~4~

100 38 1
                                    

İçimizde hala yaşamaya çalışan bir çocuk vardı. Kapkara korkunç tarafımız onu öldürmeye çalışsada içimizde bir yerlerde yaşayan, gülümsemeyi, mutlu olmayı özleyen bir çocuk.

Ben seninleyken o çocuğu özgür bırakıyordum Tae. Bu yüzden o çocuk beni sürekli senin yanına çekiyordu. O yaşıyordu seninle, sen ona karanlık tarafımla nasıl savaşacağını öğretmiştin.

Seninleyken o beni asla terketmezdi.

O park içimdeki çocuğun eviydi. Seninle her kahkaha attığımızda onun eline milyonlarca şeker verilmiş gibi seviniyordu. O diğer çocuklar gibi bir sürü oyun arkadaşı istememişti.

Sen ona yetiyordun.

Parkta, yüzümüz birbirimize dönecek şekilde oturduğumuz salıncaklarda nedenini bilmediğimiz kahkahalar atarken özgürdü. 

Sahi o salıncaklar da bizim için değerliydi dimi?

Ben sallanmaya bayıldığımdan ne zaman parka gelsek oturup beraber sallanırdık seninle. Hatta bir keresinde bağıra bağıra şarkı söylemiştik o salıncaklarda. Park görüp görebilceğim en kalabalık halindeydi. Ama o an benim için sadece sen ve birbirine karışan seslerimiz vardı. Etrafımızdaki kınayıcı bakışlar ilk defa canımı acıtmamıştı. 

Belki de beni ilk defa 'suçlunun oğlu' diye kınamadıklarından dolayıydı. 

O günden sonra o ebeveyinler çocuklarını bir daha o parka getirmediler, çocuklarına kötü örnek olduğumuzu düşündükleri için ve komşularımız da bir kere daha nefret etti bizden. 

Çocukluklarını yaşayamamış iki gencin, içlerindeki çocuklarının elinden  tutmalarından nefret ettiler.

Ama bilmiyorlardı o içimdeki çocuk ölmeden önce son kez mutlu olmak istemişti. Ölmeden önce hiç kimseyi umursamadan, karanlık tarafımın varlığını bile hissetmeden özgür olmak istemişti.

Evet, o öldü Tae

Ama sakın üzülme Ay'ım sen öldürmedin, ben öldürdüm onu.
Lütfen kızma bana. 

Ben onu öldürmek zorundaydım.

KAR ZERRESİ ° VMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin