~5~

93 37 2
                                    

Sen beni değiştirmiştin. Çünkü güçlüydün, sen yaşadığın şeylere rağmen gülümseyebiliyordun. Sanki eve gidince bakman gereken kardeşlerin yokmuş, anne babanın sana saçtığı nefret yokmuş gibi.

Ne olursa olsun gülümseyebiliyordun.

Ben öyle değildim ben yaşadığım acılara rağmen gülümseyemiyordum. Ben senin gibi güçlü değildim, güçsüzdüm. 

Ta ki seninle tanışana kadar.

Sen bana her şeyi öğrettiğin gibi güçlü olmayı da öğretmiştin. 

İyiki hayatıma girmişsin, iyiki  iyikimsin. 

Ama hayatın sürekli bana karanlık tarafımı gösterme gibi bir çabası vardı.
Karanlık tarafımı unutayım istemiyordu, içimdeki küçük çocukla aramızın iyi olmasını istemiyordu. 

Bunu o gece anlamıştım. 

Tek bir gecede bir kaç yaş daha atlamıştım. Tek bir gecede biraz daha büyümüş, içimdeki çocuktan biraz daha uzaklaşmıştım. 

Yine seninle parkta başımız dönene kadar döndüğümüz ve bomboş parkta dans edip dünyadan soyutlandığımız bir geceydi.

Belkide o gece hayat bizim mutluluğumuzu kıskanmıştı, günün sonunun mutlu bitmesini  istememişti.

O gece senden ayrılmadan sanki olacakları önceden görmüşsün gibi ayrılmadan önce şöyle dedin;

''Ne olursa olsun, parlamaktan bıkma. Hayat sana binlerce defa çelme taksa da, hiç bir zaman 'İşte bu sefer bitti' deme. Etrafına ışık saçmayı bırakma yıldızım. Hem sakın unutma benim yıldızım sönerse bende sönerim. Beni söndürmek istemezsin öyle değil mi? ''

'' Asla! İkimizde sonsuza kadar parlayacağız. Kar zerresi sözü .''

Gülümsedin.

'' Kar zerresi sözü. ''

Birbirimize verdiğimiz sözleri sonsuz kılmak için kar zerrelerinin üstüne yemin ederdik.

Kar zerreleri...Onlar en soğuk kış günlerini bile güzelleştiren detaylardı. 

Kış zaten bizim için her zaman özeldi. Birbirimizi kışın tanımıştık biz. Kaç kere havanın soğukluğunu aldırmadan sadece kar yağışını izlemek için dışarı çıkmıştık. Her kar yağışında Dünya'nın azda olsa temizlendiğine inanırdık. Kar temizleyendi. Bu yüzden her yıl ilk kar ne zaman yağmaya başlarsa ikimizde kendimizi dışarı atardık. Kirli ruhlarımızı karla temizlemek, Dünya'nın uzun bir aradan sonra ilk kez temizlenişini izlemek için.

Kar ve kış mevsimi çok kutsal bir şeydi bizim için.

O günde kış mevsimiydi ama havada kar yoktu çünkü bugün dünya kirlenecekti. Temizlenmeyi sonraya ertelemişti anlaşılan.

Senden ayrıldıktan sonra eve gitmiş ve kapının ziline basıp beklemeye başlamıştım. Bir kaç dakika geçtiğinde küçük kardeşim açmıştı kapıyı. Gülümseyerek elindeki lolipopu bana doğru uzattıyordu. Bende ona kocaman gülümseyip ikramını kabul etmiş ve içeri geçmiştim.

Babam her zamanki gibi salonda oturmuş televizyon izliyordu. Annemi aramıştı gözlerim. Salonda yoksa yatak odasındadır diye düşünüp yatak odasına doğru yürümeye başlamıştım.

Birazdan göreceğim manzaradan önceden haberdar olsaydım koşa koşa giderdim o odaya.

Uyuşukça attığım adımlar sonunda beni yatak odasına getirdiğinde cebimden çıkardığım minik çikolatalara gülümseyerek bakmıştım. 

Annemin en seviğinden almıştım. Ona sürpriz yapmak istemiştim.

