Son kez...

31 13 1
                                    

"KÖMÜR GÖZLÜ"

Dediğiyle bacaklarımda derman kalmadı. Şuan kuş olup uçmak istedim. Kendimi taşıyamaz oldum.
Gözlerimde akmayı bekleyen yaşlar kendini saldı ve ince ince aktı. Yanağımı ıslatan göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim.

Güçlü durmam lazımdı. En azından güçlü gözükmeliydim. Hemen yenilmemeliydim. Kendimi bırakmamam gerektiğini içimden defalarca tekrar ettim.

Ne hata yaptım ben ne günah işledim de bedelini ödüyordum Allah'ım.
Elbette isyan etmiyorum.
Senden gelen her şeye rağzıyım.

Kimseye taşıyamayacağı yük vermezsin Allah'ım. Demek ki ben bunu kaldırabilirim. Ama nasıl ?

"Gelmeyeceğim. Sizde hiçbir şey yapamazsınız. Gerekirse polise haber veririm. Ama asla böyle bişeye boyun eğmem."

"Kendin bilirsin küçük hanım. Bekle."

Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Cebinden telefonu çıkardı ve sanırım mesaj yazdı.

Biraz bekledikten sonra telefonun titremesiyle telefonu açtı. Çarpık bi gülüş attıktan sonra telefonu bana çevirdi.

Çevirmesiyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki.

Babam. Babamın resmiydi. Caminin önünde arkadaşlarıyla oturuyordu. Ellerim tir tir titriyordu.
Asıl ayrıntı gözümden kaçmadı. Babam, herşeyim, bir namlunun ucundaydı. Eğer akşam gitmezsem neler olacağını bir resim açıklıyordu bana.

Ardından resmi kaydırdı ve ikinci bir şok yaşadım.

Kağan'dı bu. Eski nişanlım. Arabaya sırtını yaslamış, hafif tebessüm ettiği bir resimdi.

İyi de bunu nereden biliyorlardı. Bunu bana neden gösterdi. Kağan'ın bununla ne ilgisi var ki.
Aceba Kağan ölmedi mi ? Yoksa bu Kağan'ın bir oyunu mu ?
Beni çabuk unuttun diye mi kızmıştı ki. Ama ben unutmadım ki onu.
Evet sevmiyorudum yani içimde bir aşk yoktu. Ama iyi bir eş olabileceğini düşünmüştüm. Anlaşabiliyordukta.
Off Hafsa. Saçmalama. Dibinde tanımadığın bir adam hem de senin odan da düşündüğüne bak.

Tekrar kendimi toparladım. Şuan bağıra bağıra ağlamak istiyordum. Ama hıçkırıklarım içime kaçıyordu. Boğazım düğüm oldu. Ağzım tutuldu.

"Hayır. Olmaz. K-Kağan. O ne alaka ? Neden gösterdin bunu ?"

Kekelediğim için kendime tüm hırsımla içimden sövdüm. Yıkılma Hafsa şimdi değil.

"Yazık oldu çocuğa. Genç, yakışıklı ve saftı."

Gözlerim tüm şaşkınlığı ile karşımda ki adamın gözlerini bulurken o umursamazca bana bakıp sırıtıyordu.
Bu hali daha da sinir ediyordu. Artık dayanacak gücüm olmadığı için kendimi yere bıraktım. O hâla umursamıyordu.

Ne yapacağımı düşünürken bize doğru yaklaşan sesle irkildim.

"Hafsa. Kızım babanı arada ekmek alsın gelirken. Benim şarjım yok."

Annem. Nolur odaya gel nolur.
Ama gelmedi. Sadece seslendi. Ona cevap verecek gücü bulamıyordum kendimde. Ağzımı açtım dermanım olmadığı için hiçbir şey demeden kapının arkasında ki adama baktım.

"Ee ne diyorsun küçük hanım. Hâla gelmiyor musun ?"

Mecburdum. Korkmuyor gibi dursamda korkuyordum.
Özellikle de babam ve namusum için. Bu zamana kadar asla laf söyletmedim namusuma.
Ama şimdi korkuyordum.
Kime gideceğimi, orada ne olacağını bilmiyordum sonuçta.

İMKANSIZ'IMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin