8.Bölüm

297 32 17
                                    

SELAMLAAARR.. YILLAR SONRA BÖLÜM ATTIĞIM İÇİN BENDE MUTLUYUM. UZUN YILLAR SONRA DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE.. İYİ OKUMALAR ❤️

Sabaha kadar gözüme uyku girmemişti. Artık kendimi toparlamam gerekiyordu.

Spor kıyafetlerimi giyerek evden çıktım. Han nehrine gidip eskisi gibi koşmaya başladım. Başlarda tempolu koştum fakat aklıma dün gece geldikçe hızlanmaya başladım.

Neyi hatırlamam gerekiyordu? Neyi unutmuştum? Hatırlarım yoktu, hislerim vardı.

Ormanlık alana geldiğimde durdum. Anılarım karanlıktaydı ve benim yalnızca ışığı yakmam gerekiyordu. Fakat nasıl?

Çalan telefon sesiyle düşüncelerimden çıktım. Hastaneden arıyorlardı.

"Merhaba Chanyeol. Bayan Byun için aramıştım."

Kalbim hızla çarpmaya başladı. "O iyi mi?"

"Uyandı. Oğlunu aramadan önce size haber vermeyi doğru buldum."

"Pekala, ben oğlunu ararım. Teşekkür ederim."

Telefonu kapattıktan sonra hızla eve doğru yol almaya başladım. Saat erken olsada Baekhyun'u uyandırmak zorundaydım.

Telefon uzunca bir çalıştan sonra açıldı ve beni uykulu bir ses karşıladı. "Channie, ne oldu?"

Uyku sersemiyle benimle konuşma tarzı yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirmişti.

"Yarım saat sonra seni almaya geleceğim Baek. Hazırlan."

"Bir şey mi oldu?"

"Evet. Ama güzel bir şey. Hadi hazırlan geleceğim."

Telefonu kapadım ve eve koşmaya başladım. Hızlı bir duşun ardından, buz mavisi bir gömlek ve siyah pantolon giydim. Saçlarıma hızlıca şekil verdikten sonra evden çıkmak için hazırdım. Lazım olacak şeyleri aldıktan sonra evden dışarı attım kendimi. Baekhyun'un evine yaklaşırken içim heyecan doluydu.

Eve geldiğimde korna çaldım. Kısa bir süre sonra ise Luhan ile beraber Baekhyun çıktı. İkisi de oldukça uykuluydu. Bu hallerine gülmeden edemedim.

Baekhyun öne otururken, Luhan arkaya geçti. "Benide yol üstünde bırakır mısın Chan?"

"İşin yoksa bizimle gel Luhan."

Esnerken konuşmaya çalıştı, "Pekala geleyim bari."

Yola koyulduk. Baekhyun ara ara bana bakıyor, bir şey diyecek gibi oluyor sonra vazgeçip önüne dönüyordu.

Hastaneyi görünce, umut dolu gözlerle bana bakmaya başladı. Ben ise yalnızca ona gülümseyip önüme döndüm. Arabadan indiğimizde bir Luhan'a birde bana bakıyordu. "Neden hastaneye geldik Chanyeol?" En sonunda sordu.

"Göreceksin."

Hızlı adımlarla içeri girmeye başladık. Luhan'ın uykusu açılmış ciddi bakışlarla bize bakıyordu. Asansöre binip yoğun bakımın olduğu kata bastığımda Baekhyun endişeyle bana baktı. Ona gülümseyince hızla önüne dönüp elleriyle oynamaya başladı.

Kapı açıldı. Ben önden ilerlemeye başladım. Yoğun bakım camının önünde durduğumda, bayan Byun'un hemşireyle konuştuğunu gördüm. 

"Anne!"

Baekhyun bir anda cama yapıştı. Gözyaşları arasında gülümsüyordu. Luhan da mutlulukla bakıyordu bayan Byun'a. 

"Yanına gidebilir miyim Chanyeol ?! Lütfen, yanına gitmek istiyorum ?!"

Kafamı salladım, "Lütfen anneni çok yorma olur mu?"

Luhan ile beraber içeri girdi. Onları yalnız bırakarak asansöre yöneldim. Yukarı çıkarken asansör bir kaç katta durdu ve inip binenler oldu. Yalnızca bir kişi inmemişti. Odamın bulunduğu kata kadar çıktı benimle. İçim hiç rahat değildi, adam asansöre bindiğinden beri içimde garip bir his vardı. O katta yatan hasta yakını olmalı diye düşünmeye çalışsamda, öyle olmadığını biliyordum.

Asansörden inip odama doğru yürürken, peşimden gelen ayak seslerini duyuyordum.  Bir anda durup arkamı döndüm fakat adam bunu bekliyormuşçasına tebessüm ediyordu.

"Yardımcı olabilir miyim?"

"Park Chanyeol, değil mi? İsterseniz odanızda konuşalım?"

Alayla güldüm. "Sana nasıl güvenebilirim?" cidden bu adam neydi böyle?

Adam ellerini iki yana açtı, "Baekhyun'a inanmaya başladığın gibi?"  Baekhyun'a inanmaya başlamam mı.. bu adam onu nereden tanıyordu? 

Ben öylece kalakalmış adamın Baekhyun'u nereden tanıyor olabileceğini düşünürken, o çokta yanımdan geçip gitmişti. Sesini duyunca kafamı o yöne çevirdim, adam odamın içerisinden bana sesleniyordu "Gelmiyor musun?!"

Odamın içinden ?

Kapıya doğru ilerledim ve kilidi kontrol ettim. Kafayı yiyecek gibi hissediyorum. Kapım her zaman kilitli olurdu. Her zaman kilitlerdim. Ben unutursam bile görevliler mutlaka kilitlerdi. Elimde ki anahtara baktım. Anahtar olmadan bu kapı nasıl açıldı? 

Delireceğim!

"Nesin sen?"

Adam koltukta, bacak bacak üstüne atmış oturuyor odamı inceliyordu. "Kimsin sen? demen gerekmiyor muydu?"

Hala ayakta duruyor, sakin olmaya çalışıyordum. "Hayır hayır, nesin sen!" Kapımı kapatıp ona yaklaştım. "Kapımın kilitli olduğuna yemin edebilirim! ayrıca, Baekhyun'u nereden tanıyorsun?!"

"Oturmaz mısın?"

Aish! Sinirle saçlarımı karıştırdım. "Burası benim odam!"

Adam ayağa kalktı. "Pekala, ayakta konuşalım o zaman." Takım elbisesini düzeltti. 

"Tekrar sormayacağım, nesin ve Baekhyun'u nereden tanıyorsun ?"

"Baekhyun ile ufak bir çocukken tanıştık. Sana anlattığını sanıyordum." 

Ufak bir çocukken ? Tanrım.. lütfen o anlattığı adam olmasın, lütfen!

"Ben Kim Junmyeon. Ama sen beni Suho olarak tanırsın."

Güldüm. "Seni tanıyor muyum?"

Adam kafasını salladı. "Seninle bir sürü anımız var Park Chanyeol, ama tabiki hoş olmayan şeylerde yaşadık."

Odada sinirle yürümeye başladım. Benimle dalga geçiyordu, başka açıklaması olamazdı tüm her şeyin.

"Gelmek için her şeyden vazgeçtiğin dünyada, hayatın nasıl gidiyor?"

Adımlarım yavaşladı. Gelmek için her şeyden vazgeçtiğim dünya? Baekhyun'un dün gece söylediği şeyler geldi birden aklıma, 'Bir gün gitmek zorunda olduğunu, ama bir şekilde gelip beni bulacağını söyledin.'

Omzumda hissettiğim elle birden döndüm. "Oldukça kesin konuşmuştun Park Chanyeol ama görüyorum ki.. başaramamışsın."

"Ne-neyi?"

"Bu dünyaya gelmen izin vermem için tek bir şartım vardı, hafızanı silmek. Kabul ettin, her şeyi hatırlayacağını ve Baekhyun'u bulacağını söyledin." adam güldü. "Baekhyun'u buldun evet fakat.. hafızan nerede Chanyeol?"

Geri adım attım. Gitmek istiyordum ama kaçamıyordum odadan. Ben geri gittikçe adam üstüme doğru geliyordu. 

"Bana sorduğun şeyleri kendine soruyor musun hiç ? Kimim ben? Neyim ben ?" adam tekrar güldü. "Sehun ile çok yakındınız. Sanırım bu yüzden senin peşinden oda geldi bu dünyaya. O her şeyi hatırladı şimdi sana yardım etmeye çalışıyor." yüzünde ki tebessüm silindi ve bir anda ciddileşti. "Kimse sana yardım edemez Park Chanyeol, Sehun bile. Bu sefer tek başınasın."

Psychologist // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin