Herkes sus pus olmuş, tüm gözler bir anda mustafaya dönmüştü. Gülru sesin sahibini hemen hatırladı; zaten bu sesi asla unutamazdı ! belkide ömrünce unutmayacaktı bilemezdi.
Mustafa yanındaki arkadaşıyla sırıtarak kızlara doğru yaklaştı , tek tek süzdükten sonra aradığı yüzü bulmuştu ; meseleyi tam idrak edemeden hemen araya girdi ;
"Kızlar çok ayıp ama, benim için tartışmaya girmenize hiç gerek yok, sakin olurmusunuz lütfen !" diyerek sırıttı.
Reyhan ;
" hadi ordan deli ! sen kimsin ki senin için tartışalım ""aaa ! çok ayıp reyhan buralarda hangi kıza sorsan beni tanır " deyip kızlara döndü.
" değil mi kızlar ? "diye sordu.
Filiz az önceki şaşkınlığı ve siniri halen üzerinden atamamışken bir anda mustafayıda görünce heyecanlanmıştı.
" evet tanıyoruz selim amcanın yeğeni mustafa " dedi saf bir şekilde . Günlerdir kızların diline dolanan mustafayı tanımayan peşine düşmeyen kız kalmamıştı köyde.
" bak gördün mü ? " dedi alaycı bir yüz ifadesiyle mustafa.
" hadi be sende züppe " deyip Gülrunun koluna giren reyhan ;
" gidelim Gülru " deyip ağaçlık yola girdiler.
Mustafa içinden " demek ismi gülru ' diye geçirirken, kalbi Gülru gülru diyerek zikretmeye başlamıştı bile.
" Ne kadarda ismiyle müsemma" diye mırıldandı ." mustafa sana diyorum duydun mu beni ? " diye arkadaşının sesiyle kendine geldi.
" ne diyorsun kerim anlamadım "" diyorumki bu giden kız kimdi ?"
"ha o mu ! reyhan benim çocukluk arkadaşım, babası öğretmenimdi . "
" onu demiyorum yanındakini soruyorum "
Biraz düşünen mustafa; "bilmiyorum tanımıyorum " dedi ifadesiz bir şekilde. arkadaşının sorusuna bozuk atmış, yüzü düşmüştü.
" hayret nasıl tanımıyorsun böyle bir güzelliği ? " deyip pis pis sırıttı.
" koş yetişelim senin arkadaş bizi tanıştırsın o zaman " deyip hızlandı, mustafa da ona ayak uydurarak peşinden gitti.
Filiz mustafanın yanından uzaklaşmasıyla sinir krizine girdi. Günlerdir tanışmak için uğraştığı fırsat ayağına gelmişti ama Gülrunun yüzünden planı mahvolmuştu.
Mustafa ve arkadaşı kızların yanında yürümeye başladılar." reyhan " diye seslendi mustafa ama cevap alamadı.
" Reyhan tamam şaka yaptım "
dedi mustafa ama kızlar durmadılar. önlerine geçerek tersten yürümeye başladı, bir müddet yürüdükten sonra sendeleyip düşecek gibi oldu mustafa.reyhan ;
"Dikkat et ! önüne bak !" dedi sinirle ;" yaw arkadaşım yakışıklı olmak benim suçum mu ? nedir bu çektiğim "
deyip Gülrunun gözlerinin içine baktı.
Bir bakış bekledi yada herhangi bir gülüş ama ifadesiz bir yüzden başka hic birşey yoktu tutsak olduğu gözlerde. Kendini bakmaktan alıkoyamıyordu bir türlü. sağır dilsiz olduğunu bile bile yinede konuşuyor bir bakış bir gülüş arıyordu bu kusursuz yüzde , Gülru ise; tepkisiz öylece yürüyordu, aklı filizin oyununda kalmıştı. Karşındaki adamın bakışlarını üzerinde hissediyor , ara ara gülmemek için kendini zor tutuyordu . Geçen söylediklerini düşünüp yeniden utanmıştı, mustafanın yüzüne bir türlü bakamıyordu.Bir anda sendeleyen mustafa kendini tutamayıp sırt üstü yere kapaklandı .
" Ah " diye bir inilti çıktı ağzından. Hemen ayağa kalkıp kendini toparladı, Reyhan gülmemek için kendini zor tuturak mustafaya doğru ilerledi;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL -I DEVRAN
General Fiction"dediklerimi duydun şartım bu ! evleneceğin kadın hem sağır hemde dilsiz olacak.!! " Gerçek hayattan esinlenerek yazılmış bir hikaye.. Bildiğiniz diğer hikayelerden farklı konusuyla okumaya değdiğini, zaman kaybı olmadığını göreceksiniz...