EZRA
Sabah uyandığımda bir an nerede olduğumu anlayamadım,etrafıma baktığım da krem rengi bir odada olduğumu görünce herşey tek tek aklıma gelmeye başladı.
Saate baktığım saat 8'e geliyordu,hemen kalkıp üzerime sade yeşil bir elbise giydim,bu elbiseyi bana annem almıştı.Annemi hatırlayınca yine ağlayasım geldi ama kendimi tuttum saçlarımı tarayıp sebest bıraktım.
Siyah belime kadar gelen saçlarım vardı,bir çok özelliğim gibi saçlarım da babama benziyor.Karşımdaki aynada kendime baktım bu elbise ince bedenimde çok güzel duruyordu.Salonda ve mutfakta kimse yoktu,Defne daha uyanmamıştı.
Buzdolabını açtığımda tamamen dolu olduğunu gördüm hemen kahvaltı hazırlamaya başladım.Önce çayı demledim sonrada menemen yaptım.
Kahvaltı hazır olunca Defne'nin odasına girdim.
"Defnee hadi kalk sabah oldu"
Defne yerinden biraz kıpırdandı ve "anne biraz daha uyuyum lütfen" dedi ve uymaya devam etti.
"Defne! Canım arkadaşım tatlı arkadaşım hadi kalk!" Tabiki de beni tınlamadı.Bende yağağın üzerinde zıplamaya başladım.Defne bir an ne olduğunu anlamadı ama yerinden doğruldu ve etrafına bakmaya başladı sonra yatağın üzerindeki Ezra'yı görünce yerinden doğrulup çığlık attı.
"Ezraa! Burda olduğuna hâlâ inanamıyorum,bir an rüya gördüğümü sandım."
"Deli kız neden bağırıyorsun.Kalk hadi kahvaltı hazır."
"Tamam elimi yüzümü yıkayıp geliyorum."
Kahvaltıyı sessiz bir şekilde yaptık.Defne'nin soracak bir sürü sorusu olduğunun farkındaydım ama konuşmaya nerden başlayacağımı bilmiyordum..
Kahvaltı sofrasını topladıktan sonra bulaşıkları makineye yerleştirdik.
"Ezra bugün ne yapmayı planlıyorsun?"
"Hastaneye teslim etmem gereken evraklar var,bir de alışveriş yapmam gerekiyor giyecek fazla bir eşyam yok."
"Tamam o zaman önce hastaneye gidelim evrakları teslim edelim,sonra da alışveriş yaparız."
.....
Hastaneye girdiğimizde danışmaya
başhekimin odasını sorduk bizi yedinci kata yönlendirdi.Asansörü beklemeye başladık,bir taraftan da etrafa bakıyorduk.Burası güzel bir hastaneye benziyordu,hastanenin girişi çok güzel dizayn edilmişti.Asansörün kapıları açılınca asansöre bindik,bizden başka asansöre yaşlı bir amcayla orta yaşlarda bir teyze bindi onlar dördüncü katta indiler.
"Ezra burası çok güzel bir yere benziyor,bundan sonra sık sık seni ziyarete gelirim artık.Özellikle arka tarafta ki bahçeye bayıldım."
"O kadar çok beğendiysen yatışını yapalım da birkaç hafta kal sen burda!" Bunu söylerken asansörün kapısı açıldı ve arkamı dönüp asansörün kapısından çıkmak için adım attım lakin birine çarptım.Ne olduğunu anlamak için başımı kaldırdığımda karşımda siyah saçlı mavi gözlü uzun boylu bir adamla göz göze geldim.
"Beyefendi önünüze baksanıza!"
"Asıl siz önünüze bakın!"
"Adama bak yaa hem suçlu hemde üste çıkmaya çalışıyor"
Defne araya girerek "hadi gidelim daha yapacak işlerimiz var" dedi.Adamı arkamızda bırakarak aradığımız odaya girdik.
.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZRA
General Fictionİki genç insan ikiside farklı yerlerde zor zamanlar geçiriyorlardı..Birisi babasını küçük yaşta,annesini de yeni kaybetmiş diğeri ise annesini kaybetmenin eşiğine gelmişti..Belki de ölümü ilk defa bu kadar yakınında hissetmişti..