Ellerimi arkaya götürüp çikolataları arkamda sakladım ve kapısını çaldım. İçeriden ses gelmeyince bu sefer.

''Anne orda mısın?'' diye seslendim.

Tekrar ses gelmemişti. Bende kapıyı açıp içeri girmiştim. İçeri girdiğimde onun gülümseyen yüzüyle karşılaşmayı beklemiştim. Ama o yerdeydi. Bileğinden gelen kanların oluşturduğu bir kan gölünün içinde uzanıyordu.

''Anne!''

Haykırışımla beraber elimdeki çikolataları fırlatıp yanına diz çökmüştüm. Gözlerimden ne zaman akmaya başladığını bilmediğim yaşlar annemin kan göletinin içine karışıyordu. 

O an onun temiz kanını kirlettiğimi düşündüm.

Kafasını alıp bacaklarımın üzerine koymuştum. Cildi olduğundan daha beyazdı. O an annemi öyle görmek hayatımdan bir çok iyi duyguyu alıp götürmüştü. 

Ama annemi götürsün istememiştim .

Beni duymuş gibi gözlerini araladı yavaşça. Ev halkı çoktan etrafımıza toplanmıştı. Kardeşimin hıçkırıkları kulağımı dolduruyordu. Ama o an etrafımdaki hiç bir şeye odaklanmak istememiştim.

Annem gözlerini açmış bana gülümsüyordu. Önce bana sonra kardeşime ve  babama en sonda  dünyaya son gülüşünü armağan etmişti. 

''Neden? Anne neden bunu bize yapıyorsun?''

Sorduğum soruyla beraber yüzündeki gülümseme silinmiş benimde ağzımdan bir hıçkırık kaçmıştı. Bu sefer kaşları çatıldı.

''Ben yapmadım, ben sizi yalnız bırakamam.''

Sesinde hiç duymadığım bir tını ile söylemişti son sözlerini.

O tını canımı çok yakmıştı.

Kurduğu tek bir cümle yetmişti her şeyi idrak etmeme. Babama bu suçlu iftirasını atanlar yapmışlardı. Onlar kıymışlardı anneme, onlar kıymışlardı annemin güzel bileklerine.

Yerimizi bulmuşlardı. 

Ağlamam dahada şiddetlenmişti. Annem ağlamamam için tekrar yüzüne masum ve en temizinden bir tebessüm sığdırmıştı. Ama onunda gözleri doluydu. Çünkü biricik yavrularından ayrılıyordu, onlara veda etmek zorundaydı.

Elini yüzüme son kez dokunmak için kaldırdı. O elini kaldırdığında gözlerim bileğindeki yaraya kaydı. Mücevherli bileziklerin yakışacağı bileğine bir yara izini layık görmüşlerdi. 

Onlardan nefret ediyordum.

Eli yavaşça yüzüme yaklaşıyordu yolunu yarılamıştı ama gücünün sonundaydı.

Havaya son kez boğuk bir nefes üfleyip. O nefesinin yüzümü sanki bir ateşin üzerine tutmuşum gibi son kez yakmasına izin vermişti.  

Bedenindeki can çekilince, cansız kolu yere düşmüştü. 

Sonradan çok pişman olmuştum keşke yüzümü ona biraz yaklaştırıp, oğluna son kez dokunmasına izin verseydim.

Keşke...

O geceye hıçkırıklarım ve acıdan attığım çığlıklar karıştı. Tam o an

'İşte bu sefer bitti.' dedim.

Kar zerresi sözümüzü ilk orada çiğnedim. 

Annemin cansız bedenine sarılırken gözlerimden yıldızımın ışıkları akıyordu.

Yıldızın sönüyordu.

Ama sen bana öğrettiğin şeyleri tekrar tekrar öğretmeye hazırdın. 

O gece annem ruhunu sonsuzluğa teslim ettikten sonra.

Kar yağdı.

Evet çünkü dünyayı çok kirleten bir suç işlenmişti. 

Kar temizlerdi.

Kar kutsaldı.

°°°°°°°°°°°°

Bu bölümü Medya'ya bıraktığım şarkı ile yazdım. Sözleri bölümle uyuşmasada. Şarkı çok hoşuma gitti.






KAR ZERRESİ ° VMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin