bu imkansız...

3K 135 8
                                    

arkadaşlar geciktiği için özür dilerim.bundan sonra bölüm şarkısı yanınlıyacağım haberiniz olsun.bu bölümün şarkısı:

little mix-dna

Sally'nin beni sarsmasıyla gözümü açtım.

-sharpay sen iyimisin uykunda''sen de diyosun eric eric eric eric'' diye sayikladin

-ahh sally gerçek gibiydi.dememle kendimi bırakıp ağlamaya başladım.sally bana sarıldı ve

-tamam sharpay geçti hepsi geçti....

*************

1 gün önce...

eric'in yanından ayrıldıktan sonra bella,austin,ben ve diğer vampirler ormanın doğusuna doğru yola çıktık.bir patikayı izliyorduk.yaklaşık 10 dakika sonra ileride bir yerlerde profösör steweart bize doğru gelmeye başladı.yanımıza gelince

-merhaba çocuklar.ben vampirlerin gelişim öğretmeniyim.bu yüzden bu derse ben giricem.ve ayrıca 2 hafta sonra yapılacak olan turnuvalarda size ben yardımcı olacağım.bu gün ders işlemeyeceğiz.size ormanı gezdireceğim.kurtların ve büyücülerin tarafına gideceğiz.müdürünüz size etrafı iyice tanıtmamı istedi,bu sebeple sizi iyice gezdireceğim.dedi ve ekledi. şimdi beni takip edin yolumuzun üstünde ilk olarak büyücülerin dersliği olduğu için ilk olarak oraya gideceğiz.dedi ve önüne dönerek ilerlemeye başladı.sonra bella kulağıma eğilerek

-harika bu gün hiç bitmez artık.ne saçma bi eğitim sistemi,yaşlı bi moruğu takip etmemizi istiyolar,lanet olsun.dedi,kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.profösör steweart bunu duymuş olacakki bellay'a döndü ve

-yaşlı olabilirim ama sağır değilim .dedi artık kendimi tutamadım ve hafif bi kahkaha attım

-tabiki profösör,ordan burayı duymanızla bunu rahatlıkla anlayabiliyorum zaten.dedi ,o sırada profösör tekrar önüne döndü ve yürümeye devam etti.bizde yürümeye başladık.bir süre yürüdükten sonra büyücülerin bölümüne geldik.onların çalışma alanları güzel bi göl kenarıydı.gölde kuğular ve balıklar vardı.güneş tüm gücüyle etrafı aydınlatıyordu.tabi biz vampirlerde güneşten etkilenmemeye yarayan büyülü birer eşya olduğu için güneşten etkilenmiyorduk.bende bir kolye,bella'da bileklik ve austin'de de yüzük vardı.her neyse ben büyücülerin olduğu yere hayran hayran bakarken o taraftan birinin bana seslendiğini duydum.

-hey sharpay!!!! bu sally'ydi.o ve diğer büyücüler profösörlerinin yanında toplanmış bişe konuşuyorlardı

-selammmm!! diye bağırdım.el salladıktan sonra oda bana el salladı.yüzünde saf bir gülümseme vardı.yirim yaa safım benim :D acaba neden onların profösörü onları dolaştırmaya çıkarmamış? profösör aklımı okumuş olacakki

-karışıklık olmasın diye hepimiz sırayla gezmeye çıkacağız.ilk olarak biz,daha sonra kurtlar ve son olarakta büyücüler.etrafa bakındıysanız kurtların bölümüne gidebiliriz.dedi ve ilerlemeye devam etti.biraz daha yürüdükten sonra kurtların bölümüne geldik.kurtların alanı düz bir araziydi.hafif sarımsı olan toprak ve etrafında hafif kurumuş ağaçlar bulunuyodu.ilerde bir yerlerde eric'i gördüm.ilk başta beni fark etmedi ama diğer kurtlarla birlikte bizim geldiğimizi görünce kafasını benim bulunduğum yere doğru çevirdi ve sırıtmaya başladı.ondan gözlerimi ayırdığımda elizabeth'i gördüm.ahh tanrı aşkına doğru ya o kızda bi kurt.off bi bu eksikti.sanki aklımdakileri okumuş gibi bana bakıp pis pis sırıttı.bana bakarken sanki 'eric'i senden alıcağımı söylemiştim' der gibi bakıyodu.ona en ama en kötü bakışımı attım.elizabeth bana inat gidip eric'in yanında durdu ve ona bi şeyler söylemeye başladı.eric onu hiç takmadan öylece dona kalmış bi şekilde bana bakıyor ve sırıtıyodu.bi anda elizabeth'in ona bağırmasıyla irkildi ve elizabeth'e ölümcül bakışlar atmaya başladı.sonra elizabeth'in kolundan tutup koparırcasına sıkmaya başladı ve ona kısık seslerle bi şeyler söyleyip yere savurdu.eric çok sinirli bi çocuk bazen öfkesini konturol edemediği anlar bile oluyor.özelliklede kıskandığı zamanlar.elizabeth'i bıraktıktan sonra yanıma geldi.tel örgülerin arkasından elini uzattı ve beni kendisine doğru yaklaştırdı.

Melezin  Hikayesi...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin