ACININ KOYU TONU

11 1 0
                                    

Bir kuşun uçuşu gibi koştum sana, masum ve tüm gücümle. Bir yoksulun açlığı gibi zaaf besledim sana, bir kelebeğin son günü gibi yaşadım hep seni. Bir mazlumun acısı gibi yokluğun. Nefes almadan yaşanmıyor, ömrüm boyunca farkında olmadan aldığım her nefes şimdi, pencerene koyduğum güllerin dikeni gibi çiziyor ciğerlerimi. Gidişinle, yokluğunla, canımı vermedim zorda olsa, fakat yüzüne bakınca gidiceksin diye bin ağıt ettiğim sana, başkasının bakması ruhumu kabrin en acı azabına uğrattı. Meğer en zecri acı gidişin değil, yerime başkasını koyușunmuș, ah! ah kirpik uçlarını sevdiğim.
Benim gibi sarıyor mu göğsüme sığan bedenini? Benim gibi her zerrene ehli can kurban ediyor mu? Benim gibi saçlarına naat ediyor mu?
Neydi ki benim eksiğim, nefesimi, kalbimi, şu sonu olmayan sevgimi, ömrümü, canımı vermedim mi?
. Hah! Ne hak? Bir gününe üç günüm bitiyor, daha çok izlerim başka gönüle hasretle sevișini.
Saçların uzamıș, şimdi ne güzel tarardım, zaman seni daha çok güzelleştirmiș aah şimdi koklardım! boynunu, tenini.
Sevmek sahip olup birlikte yaşayıp ölmek değilmiş meğerse, sevmek uzaktan uzaktan iç çeke çeke izleyip başkasına ait olduğunu bile bile nefret edemeyip, daha çok sevmekmiș. Hah! Ne büyük yüzsüzlük...

VELHASIL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin