ANKA-İLK GÖREV

196 19 108
                                    

Dakikalar sonra inişe hazırlanıyorduk göz ucuyla şehre baktım;

Koskocaman ve rakım olarak yüksek bir alana kurulmuş bu şehrin çevresini ormanlık alanlar oluşturuyor ve bu sınırları plazma kalkanlar koruyordu..Dünya da ki kuşlara benzeyen yaşam formaları rengarenk kanatlarını çarparak bu ormanlık alanlarda ağaçların üzerinde süzülüyorlardı..Manzarası muazzam güzellikteydi.

Şehrin ana merkezinde çoğunluğunun tepeleri ucu sivri biçimde tasarlanmış; renkleri Aressa 'nın toprak zeminini andıran renk tonlarında ve ara ara da kremsi beyaz tonlarında inşa edilmiş devasa gökdelenler vardı.Bu şehirdeki yüksek teknolojiyle dikilmiş gökdelenler bizim Aressa 'ya ilk indiğimiz şehirden daha fazla sayıda idi.Tabi yine bir çoğu inşaat halindeydi.Ana yönetim binasının burada değil de orada oluşu bir hayli dikkatimi çekmişti.Bu binaların tam orta noktasında ise diğerlerinden çok farklı olan devasa fakat oldukça zarif duran bir yapı vardı..Onun rengi okyanus mavisiydi ve cam kubbeden kırılan güneş ışıklarının vuruşu ile göz alıcı düzeyde parlıyordu.Ortası kubbemsi duran ve şatolardaki kuleleri andıran dört kenarının yüksek tasarımıyla göze çarpıyordu..

Oraya bakmayı bırakıp bizim ineceğimiz yere baktım..Yan yana dizilmiş ve her biri birbirinden farklı tasarımdaki uzunlu kısalı binaların üzerinde, irili ufaklı bir çok gemi birbirine çarpmadan eşsiz biçimde havada uçuyordu..Bir tarafta boyutları diğer tüm gemilerden büyük olan duran yirmiden fazla gemi havada asılı bir şekilde duruyor;diğer tarafta ise Kurulu santraller,fizyon reaktörleri ve arındırıcılar göze çarpıyordu..

Adının Bleda olduğunu bildiğim bu genç araçtan inerken bende onu takip ediyordum..Bleda bir müddet sessiz kaldıktan sonra;

''Dördüncü koloni olarak bu gezegene geldiğimizde aslında ilk olarak burası kuruldu.Aressa'nın en büyük şehri olan Karsia şehri..Burası Aressa 'nın en büyük üssü ve teknolojik çalışmaların yapıldığı yer..''

Etrafa hayranlıkla bakarken küçük gemileri gösterip ardından Bleda'ya dönüp;

''Anka birliği bu gemilerin birinde mi ? ''

diye sordum merakıma yenik düşmüş bir biçimde.

Bleda'nın yüzünde birden gülümseyiş belirdi.Ardından bakışlarını benim göz hizama getirdikten sonra;

''Hayır..İşte oradalar..'' dedi elini yukarı kaldırarak.

Bleda 'nın parmak ucunun gösterdiği yöne doğru bakmak için hızla arkamı döndüm.Koruyucu kubbenin bir kısmı açılmış ve şuana kadar gördüğüm diğer gemilerden çok daha büyük ve sağlam yapılı duran;ön tarafı gittikçe sivrilecekmişcesine daralarak uzayan fakat dikdörtgen biçimindeki; gümüş renginin üzerinde kızıl renkte işlenmiş Aressa sembolü ile göze çarpan bir gemi yavaşça giriş yapıyordu.

Gemi tamamen iniş yapıp yanına yaklaşmak güvenli hale geldiğinde Bleda 'nın arkasında ana kapıya doğru yürüyordum.Gemideki bazı insanlar yandaki açılmış büyük kapıdan yük indirmeye başlamışlarken bizim önümüzde duran kapıda açılıyordu.

Bleda açılan kapıdan içeri girerken kapının hemen sağ ve soluna konuşlanmış birlikten olduğunu düşündüğüm iki gence selam vermişti.Beni nelerin beklediğinden habersiz gemiden adımımı atmıştım..

Bleda arkasına bile bakmadan ilerlerken ;

''Bu gün bilmen gereken temel yerleri öğreteceğim.En son da yatacağın yeri gösterip gideceğim..Bu gün dinlen yarın eğitimin başlayacak..''

''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BEKLENEN:RUH KORUYUCUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin