Bu bölümün şarkısını mutlaka dinleyin, Tuğkan - Aşkın Kanunu.
"Gediz bey, bu davayı kaybetmeniz işten bile değil inanın bana."
Nare Gedize çaresiz gözlerle baktı. Yutkunmakta zorluk çeksede yavaşça yutkundu.
"Niyeymiş o?"
Avukat sakin ve doğal bir şekilde konuşmaya başladı.
"Hakimin bakacağı şeyler başta, çocuğa iyi bir yaşam alanı vermek. Nare hanım çalışmıyor, Sancar beyin bir işi var."
Gediz elini uzattı.
"O iş mevzusunu hallederim ben, başka?"
"Bir evi yok, Meleğin bir çalışma odası yok. Ayrıca Nare hanım bekar."
Gediz duraksadı.
"Bekar derken?"
"Bekar bir kadının namusundan, iffetinden emin olunamayacağı için mahkemeler evli kişilere daha kolay velayet verir. Örneğin Nare hanım evlense, kocasının bir evi varsa, bu bize bir artı, kocası olduğu için çalışmasa artı.."
Nare durdurdu avukatı.
"Ne yapayım yani? Gidip biriyle evleneyim mi?"
Avukat kadının ani çıkışını anlayışla karşıladı.
"Tanıdığınız, güvendiğiniz, iyi bir dostunuzla sözde nikah kıyabilirsiniz. Biraz şüphe çeker ama şartlar eşitlenir en azından. Zaten Melekte sizinle kalmak istediği için üstünlük sağlarız."
Nare çaresizce etrafına bakıyordu. Melek için bir şeyler yapmak zorundaydı.
Sancar o geceden sonra yalan iddalarla, ahlaksızca yaşadıklarını, nikahsız aynı evde kaldıkları gerekçesiyle Nareye velayet davası açmıştı.
Melek kendi nüfusunda olmadığı için, Nareye ufakta olsa bir ceza kesilmişti. Ama Sancar durmayacaktı.
Nare ile Gedizin arasında bir şey olabilme ihtimali bile onu kudurtuyordu.
"Bu durumda laf bana düşmez ama, iddalarda kimin adı geçiyorsa onla evlenmeniz, bize daha büyük bir avantaj sağlar."
Gediz gözlerini belerterek adama baktı. Nare ise suçlulukla başını eğdi. Gedizi nelere sürüklemişti böyle?
Gediz Narenin kabul etmeyeceğini, kabul etse bile bunun onun için ne kadar zor olduğunu biliyordu.
Narenin gözlerine güven vermek için baktı.O gözlerin dedikleri şuydu, ben senin mutluluğun için her zaman burdayım Nare.
Nare o gözlerden biraz olsun cesaret aldı ama, hala hazır değildi bu büyük karara. Bir anda ayağa fırladı.
Ardından hiçbir şey demeden odadan hızla çıktı. Gediz avukata birkaç talimat verdikten sonra Narenin peşinden o da çıktı."Nare yapma, sakin ol. İnan bana senin istemediğin hiçbir karara varmayacağız, güven bana!"
Nare o yaralı bakışlarıyla baktı. Yine üzülmüştü. Paramparça olmuştu.
"Yapmak zorundayız Gediz."
Başını yere eğdi. Çiçek gibi solmuştu kız adeta.
"Seni buna ben mecbur ettim, hepsi benim hatam!"
Gediz Nareyi sakinleştirmek için gözlerinin içine baktı. Ufakça tebessüm etti. Yine gamzeleri kendini belli etmişti.
Tebessümünün alaycı bir hal almasını istemiyordu. Suratını yeniden astı. Elini ensesine attı.
"Nare, Melek benim içinde çok kıymetli. Bak onun için her şeyi yapmaya hazırım ben! Her şeyi diyorum. Eğer sende hazırsan.."
Nare güçlü bir sesle konuştu.
"Ben Melek için her şeye hazırım. Melek için."
Elini var mısın dermişçesine Gedize uzattı. Gediz çocukça gülümsedi. O da Narenin elini yavaşça kavradı.
"Melek için."
Narenin biraz durduktan sonra hızla elini çekmesi, Gedizi şaşırtmamıştı.
1 haftada aşık olduğu kadınla "sözde" evleneceklerdi. Ama o buna rağmen fırsatçılıktan ziyade kafasını Meleğe yoruyordu.Sancarın hakkında attığı iftiralara karşı günlerce uyuyarak üzülebilirdi ama, Nare buna izin vermemişti.
Tıpkı Gedizin yaptığı gibi, o dağılırken arkasını toplamıştı.Nare ellerini yavaşça cebine götürdü. Cebindeki telefonunu çıkardı. Telefon rehberinden Sancarı buldu hemen aramak için sola kaydırdı. Telefonu kulağına dayadığı an gür bir ses duydu.
"Ne var Sefirin Kızı?"
"Kulübede, 5 dakika içinde."
Zaten kulübede olan Sancar için bu buluşma sorun değildi.
Ama Narenin suratına kapatması sorundu."Gediz ben kulübeye Sancarın yanına gidiyorum, yarım saate gelirim."
Gediz kafasını salladı.
"Tamamdır."
Narenin koşarcasına bürodan çıkmasıyla, o da arkasından elleri cebinde yavaşça yürümeye başladı.
Nare arabasına hızla bindi. Kısa bir sürede kulübeye varınca, söyleyeceklerini iyice kafasında toparlamıştı.Arabadan indi ve koşarak Sancarın yanına gitti.
"Sen ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Ne yapmaya çalışıyormuşum?"
"Nasıl bize iftira atarsın! Nasıl ya nasıl!"
Sancarı tüm gücüyle iterken, ona gücü yetmediği için hiddetle bağırıyordu.
"Sen güçsüzsün Sancar efe, sen bana bağımlısın!"
Sancar alaylı gülüşüyle sadece dinliyordu.
"Sen benim göz yaşıma bağımlısın!Beni ağlatmadan, üzmeden, kırmadan yaşayamıyorsun sen!"
Duyduklarıyla yavaşça gülüşü solan Sancar bu sefer gerçekten fazla ileri gidecekti.
"Ben ne sana, ne de saçmalıklarına bağımlı değilim! Sadece doğrular bunlar.. Ama sen anlamak istemiyorsun Sefirin Kızı."
Nare anlamıyordu.
"Sen gene ne saçmalıyorsun?"
Evet bölüm aşırı heyecanlı olduuu.
Sizce Sancar Gedizin Nareye aşık olduğunu söyleyecek mi?
Gedizle Nare evlenebilecek mi?
Velayet davasını kim kazanacak?
Bölüm nasıldı?
En sevdiğiniz replik hangisiydi?
Sizleri seviyorum, hadi see good baaay!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sefirin Kızı | NarGed
FanfictionHer hikaye bir destanı anlatır, ama sefirin kızı bir destanı değil, bir destanın sonrasını anlatır.. Niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyorum? Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu...