dolunay tüm muazzamlığını güneşe bırakırken oturduğumyerde biraz daha doğruldum. alparslan ile bir hafta önce karakola gelmiştik o günden sonrada mecvuriyet haricinde konuşmamıştık.
nedensizce benimle konuşmasını istiyordum.
yine düşüncelerime girmeyi başarmıştı.
halbuki tüm gece botanı nasıl bulacağımı düşünüyordum.
eğer onu bulursam bir düğüm daha çözülecekti.
istihbaratçı tüm arkadaşlarım ile konuşmuş en ufak bir bilgiden haberdar etmelerini istemiştim.
güneş iyice doğunca yavaşça pencerenin önündeki sandalyeden kalkıp perdemi çektim.
üniformamı giyip saçlarımı ördüm hızlıca.
postallarımıda giyip çıktım odamdan.
yemek haneye doğru ilerlerken omuzuma atılan kol ile kafamı kaldırıp savaşa baktım.
neyin var senin ilaycığım?
başımı olumsuz anlamda salladım
bir şeyim yok savaş.
kızım gözlerinin altı morarmış gözüne kan oturmuş uykusuzluktan. söyle hadi neyin var.
botan diye mırıldandım.
savaş omuzumu sıkıp konuştu:
son eylemden sonra zaten bütün istihbarat onu arıyor merak etme.
biliyorumda tabağıma bir kaç bir şey koyarken devam ettim. benim içinde çok önemli o.
savaş anlamazca bana bakmaya başladı
anlatırım sonra savaş afiyet olsun deyip ilerlemeye başladım.
sandalyemi çekip otururken gözüm yemekhanenin girişindeki alparslana takıldı.
yavaş adımlarla kahvaltılıklarını alıp masaya ilerlerken gözlerimiz kesişti. ne o masaya oturana kadar çekti bakışlarını ne de ben.
masaya oturduğunda erlerden biri duayı etmeye başladı:
Allahımıza hamdolsun
milletimiz var olsun
dikkat!
alparslan afiyet olsun deyince herkes kahvaltısını etmeye başladı.
arasıra yine bakışlarımız kesişsede yine konuşmamıştık.
tabağımı alıp masadan kalktım.
afiyet olsun komutanım. afiyet olsun arkadaşlar.
birazdan içtima vardı.
bahçeye çıkıp bir banka oturdum.
yüksek dağları izlerken babamın en sevdiği marşın sözlerini mırıldandım.
her şey vatan için, can için, canan için
göz kırpmaz can veririz, bir avuç toprak için.
sıraya geçmeye başlayan timi görünce koşarak aralarına girdim.
alparslan karşımıza geçip konuşmaya başladı:
uzun zamandır sıkı bir çalışma yapamadık bu gün tam zama-
komutanım!
koşarak bizim tarafa gelen albay postası ile herkes ona dikkat kesildi:
komutanım Tuğrul albay toplantı odasında albayrak timini bekliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAM-I DİĞER BOZKURT
AcciónO: Bozkurttu. Dağdakilerin adını duyduklarında bile dizlerinin titrediği, kaçacak yer aradıkları Bozkurt. Hayatındaki tek amaç: Vatanı müdafa ve babası; Binbaşı Yiğit Ali Bozkurt'un intikamı idi. Peki siz bu uğurda annenizi bile kendi elleriniz ile...