Çok istedim içimdekileri anlatmayı. Çok istedim biraz olsun hafiflemeyi.
45 kiloluk bedenim vardı ama ruhum tonlarca ağırlığı taşımaya çalışıyordu.
Taşıyamadı, bu ağırlığın altında eziliyor ruhum.
Ama kimse görmüyor , kimse duymuyor ; ruhumun çırpınışlarını, çığlıklarını...
Her seferinde çok çaba sarf ettim. Beni anlamanız için daha ne yapmalıyım bilmiyorum.
Söyleyin ya siz söyleyin beni ne zaman görüp / duyacaksınız?
Anlatmak istediklerimi ne zaman anlayacaksınız?
Ben ölmek istiyorum dediğimde bana kızıyorsunuz. Beni anlamadığınızı yüzüme çarpıyorsunuz ya...
İçimde size olan saygımı , sevgimi ve en önemlisi de güvenimi bitiriyorsunuz.
Lütfen yapmayın bunu! Daha fazla azalmayı kaldıramam!
Madem anlamayacaksınız hiç dinlemeyin!
Ruhumda bir yarayı da anlamayarak açmayın.
Hiç bilmemeniz, bilipte beni anlamamanızdan daha iyi.
O zaman kendimi avutabilirim.
O zaman ruhumda yeni yara olmaz.
O zaman içimde azalmazsınız.Aksine çoğalır size olan ne varsa içimde.
"Bilse beni anlardı,gücüm olmaya çalışırdı."
Deyip , kandırabilirdim kendimi . Ama ben anlatmayı denedim.
Denedikçe azaldım, bitmeyi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİM
Ficción Generalİçimdeki özlemdi .... Ama bir ruh özlenir mi ? Bedenine değilde ruhuna aşık olduğun biri olabilir, peki o ruh bedeni terk ederse n'olur? Benim ruhumda artık bedenimde değil onun ruhunu arıyor. Ruhlar kavuşunca ben de ona kavuşacağım biliyorum.