Almanya'da yayınlanan "Rätselhafte Phänomene" adlı derginin 64. sayfasında Dünya Parapsikoloji Literarörü'ne giren bir haber, bizleri de yakından ilgilendireb tarihi bir olayla ilgiliydi. Çanakkale savaşı sırasında meydana gelen inanılma bir olayla ilgilidir:
ÇANAKKALE SAVAŞI insanlık tarihinin kaydettiği en büyük savaşlardan biridir. 8,5 ay boyunca Boğazın iki yakası adeta bir yeryüzü cehennemine dönüşmüştü. Bu savaşta yarım milyondan fazla asker hayatını kaybetti.
Sadece İngiliz ordusunun kaybı 34.000 askerdi. Bu gün bunların 27.000'inin mezarı vardı. Yani kaybolan İngiliz askerlerinin sayısı 7000 civarındadır. Fakat savaş bittikten sonra hepsi değil, özellikle 267'si aradı durdu...
Tarih: 10 Ağustos 1915
Yer: Çanakkale
Olaya Şahit Olanlar: Yeni Zellamdalı Askerler
Olayı Rapor Edenler: İstihkam Eri Künye No:4/165 F. Reichard. İstihkan Eri Künye No: 13/416 R. Nevnes ve Künye numarası verilmeyen İstihkam Eri J.L Newmanİngilizler askeri tarihlerinin en büyük yenilgilerinden birine adım adım yaklaşıyorladı... İngiliz komutanı Sir Hamilton, korkumç bir yenilgiye uğrayacağını sezmiş, savaşı kazanmanın tek şansını, taze kuvvetlerle birlikte yapılacak büyük bir saldırıda görmüştür.
Kraliyet Norflok Alayı, taze kuvvetlerin bir parçası olarak 29 Temmuz 1915'te İngiltere'de gemilere bindirildiler. Ve Çanakkaleye doğru yola çıktılar. Savaşta her şer olabilirdi ama Norfolklular, Çanakkale'de başlarına gelecek olayı asla düşünemezlerdi...
Sir Hamilton, Tekke ve Kavaktepeleri'ne bir gece karanlığında ani ve hızlı bir saldırı yapmayı planlamıştı.Bu iş için 12 Ağustos gecesi 54. Tümen ilerlemeye başladı. İçlerinde Norfoluklular'ın Tugayı da bulunuyordu. Tepelerin yamacına kadar gelecekler ve şafak sökerken saldırmak üzere hazırlanacaklardı. Fakat,gece yürüyüşünün yapılacağı Küçük Anafartalar Ovası denilen yerde, Türk askerinin pusuya yattığı zannediliyordu. Bu yüzden Norfolklular'ın bir Tümeni önden giderken yolu açmak amacıyla, 12 Ağustos öğleden sonra harekete geçti.
Bu öncü Tümen'in ilerleyişi, tam bir bozgunla sonuçlandı. Gelibolu Savaş'ında İngilizler'in gösterdiği şaşkınlık ve beceriksizliği tipik bir örneğini verdiler. Öğleden sonra, saat 4'de topçu desteği başlayacaktı ama 45 dakikalık bir gecikmeyi oldu. Haberleşme hatası yüzünden gecikmeyi öğrenemeyen topçu desteği gereksi yere, saatinden önce ateşe başladı ve boşuna ateş gücünü harcadı.
Savaş alanı hiç incelenmemişti. İngiliz konutanlarının, arazi hakkında bilgileri yoktu. Hedefleri hakkında tam bir karara varmamışlardı. Haritaların çoğu son anda çalakalem çizilmişti ve yarımadanın diğer tarafını gösteriyordu. Ayrıca Türk kuvvetlerinin gücünden de habersizdiler.
163. Tümen, gün ışığında çıplak ovayı geçmeye çalışmanın bariz bir hata olduğunu anladığında, ancak 900 metre kadar ilerleyebilmişti. 4. Norfolk Taburu onların gerisindeydi. Türkler'in İngiliz Tümeni'nin büyük bir kısmı yoğun makinalı tüfek atışı altında kaldığı için, olduğu yerde çakılmıştı. Ancak sağ tarafta yer alan 5. Norfolk Taburu daha az bir mukavemetle karşılaştığımdan ilerlemeye devam etti. İşte bu sırada, 22 kişilik Yeni Zellanda sahra birliğinin gözleri önünde, Norfolk Alayı'nın 4. Taburu'na bağlı askerler, karşılarındaki tepeye doğru yürümeye başladılar. Tepenin üzeri, ekmek somunu şeklinde beyaz bir bulutla kaplıydı. İngiliz askerleri, yavaş yavaş tepeye yaklaştılar ve bulutun içinde gözden kayboldular. Bulut yüzünden askerler görülmüyordu. Son asker de bulutun içine girdikten sonra beyaz bulut yavaşça havalanmaya başladı ve rüzgarın aksi yönüne doğru hareket etti. Bulutun hareket etmesiyle birlikte tepenin üstü de, görüş alanına açılmıştı. Ama 4. Norfolk Taburu'ndan hiç bir asker tepede görülmüyordu!
Komutan Hamilton, İngiliz Savaş Bakamı Lord Kitchener'e gönderdiği telgrafta, olaya şöyle anlattı:
"Savaş sırasında, 163. Tümen her bakımdan üstun olduğu bir anda, çok garip bir şey meydana geldi... Türkler'in zayıflamakta olan kuvvetlerine karşı, Albay Sir H. Beauchamp, cesur ve kendinden emin bir subay olarak büyük bir gayrerle, hızla ilerledi ve savaşın en önemli kısmı böyle başladı. Mücadele iyice kızmış ve iyice karışmıştı. Albay, 16 subayı ve 250 askeryle önüne düşmanı katmış, hızla ilerlemesine devam ediyordu... Daha sonra bunlardan hiç bir haber alınamadı. Ormanlık bölgeye hücum ettikten sonra gözden kayboldular ve sesleri de duyulmadı. İçlerinden hiç biri geri dönmedi."