22032020 ~ 0032~~~
"Özür dilerim."
Hyunjin koşmaktan nefesi kesilmiş bir biçimde spor salonun girişindeki kapıya yaslanırken.
Sahanın ortasında öylece potaya basket atan sakin sevgilisinin gazabından deli gibi korkuyordu.Yaslandığı kapıdan güç alarak tekrar iki ayağının üzerinde durmayı başardığında basketbol maçını kaçırdığı sevgilisinin onu affetmesi için ne yapması gerektiğini düşünüyordu içindeki büyük vicdan azabıyla.
"Jisung... Özür dilerim."
Merdivenlerden hızla inerken sahaya iyice yaklaşmıştı.
Jisung elinde sektirdiği topu sertçe Hyunjin'e fırlatırken çelimsiz sevgilisi topu tutmayı bırak karnına sert çarpışının verdiği acıyla gerileyerek yeri boylamıştı.Kesinlikle hakkettiğini düşünsede canının yandığını saklayacak değildi.
"Neredeydin?"
Hala acı içerisinde kıvranıyordu.
"Acıttı..."
"Hayatımın en önemli maçında, sevgilim neredeydi Tanrı aşkına? Ne kadar gerildiğimden haberin var mı?Beni en iyi sen tanıyorsun..."
Yerde duran basketbol topunu tekrar elleri arasına alarak kıstığı gözleriyle en önemli maçında yanında olmayan bedenin, sevgilisinin yanına adımladı.
"Hyunjin..."
Öyle içten söylemişti ki adını, yaşadığı hayal kırıklığını iliklerine kadar hissetmişti Hyunjin.
Ayağa kalkıp sevgilisine sıkıca sarılmak istiyordu. Sarılıp deli gibi özür dilemek istiyordu.Fakat koştuğu için zaten yeterince enerji kaybeden ve üstüne, karnına en setinden bir basketbol topu yediği için sahanın parlak zeminiyle uzun süreli bir birliktelik yaşayacak gibiydi. Çocuk kalkamıyordu bile...
Jisung'un elindeki topu bir daha atmak için kaldırdığını fark edince ise kaderine razı gelip en azından ölümünün sevdiğinin elinden olacağı için sevinme düşüncesiyle gözlerini sıkı sıkıya kapamıştı ki top Hyunjin'in arkasında kalan potayı hedef alarak fileden geçmişti.
"Kaybettik."
Jisung derince bir nefes alarak sevgilisinin yanına çöktüğünde Hyunjin'in doğrulması için ona elini uzatmıştı.
Hyunjin ses etmeden sevgilisinin elini tutup doğrulurken.
Hemen karşısında bağdaş kuran gencin gözlerine bakmıştı. Doğrulması için uzattığı elini hala tutuyordu sevgilisi."Özür dilerim Jisung."
"Afişlerini asıyordun değil mi? Unuttun."
"Özür dilerim..."
Berbat hissediyordu. Hyunjin'e her ne kadar sinirlensede ona ihtiyacı vardı. Sevgilisinin verdiği huzura ihtiyacı vardı.
Gülümseyerek elini tutan sevgilisini kendisine doğru çekmiş ve kollarını bedenine dolamıştı."Kaybettik Hyunjin. Hiçbir şey yapamadım."
Gözlerini kapadı sıkıca. Basketbol koçundan yediği azarlar canını yakmıştı. Sevgilisi nasıl olurda bu denli iyi gelirdi ona?
Sadece sarılıyordu oysa. Üstelik sinirliydi ona. Yine de huzurluydu işte. Nasıl bırakırdı ki huzurunu. Kafasını gömmüştü Hyunjin'in omzuna. Kaybolup gitmek istiyor gibiydi.
Hyunjin'in parmakları saçlarında gezindi sonra.
Gülümsemesine neden olan sevdiği, kurduğu cümleyle kahkahalarına neden olmuştu bu sefer.Hiç olmadığı kadar içten bir şekilde küfür etmişti koça, fazla komik gelmişti bu.
Hyunjin böyleydi işte. Sihirliydi. Belkide Jisung'un onu hiçbir zaman bırakamak istememesinin nedeni buydu.
"Bunun intikamı çok ağır olacak yalnız, bil istedim."
Küçük bir çocuğun mızmızlanışından farksız olan söylenişi basketbol sahasının bu seferde Hyunjin'in kahkahalarıyla dolmasına neden olmuştu.
"Ne kadar ağır olabilir ki? Başkanlık seçimlerinde rakibim olacak değilsin ya."
~~~
220320 ~ 0109
Syglr
Svglr