Geçiyor, pervasızca geçiyor,
Çıngıraklı kuyruğunu sallayıp zaman.
Artık soğuk ve kimsesiz geçtiğimiz sokaklar,
Zarif bir hüzünle çiziyor aklımda seni gece,
Boşlukta 'Kırık bir dal yüreğim', kederiyle sallanan...- Cahit ZARİFOĞLU -
~ ~ ~ ~ ~ ~Eceline gelmişti...
Bu nasıl cesaret etmişti buraya gelmeye?
Yanındaki itiyle beraber sırıtarak mezara bakıyordu.Bu onun son hareketiydi. Aniden kafasını kaldırdı ve beni görmesiyle kaşları çatıldı. Ardından çarpık bir gülüş attı ve kaşlarıyla mezarı işaret etti.
"Ben gidiyorum."
Arın'a haber verip adım atmamla kaçmaya başlayan Erkan'a doğru koştum. Erkan önden kaçsa da adamı arkada kalmıştı. Yakalamam an meselesiydi ki Erkan kaçsa da adamı şuan elimdeydi.
Yüzüne geçirdiğim bir yumrukla yere yığıldı. Erkan kadar olmasa da bunun da herşeyden haberi vardı.
Cenaze yerinden kaçtıkları için bizi kimse görmüyordu. Ardından Arın geldi koştuğu için nefessiz kaldığı belliydi. Yerdeki yatan Furkan şerefsizini görmesiyle gülümsedi.
"Oo ağa takılmışın Furkan. Ee sahibin nerede?"
Kaçtığını biliyordu ama gıcık etmek için söylediği belliydi. Yerdeki Furkan'ı yakasından tutarak kaldırdım.
Mezarlığın arka kısmından dolaşarak arabaya bindik. Erkan elimde olmasa da Erkan'ın iti elimdeydi. Bu da yeterdi ama şimdilik.
Depoya doğru yol aldım. Başka türlü konuşmayacağını bildiğim için biraz canını acıtacaktım.
Çalan telefonumu Arın'ın koluma değmesiyle duydum. Fazlasıyla dalmıştım. Arayana baktığımda evin kapısında ki adamlardan biriydi.
"Söyle."
"Efendim Hafsa Hanım kaçmaya çalıştı. Engel olduk. Bilmek istersiniz diye düşündüm."
Demek kaçmaya çalışmıştı. Bu kızın aklı çalışmıyor mu ya? Geçen yaşadıkları yetmemiş miydi? Biri benim yüzümden ona zarar verebilecekti ve bu tehlike hâla sürüyordu.
"Canını acıtmadan engel oldunuz umarım?"
"Evet efendim. Kendisi dokundurmadı bile zaten. Biz de dokunmadık."
"İyi. Etrafa dikkat edin. Kuş bile uçmasın."
Biliyorum canı acıyordu ve korkuyordu. Ama mecburum. Ben ona mecburum.
Onu uzaktan izlemek zoruma gidiyordu. Şimdi ise sadece bekleyecektim. Alışacaktı ve sevecekti.Depoya geldiğimizde hızla arabayı durdurdum. Burada da adamlarım vardı. Ama sık kullandığım söylenemezdi.
Furkan'ı da alıp depoya girdim. Yakaladığım iti adamların önüne fırlattım. Adamlar anlamış olacak ki hemen ellerini ve ayaklarını bağladılar.
Yaklaşıp tüm sinirimi çıkarmak istercesine yüzüne bir yumruk attım. Şuan elimin acısı seneler önce annemi kaybetmenin acısının yanında hiçti.
Ağzına gelen kanı tükürdü ve zar zor konuşmaya çalıştı.
"Seni gördüğüme sevindim. Kömür gözlü."
Bu adam beni çıldırtmak için konuşuyordu. Bunu bana bitek Hafsa diyebilirdi ve sadece o diyecekti. Bu it bunu nasıl öğrendi bilmiyorum. Ama öğrendiğine pişman edeceğimi biliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ'IM
Spiritualeİstediğini elde etme çabasında bir genç.. Ve bu yolda sürüklenen bir kız.. Hafsa ve Hamza..🕊