10.bölüm "Hesaplaşma zamanı"

234 41 248
                                    


...Acıyla büyüyen, acı çekmeden sevgiyi de bulamayacaktı...

Bir hüzün vardır birde mutluluk.
Ben hüznü yaşıyorum fakat mutluluğu yaşayabilecek miyim? Belirsiz... Şu an vereceğim cevap gibi.
Yağmur bana tutmam için elini uzatıyordu fakat elini ne için tutmamı istiyordu veyahut tutunca neler olacaktı?

Başımı ansızın önüme eğerek ateşe bir süre baktım. Yağmur elini yavaşça çekti.

Karanlık, ıssız ve sadece ikimizin olduğu sahilde köz bir ateşin yanında oturuyorduk. Burada böyle sabahlayacak mıydım yoksa yağmurla birlikte o öncesinde zorla kaçırılıp götürüldüğüm eve geri mi gidecektim? Zihnim bomboş bir şey düşünemiyordu. Tek düşündüğüm biraz daha burada oturmaktı.

Yağmur'a göz altından baktığımda tekrar almıştı az önceki yerini. Bana bakıyordu öylece, ifadesizce. Ondan kalır yanım yoktu. Tekrar ateşi izlemeye devam ettim. Sönüyordu artık, ardında birkaç saat önce yanan bir kül bırakacaktı. Tıpkı benim gibi

"Elini tutunca ne olacak?"

Gözlerimi Yağmurun efsunkar yeşillerine diktim, gecenin karanlığında kararan gözlerine.

"Sen karar vereceksin ona!"

İstemsizce sırıttım. "Ben.." diyerek kaşlarımı kaldırarak yanıtladım sorusunu. "Evet deyip sonra o hakkımı elimden alarak, kararını değiştirerek mi?" Devamını getiremeden konuştu yağmur.

"Değişmeyecek Sevgi." Adımı andığında tuaf hissettim. Bir şey söyleyemedim, nefes almakta güçlük çektim. Ayağa kalktım hemen kuma oturduğum için elimle arkamı temizledim. Bir iki adım uzaklaşıp kollarımı birbirine kenetleyip denizi seyretmeye başladım. Karanlıktı sadece kocaman bir karartı lakin sesi huzur vericiydi. Yağmur olduğu yerdeydi.

"Hatırlıyor musun?"

Arkamı dönüp yağmura baktığımda iki elini yanlara açarak, "Seni ilk burada gördüm." dediğinde gözlerim doldu. Elimde değildi tutamıyordum. Bir damla gözümden aktığında anında elimle sildim. Sonrasında neler olduğunu ve murat'ın beni nasıl ailemin üzerine iftirayla attığını da hatırlıyordum. En acısı ise babamdan yediğim ilk tokat ve inanmış olmasıydı.

"Annemle kavga edip kaçmıştım buraya" diyerek gülümsedim.
Yağmur ayaklanıp geldi yanıma gülümseyerek. "Yağan Yağmura bağırıyordun" İyice yanıma yanaştı. Bağırıyordum çünkü yağmuru çok seviyordum. O anlar gözümde canlandı. Şu an yine yağsa yine bağırırdım. İyi geliyordu bana.

"Bir şeyler itiraf ediyordun?"

"Yağmura olan sevgimi." diye devam ettim.

Yağmurdan alarak gözlerimi yere diktim ve jeton yeni düştü. İstemsizce elim açılan ağzıma gitti. "Sen o yüzden," diyerek güldüm. Yağmurda güldüğünde dahada gülmeye başladım. Yağmur diye bağırdığımda yanıma gelince şaşırmıştım. Şu an ise anlıyordum neden o zaman yanıma geldiğini. "Sana varya," diyerek işaret ettim onu. Yağmur gülümseyerek tek kaşını kaldırdı. "Beni?" diyerek tekrarladı. Elimi indirerek dudak büzdüm. Yağmur öylece bakarken dahada güldüm. "Şizofren teşhisi koymuştum sana."

"Şizofren. İyiymiş ya." diyerek başıyla onayladı. İki elini ceplerine sokarak sağ ayağıyla kuma vurup savurdu. "Ama bak o an öyleydi" diyerek yumuşatmaya çalıştım incitmiştim sanırım. "Yani seni çağırmadan gelince bende heralde kendi kendine hayal kurma hastalığın falan var sandım."

"Haksız mıydım peki?" Diyerek Dudağının altından bana sırıttı. Şu an bana gülüyordu. Ben dudak büzerek, "Aslında sende bana o an deli teşhisi koydun sanırım." diyerek gözlerine baktım. Bunu merak etmiştim bu yüzden her mimiğini dikkatle inceledim. Beklediğimin aksine başını olumsuz anlamda sallayarak,
"En başta anlam veremedim sonrasında ise bana aşkını, ne kadar çok sevdiğini itiraf eden bir kız teşhisi koydum." Diyerek gülümsemesini devam ettirdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 09, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EfulimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin