Ölümü ne güzel tasvirlemiş Cahit Sıtkı;
"Bir kere misafire çıkmış adın...
İstesende gideceksin, istemesende..."~ ~ ~ ~ ~ ~ ~
"Babam..."Sesi öylesine acıyla çıkmıştı ki şuan tarif bile edemiyordum. Hatta sesi çıkmadı bile denebilirdi.
Daha fazla gücünün kalmadığı çöken omuzlarından belliydi. Sonra iki düzünün üzerine düştü ve başını ellerinin arasına aldı.
Karanlıkta göremesem de ağladığını düşünüyorum. Evet duygusuz dediğim adam bugün gözlerimin önünde ağlıyordu ve ben ne yapacağımı bilemez şekilde onu izliyordum.
Kafasını tavana kaldırdı ve yutkundu. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Benim yüzümden. O pisliği öldürmeliydim."
Tahminimce Erkan veya Şeref denen adamdan bahsediyordu. İyi de babasının konuşmasına göre şuan kömür gözlünün bir suçu yoktu. Babasının yaptığı bir şeyi annesinin acısıyla o ödüyordu. Off bir an önce öğrenmem lazım.
"H-hayır."
Ee Hafsa. Çok soal. Ne güzel yardımcı oldun çocuğa.
Dağılan saçlarımı toplayıp hemen kalktım. Başıma başörtümü atıp kömür gözlünün yanına gittim.
"Ne oldu ?"
"Ben, ben yine başaramadım Hafsa. Yine zararlı ben oldum."
"Anlat bana."
Karşımda dağ gibi duran adam, şimdi yıkılmış bitmişti.
"Kaybettim. Şu hayatta ki tek dayanağımı kaybettim."
"Kimi ?"
"Babamı."
Dediğini duymamla gözlerim doldu. Bedenim kendime ağır geldi. Daha saatler önce konuştuğum, bana şefkatle bakan adam şimdi...
Elimde hissettiğim ıslaklıkla kömür gözlüye baktım. Ağlıyordu. Hem de hiç ağlamadığı kadar. Onun ağlamasını görmek canımı yaktı. Seneler önce annesinin acısını şimdi ise babasının acısını yaşıyordu.
Kolay değil. Yaşamadım bilmiyorum ama babamdan ayrı kaldığım şu günler bile ölüm gibi geçerken, babamı gerçekten kaybettiğimi düşünemiyorum.
Kendimi kömür gözlünün yerine koydum. Babamla geçirdiğim anlar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti. Her bir an içime otururken, ciğerimi yaktı. Kömür gözlüyü düşünemiyordum. Yıkılmış, bitmişti.
Neydi ki zaten dünya dediğimiz şey ? Bilmiyor muyduk sonunun böyle olacağını ? Kimisi senelerce yaşarken, kimisi anne karnında veda ediyordu bu dünyaya. Geriye kalanlaraysa koca bir acı ve sabır kalıyordu.
Arın'ın dedikleri kulaklarımda tekrar yankılanırken gözümden akan yaşlara engel olamadım.
Kömür gözlüyü yerden kaldırıp yatağa götürdüm. Şuan tek istediğim ona destek olmaktı. Yaşadıkları normal ve dayanılacak şeyler değildi.
Yatağa oturdu ve eliyle yüzünü sildi. Bende o sırada yatağa oturup bağdaş kurdum. Tabi ki burada uyumayacağım ama en azından o uyuyana kadar bekleyecektim.
Ani bir hareketle dizime yattı ve öylece kaldım. Şuan ona bağırıp iterdim ama yapamadım. Dizlerimi uzatıp daha rahat olabileceği bir hale getirdim. Biliyorum yaptığım çok günah ama bozamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ'IM
Spiritualİstediğini elde etme çabasında bir genç.. Ve bu yolda sürüklenen bir kız.. Hafsa ve Hamza..🕊