- Güzel olan ne çok şey kaybettik;
Sokaktaki oyunları, vefalı komşuları, yaraya merhem olan o eski insanları, sevdiğini dilinde dua dua saklayanları...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Multimedia - Hayal etmeniz amaçlıdır.Ne de ağır yükler binmişti bir rüzgarda bile yıkılabilecek omuzlarıma. Ne sorumluluklar atılmıştı zayıf bedenime. Şimdi ben nasıl çıkacaktım bu işten. Aklım ve kalbim hâla büyük bir savaşın içindeyken ben neye göre karar verecektim?
Kalbimi dinlersem elimdeki kağıtla nikah masasına döneceğim.
Aklımı dinlersem kömür gözlünün günler önce söylediğinin cevabını değiştirip gideceğim. Ama bu saatten sonra ne der o da var.Gözümden akan yaşın kağıda düşme sesiyle gözlerimi açtım. Ağlarken ne yaptığımın farkında değildim. Kağıda tekrar bir göz gezdirdim.
Yüzüme karşı yalvardığı yetmemiş bir de kağıda yazmış. O kadar çaresizdi ki.
Tek ümidi benim, bendim.Elimde ki kağıdı katladım. Elimin tersiyle yüzümü silip ayağa kalktım. Kapıya doğru yavaş adımlarla yürüdüm.
Kapının koluna doğru uzandım ki aniden kapının hızlı bir şekilde itilerek açılması ve yüzüme çarpmasıyla neye uğradığımı şaşırdım.
Karşımda da şaşırmış bir çift kömür gözlerle karşılaştım tabii. Böyle kaba bir giriş ancak ondan beklenirdi zaten. Burnumun sızısıyla elim burnuma doğru gitti.
Kömür gözlü karanlık olduğunu yeni fark etmiş olacak ki telaşla ışığı yaktı."İyi misin ? Ne arıyorsun kapının arkasında sen ?"
"Zararından kaçıyordum ki ziyana uğradım. Saol."
Elimdeki ıslaklığı hissedip baktığımda burnumun kanadığını gördüm. Nasıl çarptıysa burnumu kırdı resmen. Öküz.
Kömür gözlü kanı görünce telaşla peçete aradı ama bulamadı. Bende peçeteyle olmayacağını bildiğim için umursamadan banyoya geçtim.
Elimi yüzümü yıkayıp çıktım.
"Kapının arkasında olduğunu bilmiyordum."
"Ya ciddi misin ? Böyle şeyler için insanlar kapıyı tıklar zaten. Tabi sen onu da bilmiyorsun."
Hiçbir şey demedi. Çünkü haksız olduğunu biliyor. Bence de sussun.
Aynaya geçip başörtümü düzelttim. Allahtan kan damlamamıştı. Yoksa bembeyaz kıyafetler mahfolurdu.
Tam o sırada aklıma kağıt geldi. Hemen koşup giyinme odasına girdim. Yerlere baktığımda ise yoktu. Kömür gözlü almış olabilir miydi ?
"Bir kağıt vardı, sen girerken elimdeydi. Çarptığın sırada düştü sanırım gördün mü ?"
"Hayır görmedim. Önemli miydi ?"
Başımla onaylayıp giyinme odasına tekrar girdim. Dolapların içine dahi baktım ama yok. Nereye gider, uçmadı ya.
Lavaboya girip birde oraya baktım. Ama sonuç yine aynı. Sinirimden ağlayacak durumdaydım. Nasıl kaybolur elimdeki kağıt anlamıyorum.
Tekrar odaya girdim. Kömür gözlü olduğu yerde duruyordu. Hareketsiz ve yorgun gözüküyordu.
Arın'ın sesiyle ayağa kalkıp kapıya gitti ve odadan çıktı.Yatağa oturup düşünmeye başladım. Bu kolay bie mesele değildi. Karar vermem zor olacak biliyorum ama ben ölmeden önce son kez yalvaran babaya karşılık yenildim.
Hem o babaya, hem kalbime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ'IM
Spiritualİstediğini elde etme çabasında bir genç.. Ve bu yolda sürüklenen bir kız.. Hafsa ve Hamza..🕊