10. Bölüm..🕊

29 12 6
                                    

"Kurtuldun melek yüzlüm.."

Karşımdaki kişiyle resmen şoka girmiştim. Ağzım bantlı olduğu için konuşamadım tabi. Ama bantlı olmasa da şuan konuşabileceğimi sanmıyordum. Çünkü hareket edecek durumda değildim.

Ben karşımda ki kömür gözlü adamdan yani Hamza'dan gözümü alamadan, o narin ve acıtmayacak bir şekilde ağzımdaki bantı hafifce çıkardı.

Korkudan titriyordum sanırım. Hâla üzerimde ki şoku atamamıştım. Hiçbir şey diyemedim. O ise öyle hafif davranıyordu ki hissetmiyordum bile.
Sanırım canımın acımasından korkuyordu. Gözleri hiçbir zaman görmediğim bir şekilde bakıyordu. Şefkat, merhamet ve biraz da endişeyle.

Ayaklarımdaki ipi çözdü ve ellerimi açmadan kollarıyla sıkmadan sarıldı. Yeni yeni kendime geliyordum ki hızla kendimi geri çektim.

Ağlayan gözlerimi omzumla silmeye çalıştım ve olabildiğince kaşlarımı çattım.

"Sen kimsin ki bana sarılıyorsun? Tahmin ettiğimce tüm bunlar başıma senin yüzünden geliyor zaten. Kömür gözlü."

Kömür gözlü derken üstüne basa basa konuşmuştum. Sinirli olduğum her halimden belliydi. Elimi açmaya uzandı ama kendimi geri çektim.

"Benim sayemde de kurtuldun. Eğer ellerin bağlı oturmaya alıştıysan açmayabilirim. Melek yüzlü."

Oda melek yüzlü derken bastırarak konuşmuştu. Evet haklıydı. Sanırım ellerimi açması gerekiyordu. Kollarım yeterince uyuşmuştu zaten.

Hiçbir şey demeden sinirli bir şekilde arkamı döndüm. En azından arkama uzanmayacaktı.

Elime değmeden ipleri çözdü. Fazlasıyla dikkatliydi ama az önce öledebilirdim. Bileğim acıdığı için biraz ovuşturdum. Dokunduğumda iplerin yeri belliydi.

Sinirli bir şekilde ayağa kalkıp üzerimi çırptım. Mahfolmuştu elbisem. Ama şuan onunla ilgilenemeyecektim.

Hızla arkamı dönüp yürümeye başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum ama kaçacaktım buradan. Daha ilk günden başıma bunlar geliyorsa ben buradan cesedimle çıkardım.

"Nereye gidiyorsun veya nereden gidebileceğini biliyor musun? Hem de bu karanlıkta."

Kömür gözlünün sesiyle durdum. Haklıydı. Yol bile gözükmüyordu.
Arkamı dönüp bağırarak konuştum;

"Beni babama götür o zaman."

"Üzgünüm, benimle gelmekten başka şansın yok melek yüzlü."

Çok sinir bozucu bir durumun içindeydim. Yavaş yavaş bana doğru gelen ayak seslerini duyabiliyordum. Sinirimden ağlamak istiyordum. Zaten şu bir kaç günde senelik ağlama kotamı doldurmuştum.

Olduğum yerde durdum ve bekledim. Gelen ayak sesleri de kesilmişti. Karanlıkta olduğum için de ürpermiyor değildim. Korkak bir sesle seslendim;

"O-orada mısınız ?"

Kahretsin yine kekelemiştim. Nefret ediyordum böyle olmasından. Ama şuan daha da nefret ettiğim bir durumun içerisindeydim.

Resmen sıradan bir hayattan adrenalin fışkıran bir hayata level atladım. Ve ben bu level de hiçbir hakkımı kullanmadan ölmek istiyordum.

Tedirgin gözlerle etrafa bakınırken boynumda hissettiğim nefesle gözlerimi yumdum. Ve titremeye başladım.

"Az önce kaçmana fırsat vardı melek yüzlü."

Sesin kömür gözlüye ait olduğunu anlayınca az da olsa rahatlamıştım. Hayır niye rahatlıyorum? Deli misin Hafsa. Asıl daha çok kork. Bunlar yüzünden başına geldi herşey.
Hem beni deli edeceler.

İMKANSIZ'IMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin