Arkadaşlar bölüm sonundaki açıklamayı okursanız çok seviniriz.Şimdiden iyi okumalar.
Multimedya:VERA MİRZAOĞLU🕊
Minik adımlarla bahçeye çıktım.Benden yaşça büyük çocuklara seslenerek"Bende oynamak istiyorum "dedim. Yaşımın çocukluğa uygun bir tonda çıkmasına dikkat ederek ve tabi birazda şirinlik yaparak ." Tabi güzelim gel, önce kocaman bir sarıl bakim bana" O sözünü bitirir bitirmez elimdeki oyuncak bebeği bırakarak ona doğru koştum ve beni kollarının arasına aldığı gibi önce yukarı doğru hafifçe kaldırdı ve havaya attı tıpkı kendimi uçan melek gibi hissediyordum ama kim bilebilirdi o kanatlarımı tek tek kıracağını, geleceğimi soldurup bir kutunun içine hapsedip sonsuza kadar mühürleneceğini.
Onunla kahkahalarımız bahçeyi doldururken artık karnımız ağrımış ve kaldırıma oturmuştuk yani o oturmuş beni kucağına oturtmuştu. Bir elini belime diğer elini kalçalarıma yerleştirdi ve okşamaya başladı. Kalçalarımdan tutup kendine daha da bastırdı. Dağ gibi bedeninin yanında minicik bir kız gibi kalıyordum. Yavaşça elini tişörtümün içine soktu ve sırtımı sıvazladı küçük bedenim korkudan titriyor, gözlerimdeki yaşlar göz bebeklerimi yırtıp, dışarı çıkmak istercesine zorluyordu. Bu sefer belimdeki elini çekip saçlarımı okşamaya başlamıştı.
Titreyen gözlerimi gözlerine çevirdim hiçbişey yokmuş gibi ifadesizce bakıyordu. O bakışını çocukluğumun gizli raflarından birine kaldırıp koymuştum. Kiraz rengindeki dudağımda pembe yanaklarımda sürekli bir baskı hissediyordum.
Nefesini suratıma üflüyor kulağıma yaklaşarak birşeyler fısıldıyordu ama aklımda tek bir cümlesi kalmıştı
"Cennet de cehennem de senin içinde" dedi ve devam etti; " Beni cennetine al "
Bu masum bir arkadaş ilişkisi gibi gözüksede aslında benim hayatımı zindana çevirecek bir hareketti.
Hayatımın içine eden, psikilojimi altüst eden ve en büyük nefretimin sahibiydi. O benim ruhumun katiliydi, çocukluğumun katiliydi. O lanet herif benim katilimdi. Zihnim bana oyun oynamak istercesine bana bunları hatırlatıp; sessizliğime nazaran adeta kıyametten bir fragmanı andırırcasına gürültü içinde bırakırken, odamın kapısının açılmasıyla aklım ve bedenim tekrar buluşmuştu.
Derin bir nefes aldım ve yüzüme doğru düşen saç tutamını ellerimle kullağımın arkasına yerleştirdim. Kapıya doğru yöneldim, gelen abimdi.
"Günaydın prenses"
Abim uykulu gözleriyle beni süzmüştü.
" Günaydın abii"
"İyi misin güzelim?"
Sorduğu soruyla kendime geldim ama şaşırmama engel olamadım, ne ara bu kadar yakınıma geldiğini anlamadım.
"Bir şeyim yok abi"
Tebessüm ederek iyi olduğuma inandırmaya çalıştım daha fazla soru sormasını istemediğim için hızla odadan çıktım.
Merdivenlerden ağır ağır uyuşuk bi şekilde indim, yemek odasına doğru yönümü çevirdim.Gördüğüm kadarıyla kahvaltı hazırlanmıştı. Annem kardeşimle çoktan oturmuş onun tabağına birşeyler koyuyor fısıldaşıp gülüyorlardı beni gördüğü an
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ÇİÇEĞİ (+18)
ChickLitSıcacık eli arsızca sütyenimin kopçasından başlayıp belime ordanda incecik iç çamaşırımın üstünde durdu. O sıra önünde durduğumuz aynadan bize baktım. Siyah dantelli iç çamaşırlarımla resmen yanında çıplaktım. Aslında onunda benden bir farkı yoktu...