11

6.4K 290 11
                                    

**İlaydan**

dün sahilden geldikten sonra eve gelmiş direkt uyumuştuk.

şimdi ise kahvaltımızı yapmış alparslan ile yaptığım kahveleri içiyorduk.

alparslanın telefonu çalınca bakışlarım gözlerine tırmandı.

alparslan telefonu hoparlöre alıp masaya koydu.

demir

farukun o iğrenç sesi kulaklarıma dolunca istemsiz kaşlarım çatıldı.

efendim faruk?

nasılsın dostum

iyiyim sen

iyi bak ne diyecektim. defne hanım ile şule kaynaşsınlar. bize gelinsene bu gün yine.

alparslan bana baktı ne diyelim dercesine.

gözlerimi kapayıp açtım

tamam faruk defneye sorayım geliriz.

tamam dostum

alparslan telefonu kapattı generali arayalım.

komutanım?

-

faruk aradı yine eve çağırdı defneye kıyafet ayarlayacakmısınız

-

tamam komutanım

telefonu kapatıp bana baktı.

kıyafet gönderecekmiş komutan

başımı salladım

tamam

en son dayanamayıp sordum

alparslan?

şaşkınca bana baktı ismi ile ilk defa seslendiğim içindi sanırım.

efendim ilay?

yutkundum

siz dün nedemeye çalıştınız?

sırıttı

ah kesinlikle gülmemeliydi bu adam

zamanı gelince öğrenirsin

allahım ne vardı yani söylese.

çok geçmeden kapı çaldı.

tam ayağa kalkacaktım ki. alparslan elini kaldırıp beni durdurdu.

farukla ilgili olabilir bekle çıkma bu halde.

başımı salladım. haklıydı.

yavaş adımlarla gidip kapıyı açtı.

gelen seslerden kapıdakinin bir kız olduğunu anlayınca istemsiz kaşlarım çatıldı.

alparslan salonun kapısında göründü tek kaşımı kaldırmış ona bakarken arkasında gördüğüm kız ile ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

alparslan koltuğa otururken konuştu:

esra general göndermiş kıyafet getirdi.

şimdi olmuştu.

kız bana elini uzatınca elini bende uzatıp ilay diye mırıldandım.

kız her halinden sahte olduğu anlaşılan bir gülümseme ile memnun oldum dedi

bu kızı sevmemiştim.

otursana dedi alparslan.

ne gerek vardı şimdi. kıyafetleri getirdi şimdide gitsindi.

NAM-I DİĞER BOZKURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin