diye düşünüyordum ve sonunda yazdım. Finale az kaldı. Şimdiden iyi okumalar

Passionate Love (Kookmin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin